Sevmek, sevilmen ne de güzel şeylerdi öyle. Hayata yeniden gelmiş gibi oluyordu insan resmen. Aras birden girip hayatımı güzelleştirmişti. Aras'dan sonra herşey değişmişti benim için. İlk defa instagramda kendim hariç kimseyle fotoğraf atmamıştım mesela. Ama hoşuma gitmişti bu durum. Abimin yorumları beni biraz gerse de onun bir şey demeyeceğini biliyordum. Kh
Aras ile dışarıya çıktığımızda beni binanın yan tarafına doğru yönlendirdi. Kapalı garaj gibi bir yere geldiğimizde elindeki kumandaya basıp açtığında "Kapalı garaj mı var burada" dedim şaşkınlıkla "Evet ama küçük senin araban girer gerçi olmadı sana bir tane kumanda vereyim güzelim" dediğinde kapı tamamen açıldığında garajın tam ortasında siyah bir motor bizi bekliyordu. Şaşkınlıkla Aras'a baktığımda "Nasıl ama" dedi gülümseyerek. "Aras sen bunu sürebilecek misin" dediğimde Aras elimdeki kaskı alıp kafama geçirdi. "On beş yaşımdan beri motor kullanıyorum yavrum ben. Geçen sene bunun bir altı vardı bende" dediğinde kaskımı takmıştı ve kendi kaskını takıp motora binip "Hadi güzelim" dediğinde gülümseyerek motora bindim hemen.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aras motoru çalıştırınca kapalı alanda motorun yüksek sesi yankılanmıştı. Ben heyecan ile Aras'ın omzuna vurduğumda Aras gülerek motoru garajdan çıkardı. Aras dediği gibi ustaca kullanıyordu motoru. Motor gerçekten de özgürlük demekti. Kendimi özgür hissediyordum. Kahvaltı yapacağımız yete geldiğimizde üzülerek motordan indim. Kaskımı çıkarmaya çalışırken Aras kendi kaskını çıkartıp benimkini hızlıca kafamdan çıkardı. Ben saçlarımı düzeltirken "Bana da mı alsak bir tane" dediğimde bana gülümseyip "Sen benim arka koltuğumda iyisin boş ver" dediğinde elindeki kaskımı alıp ona tripli bir şekilde mekana girdim.
Aras arkamdan gelirken onu beklemeden cam kenarındaki bir masaya geçip oturdum yanıma da hemen kaskımı koydum. Hemen de sahiplenmiştim kaskı. Aras karşıma oturup "Yine ne yaptım ben ya" dediğinde "Koskaca yüzbaşı olmuşsun benim neden trip attığımı anlamıyor musun gerçekten" deyip kollarımı göğsümde birleştirdim. "Yavrum-" dediğinde garson yanımıza gelip "Hoş geldiniz abi ne alırdınız" dedi "Sen bize serpme kahvaltı ver koçum" dedi hemen Aras "Tamam abi" deyip yanımızdan ayrılan garsonun arkasından bakarken "Yavrum-" "Bana yavrum deme" dedim dışarıya bakarak "Güzelim" "Güzelim de deme" deyip omuz silktim.
Aras elime uzanıp tuttuğunda bakışlarım onu buldu. "Güzel kadınım benim çok istiyorsan sana da alırız bir tane ama bunun kadar büyük olmaz" dedi hemen "İstemiyorum bütün hevesimin içine ettin yüzbaşı" dediğimde Aras yarım ağız gülüp "Senin hevesini yerim ben" derken garson gelip kahvaltıyı masaya servis ederken "Ekstra istediğin bir şey var mı yenge" dedi bana bakarak ben şaşkınca garsona bakarken "Çilek reçeli var mı" dedi Aras "Abi reçellerin arasında var biterse yenilerim hemen" derken çilek reçelini tam önüme koydu. "Reçeller el yapımı yenge anam yapıyor sanayi işi değil yani" dedi hemen "Elinize sağlık" dedim kısık sesim ile.
Garson yanımızdan ayrıldığımda "Sen buraya daha önce geldin mi" dedim "Evet bir arkadaşımın ailesinin daha önce arkadaşlar ile gelmiştik" dediğinde tabağıma kahvaltılıkları alırken "Hangi arkadaşlar" dedim merakla "Bizim çocuklar geldiğinde getirmiştim onları birde işte şey" dedi gözlerini kaçırarak. Salatalığımı sertçe keserken "Ney" dedim ona bakmadan "Eski sev-" bıçağımı tabağa sertçe bıraktım. "Beni eski sevgilini getirdiğin yere mi getirdin cidden" dedim yüzüne bakarak "Biliyorum çok saçma ama zaten tam sevgili gibi değildik lisedeydim daha ve buranın sahibi arkadaşım dediğim gibi. Az önceki gelen Hakan elimde büyüdü. Annesi annem gibidir" dese de yüzüne bakamaya devam ettim.
