11.Bölüm:Buzlu Camlar Ardındakiler

74 10 0
                                    

Yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayınız. 

Cumartesi görüşürüz, Uyanan Öfke'ye bakmayı unutmayınız.

Instagram:reminduagain.


Yolun gerisinde arada bir inanılmaz hız yaptı Pusat. Hiçbirinde sormadım ne olduğunu. Bana gıcık olduğunu biliyordum ve sesimi çıkartmadım biraz da aslında. İki buçuk saat sonra ise araba durduğunda bir apartmanın önündeydik.

"Apartman." dedim sadece.

"Sana bir villa ayarlayamadık, kusura bakmazsın." dedi Pusat.

"Sevgilisini göremeyen bir adam için çok iyi şakalar yapıyorsun." derken kapıyı açtım direkt. Hiçbir şey demedi. Arka taraftan çantamı aldım. Apartmana yürürken "Dördüncü kat. Sağdaki daire." diye bağırdı arkamdan. Ona cevap vermedim. Aslında şu an gitse apartmana girmezdim ama gitmeyeceğini biliyordum. O yüzden içeri girdim. Asansörü bile olmayan aşırı eski binada dördüncü kata çıkıp sağdaki dairenin kapısına baktım. Zaten açık olan kapıda omzunu pervaza yaslamış Arkın'la karşılaştım. Üzerinde siyah bir eşofman ve açık gri bir kısa kollu tişört vardı. Önünde kavuşturduğu kollarında kasları aşırı belirginleşmişti.

Arkın'ı her gördüğümde içimde bir şeyler hareketlenirdi. Ona kızgın olmamın bu hareketlenmeye bir manisi olmadı. Tekrar yaşadığım aynı his daha da sinirlenmeme sebep oldu.

Sessizdi Arkın. Ağzını açıp bir şey dememesi gerektiğini bilecek kadar tanıyordu beni. Ama aynı zamanda biraz daha düşünebilseydi en başında benden her şeyi gizlemezdi çünkü ben buna da laf edecek bir insandım ve o bunu da biliyordu.

Kapıda ayakkabılarımı çıkarttım. Kenara çekilmesini beklemeden içeri girdikten sonra evin içine baktım şöyle bir. Eski bir evdi. Boyaları sökülmüştü ve yer yer çatlakları vardı duvarlarında. Birkaç adım atıp sol tarafa ilerledim. Bir yatak odası vardı evde. Karşısında hemen bir banyo ve banyonun yan tarafında da ayrı bir şekilde tuvalet vardı.

"Lara?" dedi. Ona cevap vermeden odaya girdikten sonra yerde duran küçük valizi gördüm. Onun olduğunu açık valizin üstünde duran kıyafetlerden anlamıştım zaten.

Gidip valizin ağzını kapattım. Sonra çantamı yere bıraktım. Odanın kapısına kadar gelmiş olsa da içeri girmemişti. Beni izliyordu.

"Konuşmayacak mısın benimle?" dedi. Yine cevap vermedim. Evet, konuşmayacaktım onunla. Aynı evde olmak beni Bedir'den ya da Adrian'dan ve onların küçük kız kardeşleri Bella olmaktan kurtaracaksa bu evde durabilirdim ama bu Arkın'la konuşmamı gerektirmiyordu. Ben de konuşmayacaktım işte.

"Karnın aç mı? Yiyecek bir şeyler söyleyelim." dedi. Valizini elime alıp odanın kapısına yürüdüm. Bana bakıyordu merakla.

Ayaklarını dibine bıraktım valizi.

"Lara?"

"Burası benim. Girmeyeceksin, benimle konuşmayacaksın ve her şey normalleştiği ilk an def olup gideceğim. Anlaşıldı mı?"

Kaşlarını çattı. Ondan cevap beklemedim. Kapıyı kapattığım gibi kilitte duran anahtarı da çevirdim.

Bu onu geri tutabilecek bir kapı değildi. Ahşaptı ama inceydi. Çoğu yeri camdı. Öylesine koyulmuş gibiydi.

Kendi zamanında en iyisi olabilirdi ama bu zamanda, 2023 yılında, bu ev beş para etmezdi.

Arkın istese bu kapıyı kırabilirdi. İçeri girebilir beni zorla suratına baktırabilir ve konuşturabilirdi ama birazcık aklı varsa bunları yapmazdı. Ve ben yapmayacağını biliyordum. Yapmak isteyecekti. Delirecekti ama yapmayacaktı. Biliyordum.

DURGUN DUYGULARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin