13.Bölüm:Savrulmuş

63 12 0
                                    

Dolunay ve Pusat'ın kitabı olan Yarım Kalmış Savaşlar'ın girişi ile birinci bölümünü yarın atacağım. Ona da bir bakmayı unutmayınız.

Yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayınız.

Instagram:reminduagain.


Oturduğum yatağın üstünde kucağımda bilgisayarımla kafamı dağıtması umuduyla okulda kullandığımız, indirdiğim uygulamadan binalar tasarladığım sırada çaldı kapı. Ara ara çalardı kapı. Eve yiyecek bir şeyler almış ve siparişlerimiz gelmiş olurdu. O yüzden umursamadım bile.

Kapının açıldığını duydum. Sonra da koridorda tanıdık bir ses duydum.

"Bu mu? Kardeşime, tatlı Bella'ya, layık gördüğün saklanma yeri bu mu oldu?"

Bedir.

Bedir'di bu.

Gözlerim büyürken kalktım yataktan.

"Siktir git." dedi Arkın. Boğuşma sesleri geldiği anda ise açmaya çalıştım kapıyı. Kilitten dolayı açamadığım için biraz uğraştım. Birkaç ses duyuldu. Algılayamadım. Ben kilitle uğraşırken bir anda yüksek bir ses duydum.

Donakaldım.

Bir inleme duydum. Tanıdık bir sesti ve Bedir'in tanıdık sesi değildi.

Arkın'ın sesiydi.

"Bella..." diye seslenen Bedir'i duydum. Saklambaç oynarken her zaman saklandığım gardırobun önünde babamın Lara diye seslenmesi gibi bir sesti bu.

Yerini biliyorum ve geliyorum diyen bir seslenmeydi.

Ama duyduğum patlama sesinden sonra beni bulmasını beklememe gerek yoktu.

Sonunda açabildiğim kilitten sonra kapıyı da açtım. Koridora açılan kapıda ilk gördüğüm şey dış kapıya omzunu yaslamış ve elinde tuttuğu silahla çenesini kaşıyan Bedir oldu.

Silah sesiydi.

O ses silah sesiydi.

Gözüm direkt yere gitti. Arkın'ı gördüm. Vücudunun etrafını sarmış kan gölünü gördüm. İnip kalkmayan göğsünü fark ettiğim an ağzımdan bir çığlık kaçtı.

"Selam Bella, özledin mi beni kardeşim?"

Nefes nefese.

Gözlerimi açtığım karanlık odada böyle uyandım.

Ay ışığı ve biraz da sokak lambalarının aydınlattığı odanın içinde dikildim yatakta panikle. Etrafa baktım. Nefes almaya çalıştım. Elimi kalbime yasladım. O kadar hızlı atıyordu ki öleceğim sandım.

Gözlerim doldu anında.

Kâbus görmüştüm.

Arkın'ın öldüğünü görmüştüm.

Birkaç saniye daha nefes almaya çalıştım ama olmadı. Sanki yitirmiştim bu yeteneği. Doğduğumuz andan beri bizimle olan bu refleksi beceremiyordum sanki.

Bütün vücudum titrerken kalktım yataktan. Dizlerim o kadar titriyordu ki sendeledim ama kapıya ilerledim. Bir elimi kapının buğulu sarı camına yaslarken eski kapının kilidini açmaya çalıştım. Deminki gibi bir türlü beceremeyince daha çok panikledim. En sonunda açabildiğimde ise çıkan sesi umursamadım. Eski ahşap kapıyı açtığım gibi çıktım odadan. Hala titreyen bacaklarımı umursamadan salona ilerledim.

DURGUN DUYGULARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin