20

126 20 13
                                    

Yapmak için yapıyorum. Biraz düşüş yaşıyoruz.

__

Gözlerimi sıkı sıkıya kapattığım da sıcaklığın vücudumu terk edişini hissetmiştim.

Terk ediliyordum.

Gözlerimi yavaşça araladığımda ellerim karnımı bulmuştu. Arkamdaki hareketlilik çocuğun uyandığını gösteriyordu.

Sol elimi kavradığında korkuyordum. Ölmekten mi? Arkamda bırakacağım kişilerden mi?

Adam beni orda bıraktığında ben yavaşca yere oturmuştum. Çocuğu endişeye sokmamaya çalışıyordum ancak çok korkuyordum.

"Senin adın neydi.."

Elleri titriyordu. Oda benim gibi çaresizdi.
Onu bu havada bu soğukta bırakamazdım.

"Jujin."

Başımı salladığımda oda benim gibi yere oturmuştu. Yağmur hala yağıyordu.

Yarama baskı uyguladığımda bilincin git gide kapanıyor etraf kararıyordu.

Sıktığı yer karnımın yanıydı yani biraz daha kenara sıksa sıyırabilirdi ama benim şansım da buydu işte.

"Sende mi yok olacaksın?"

Kurduğu cümle beni uyandırmıştı. Ölecek mıydım cidden? Jungkook yetişebilir miydi?

Etrafıma baktığımda burda durmanın saçma ve güvensiz olduğunu fark ettim. Mağdem son anlarım çocuğu bu halde burda bırakamazdım.

"Hadi gel canım."

Ayağa kalkmaya çalıştığımda çocukta yardım ediyordu bana..

Elini tuttuğumda ordan uzaklaşmaya başlamıştık. Ama benim ne takatim nede gücüm vardı.

"Abi."

Anlayamıyordum. Ne diyordu?

"Sen iyi misin?"

Kulağım çınlıyor hiç bir şeyi kestiremiyordum. Sadece tek istediğim uyumak ve bu yerden uzaklaştmaktı.

Yere kendimi birakmam ile Jujin yere oturmuş haykırmaya başlamıştı.

Dizlerimin üzerine çökmüş derin nefesler veriyordum. Şimşek ardı ardına çakıyor beni yanlız bırakmıyordu.

Yerden Jujin sayesinde kalmış yürümeye devam etmiştik.

Mermi biraz da olsa sıyırmış çıkmıştı diğer taraftan.

"Korkuyorum."

Ona baktığımda çaresiz bir hali vardı.

Karşıya geçmiş denizin kumsalına bırakmıştım kendimi. Jujin yanıma oturmuş yarama bakmamaya çalışıyordu.

"Ben mutluyum."

Gözlerimi kapatmış gülmeye başlamıştım.

"Abi, sen iyi misin?"

"Hemde çok."

"Beni yanlız bırakmazsın öyle değil mi?"

"..."

"Abi, duyuyor musun beni?"

"...."

__

Gözlerimi yavaşça açmaya çalışıyor ama başaramıyordum.

Nefes alıyor ama yaşamıyordum.
Yaşıyor ama ölüyordum.

Adım sesleri duymamla o tarafa dönmek istemiştim. Ama sadece istemiştim işte.

"Uyanık misin kim?"

Bu ses ne o çocuğa aitti nede tanıdığım her hangi bir insana.

Cidden o çocuğa nolmuştu?

"Evet, evet uyanıksın."

Konuşamıyordum ah, neden hareket bile edemiyordum?

"Biz buna uyuşturucu etkisi deriz. Vücudunu hareket ettiremez nefes dahi alamazsın kim."

Korkuyordum. Adım sesleri artık yaklaşmıştı. Jungkook'u istiyordum.

"O güzel sevgilin de bana işkence yaparken bu kadar zevk alıyordu işte."

Jungkook'un düşmanlarından biriydi işte.

"Anlıyorum onu. Eğlenceli bir meslek doğrusu."

Yatağın çökmesi ile yanıma vardığını anlamıştım. Bana dokunacak mıydı? Yapar mıydı bunu?

"Şimdi sana dokunsam kim engeller? Yada seni burda saklasam kim bulabilir?"

Ağlamaya başlamıştım ancak o bile dökülemiyordu.

"Korkuyorsun öyle değil mi?"

Evet.

"Jungkook'u istiyorsun."

Evet.

"Eve dönmek istiyorsun."

Evet.

"Bende istedim bunları! Jungkook'a yalvardım. Ailemi istedim!"

"..."

"Ama bana onları vermedi."

Vücudum titremiyordu bile ama ruhum korkudan ölmek üzereydi.

"Ölmek istedim. Sende istiyorsun."

İstiyorum.

"Seni böyle uyutsam bulabilir mi seni?"

Bulamaz.

"Seni ve o karnındaki çocuğunu kurtarabilir mi?"

Ne?

"Hamilesin taehyung tebrikler."

"Çok sevindin bakıyorum hadi kalk kutlayalım bunu."

Dalga mı geçiyor bu herif benimle? Ne demek hamileyim?

Hassiktir.

"Uyandırın."

Kapı sesini duydum. Çıkmıştı.

Oh, şükür.

__

Uyanmamıştım. Artık gözüme ışık süzmesi dahi girmiyordu. Akşam mı olmuştu sabah mı?

Kaç saatir burdayım?

Parmaklarımı oynatmaya başlamıştım. Ancak bu benim için yeterli değildi.

Silah sesleri! Silah sesleri duyuyordum.

Gelmişlerdi. Beni kurtarmaya..

İçeriye hızla birisi girmişti. Kolumdaki serumu çözmüş beni kucağına almıştı.

Gözlerimi yavaşça açabilmiştim sonunda.. ama bu herifi tanımıyordum.

"Merhaba taehyung ben o sabahki adamım. Senin herif geldi. Ancak biraz sınırlı gözüküyor da."

O kapıdan çıkmış beni evden kaçırmaya çalışıyordu. Ancak hala dalgaya vuruyor işin ciddiyetini kavrayamiyordu.

Evden kaçmıştı. Nasıl başarmıştı?
Kucağında ben vardım amına koyayım.

Beni kaçırdığı yer bir ormanlık alandı ancak çok karanlık ve sisli bir ortam vardı. Ağaçlara koştuğunda konuşmayı da eksik etmiyordu.

"Eve götürüyorum seni taehyung."

Evimi istiyorum. Jungkook'u istiyorum.

___

Bittiititiitit

Estoy contigo mi amor Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin