Gaza geldim yeni bölüm ne var yani...
Final..!!
..
3 ay sonraElimdeki kitabı yanımdaki sehpaya koyduğumda oturduğum tekli koltuktan kalkmış bebeğimin beşiğine ilerlemiştim.
Saat gecenin 4'ü olmasına rağmen 6. Uykusuna yatıyordu.
Beşiği yavaş yavaş sallayıp bıraktığım da odadan çıkmak için yöneldim. Işığı hiç acmamıştım zaten odadaki bebek lambası ise yarıyordu hemde onu uykusunda rahatsız etmiyordu.
Odadan çıkmış kapıyı sessizce kapatmıştım. Tam arkamı dönmek üzereydim ki belime sarılan güçlü kollar ile olduğum yerde durmuş gülümseyerek kafamı omzuna yaslamıştım.
Sessizce kulağıma fısıldayarak konuşması ile bütün dikkatimi ona vermiştim.
"Uyudu değil mi?"
"Uyudu.."
Beni kendine çevirerek göğüsümü göğüsü ile buluşturduğunda kafamı kaldırmış gözlerine bakmaya başlamıştım.
"Çok korktun."
"Efendim?"
Kafamı yana çevirdiğimde ona daha yakından bakmak istemiştim. O hastane günlerini asla konuşmuyordu. Konusu geçince resmen kaçıyor veya uzaklaşıyordu.
"Jungkook.. korktun değil mi? Beni kaybetmekten.. Eun'u kaybetmekten."
Kafasını boyun girintime yerleştirmiş boğuk sesi ile konuşmaya başlamıştı.
"Çok korktum. Bu kokuyu bir daha asla bulamayacağım diye çok korktum."
O hastane de sadece ilk beni gördüğünde sarılmış bir daha da dokunamamıştı tenime. Daha sonra yavaş yavaş dokunmuş ve artık hiç bırakmamıştı.
Birazcık arsız olduğum için ilişkiye girmeye de çalışmıştım ancak Jungkook o kadar korku dolu olmuştu ki ilişkiden kaçmaya bile başlamıştı. O arsız jeon gitmişti resmen.
Kucağına oturmayı bile çok özlemiştim ama alışacaktı. Belki abartıyor diyebilirsiniz ama onuda anlayın. Ya yanlışlıkla hamile kalırsam ve bu sefer ben o ameliyat masasında kalırsam? Onu iki çocukla veya belki iki ceset ile bırakırsam ne olacaktı?
Onu çok iyi anlıyordum. Ancak artık korkusu yersizdi. Doktor ile konuştuğumda ikinci çocuk için daha olumlu bakmıştı. Artık vücudumun alıştığını ve hayatı bir durum taşımayacagını söylemişti.
Jungkook beni dinlemese bile söylemiştim zar zor.
"Bende korktum sevgilim."
Kafasını kaldırıp bana odaklandığında hala bebeğimizin kapısı önünde bekliyorduk.
"Seni yalnız bırakmaktan çok korktum. Ama bak geçti ve doktor ikinci çocuk için daha olumlu bakıyor Jungkook."
Ellerini belimden çekmiş sadece ağzından titrek bir gülüş çıkmış aşağıya inmişti.
Bu konuyu konuşmak dahi canını yakıyordu. Tabi ikinci çocuk istemese bunu demezdim ancak Jungkook hep iki çocuk istemiş birisiydi. Tabi bende istiyordum ama o bu konuyu rafa kaldırmakta ısrarcıydı.
Aşağıya indiğimde sehpanın üzerinde duran bebek telsizini sonuna kadar açmış geri yerine bırakmıştım. Koltukta yayılarak oturan Jeon cidden dikkatimi çekiyordu.
Yanına oturmuş bende onun gibi boş boş kapalı olan televizyona bakmaya başlamıştım.
"İkinci bir çocuk istemiyorum sevgilim. Eun ve siz bana yetiyorsunuz. Neden üsteleyip duruyorsun?"
Sessiz kalmıştım ona her şeyi dökmem gerekir miydi? Büyük ihtimalle kavga ederdik. Kendini savunur ve sonra kavga büyüdüğü için her şeyi ortaya çıkarır ve odaya çekilirdi.
"Ben istiyorum belki?"
"Erken güzelim çok erken. Eun daha 3 aylık sana çok ihtiyacı var."
"Ben şuan demiyorum sevgilim."
"Onu o zaman konuşuruz yavrum."
Konuşmayacaktık biliyordum. O günü uzatıp duracaktı.
Kendi kendime güldüğümde bu konuyu üstlemekte ısrarcıydım.
"Sakın bana üsteleyeceğini söyleme. Taehyung ölüyordun. Hata öldün. Bebeğimiz yüzünden ölüyordun. Ama şükürler olsun ki yaşıyorsunuz ve ikinizde çok sağlıklısınız. Doktorun dediğine neden güveniyorsun ki? Neden hayatını tekrardan tehlikeye atıyorsun!? Yetmiyor mu Eun? Bir bebeğimiz var güzelim. Ona odaklanalım. Ve bu ikinci bebek mevzusu asla açılmayacak."
Ayağa kalktığında Eun ağlamaya başlamıştı. Canım da sıkılmıştı.
"Ben bakarım."
Jungkook üst kata ilerlemiş gözden kaybolmuştu. Elime hızlıca bebek telsizini aldığımda kameradan izlemeye başlamıştım.
Eun'a olan ilgisi ve davranışı çok hoş ve güzeldi..
Odaya yavaşça girmiş onu rahatsız etmemeye özen göstererek beşiğinden çıkarmış tekli koltuğa Eun ile birlikte oturmuştu.
Onu göğüsüne yatırmış sırtını sıvazlamaya başlamıştı. Eun uykuya odaklanmış kendini babasının kokusuna bırakmıştı.
"İkinci kardeş istemeyiz değil mi? Sen varken neden ikinci kardeş yapalım ki? Benim güzeller güzeli Kızım var burda."
Bu dediğine gülmüş koltukta bağlaç kurarak oturmuş izlemeye devam etmiştim.
"Bir gün bir tavşan ormanda yaralı olan kaplana aşık olmuş kızım. Biliyor musun bu hikayeyi? Ah, doğru biliyorsun. Sana anlattım."
O hikaye..
"Daha sonra kaplanı korumaya adamış kendini. Hayatını ona adamış tavşan. Ancak bilmediği tek şey kaplanın hamile olduğuymuş. Artık koruyacağı ve hayatını adayacağı biri daha olacakmış. Kimmiş bu biliyor musun. Küçük bir ayıcık. Oyuncakların gibi sevimli bir ayıcık doğmuş. Minicikmiş. Tavşan korkmuş. Çünkü az kalsın kaplan hayatını kaybediyormuş.. tavşan hayatını onlara sonsuza kadar adamaya yemin etmiş.."
Odada sadece Eun'un mirildanma sesi yankılandığında gözümden yaşların sürülmesine izin vermiştim.
Jungkook Eun'u beşiğine koymuş odadan çıkmıştı. Büyük ihtimalle uyuycaktı.
Kendimi koltuğa yatırmış telsizi göğüsüme koyarak sarılmak istemiştik o an'a.. kalmak istemiştim orda.
Zorlamaya gerek yoktu. Gerçekten kıl payı yaşamıştım ve bunu üstlemeye de gerek yoktu. İşi akışına bırakmak lazımdı.
Gözlerimi karanlığa bıraktığımda hareketlilik ile tekrar açmıştım gözümü.
"Jungkook..?"
"Bebeğim.. orda uyuyamazsın. Sana ihtiyacı olan büyük bir bebek daha var."
Beni yumuşacık yatağa bıraktığında kafamı göğüsüne koymuş bu sefer huzurlu bir şekilde uykuya dalmıştım.
..
Final!
Unutmayın buradan bir Tavşan Jeon ve küçük kaplan Taehyung geçti.
Birde bebekleri küçük ayıcık.
Bizi unutmayın..!
Sizi seviyorum..!
