Bölüm-16

46 7 3
                                    

Bir ağaç dalı gibiydi insan, kırıldığı noktada ayağa kalkmaya çalışırdı.

Tâbi kalka bilirse...

Harleri yavaş yavaş açıldı. Beynine sanki biri balyoz darbesi indirmiş gibi sizliyordu.

Gözleri sıka sıka açtı. Etrafını kolacan etti. Odasına gelmişti. En son hatırladığı yer ise o adamı vurmuş olduğu hatırına kalmıştı.

Elini kafasına götürdü. Acayip ağrıyordu. Ayağa yavaş yavaş kalktı. Sanki baya uymuş gibiydi.

" Ahh, başım." Kafasını kese yeriydi. O derece agiriyirdu.

Yataktan kalkıp kapıya doğru ilerledi. Kapının kulpundan tutup aşağı indirdi. Kapıyı yavaşça açtığında ortalık sakin gibiydi.

Adımları yavaş fakat temkinli idi. Şuan görmesi gereken kişi Noviaydi. En son o haydut adam kızın boğazını sıkıyordu.

" Farah," Farah arkasını döndü. Gelen fawadi. Genç kızın yanına geldi.

" Sen niye uyandın?" Ah hayır soramsi gereken soru aslında bu değildi.
" Yani niye ayağa kalktın..."

" Novia nasıl? İyimi o, kötü bir şeyi var mı?"

Ardı ardına sorduğu soru ile adama baktı. Şuanda burada değil, Novia'nin yanında olması gerekti.

" Merak etme, iyi o sapa sağlam."

Fakat göremeden, gözü ile bakmadan duramzadi.

Yavaş yavaş kızın bulduğunu odaya doğru gitti. Kapıyı yavaşça çalarak kapıyı açtı.

İçeride Rafah hanım ve Novia vardı. Yatağın başlığına yaslanmış olan kız Faraha bakıyordu. Çok şükür ki durumu gayet iyiydi.

" Novia, iyimisin?"

" İyiyim Farah, sayende." Gülümsedi.

Farah olmasaydı, belki şuan burada olamazdı. Ki bunu Faraha borçluydu.

Farah kızın yanına gelip oturdu. İyi olmasına sevindi. Novia kimseye zarar veren bir kız değildi. Kimseye hiç bir kötülüğü yoktu.

" Çok şükür ki atlattık bunu."

" Evet atlattık."

" O adama ne oldu peki?"

Abel kadına baktı.

" Merak etme yenge, o bizim elimizde. İstese de bir şey yapamaz artık."

Farah yenge lafına takilmakla kalsın, asıl derdi o adamdı. Bu ev korumalar ile dolu iken yığınla adam varken nasıl olurda böyle bir şey olurdu anlamamıştı.

" Sıkı güvenlik olacak, Abel! İki gün sonra kına ve düğün var ne olursa olsun bir daha böyle bir şey yaşanmayacak!" Emir kipi o kadar serti ki, Abel başını sallamak ile yetindi.

Farah düğün lafı ile dengesini sabit tutmaya çalışıyordu. İki gün, iki gün sonra kına ve düğün vardı. Bu evde misafir olarak değil, artık evli bir kadın olarak kalacaktı.

" İyi o zaman, iki gün sonra çok eğlencicez."

Farahin elini tutup sıktı. Novia deli gibi gülüp mutluluk pozu verirken, Farah zor bela güldü.

***

Koca bir iki gün, saatler geçmişti, saniyeler geçmişti, asırlar geçmişti. Ve bugün kına gecesi idi.

Konak tertemiz boncuk gibi olmuştu. Misafirler gelmişti. Kadınların çoğu kara çarşafa bürünmüş, kadınlar için ayrılan odaya açılmıştı.

Savaşın İzi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin