Bölüm-20

55 5 0
                                    

Gökyüzü ne kadar parlak ise yıldızlar o kadar netti. Yaralayan ve yara alan ise bir kadındı.

Zâhra o yıldızların arasından kayip olmayi diledi. Hemde hemen!

Düğünden çıktıktan sonra evine gelmişti. Arabada iken, canı çok yanmıştı, hemde fazlası ile.

Farahin takmış olduğu yüzük gözünden kaçmadıgi kadar kalbiden ve gözleriden de kaçmamisti.

Arabadan inen genç kız evin içine girmişti. Merdivenlere yönelen genç kız annesinin sesi ile kadına döndü.

" Seninle konuşmamız gereken bir şeyler var!" Annesinin kati sesi, iyi birşeyilerin olmadığına kanaat getiriyordu.

Zâhra usluca annesine döndü. Kızgın bakışları hiç iyi değildi.

Annesi yanından geçip salona geçmişti. Kızda annesinin ardından geçmişti.

Anne ve kız karşı karşıya geçmişti.

" Teyzen bana bir takım şeyler anlatı, birde senden dinlemek istiyorum!"

Genç kız gözlerini annesinden ayırdı. Elbette ki bu konun kısa süre sonra açılacağını biliyordu. Fakat bu şekilde beklemiyordu.

" Ne gibi şeyler..."

" Zâhra!" Kızını sert bir dille uyardı.
" Bana doğruları anlat,"

" Doğru bir şey yok!"

Layila hanım iyice zinavdan çıkan kızına baktı. Kızı anlatmak yerine belki kaçıyordu. Tâbi gerçeklerden ne kadar kaça bilirse!

" Öyle mi?" Sesi azara yakındı. Sessizlik öncesi bir fırtına gibiydi. Sanki birazdan bir fırtına olup esecek gibiydi. " Yani sen, Farahin gelinliğini yirtmadin, o evden bilgi almadın öyle mi?"

Zâhra gözlerini yumdu. Madem ki kirli çamaşırlar ayyuka altına çıkmıştı. Temizlemsi de ona kalırdı.

" Evet, ben yırtım!" Gri gözleri karanlığa mahkum olmuş gibiydi.
" Fawad ile ben evlenecektim anne, oda kız değil!" Allah biliyor ya içindeki bütün acıyı kusmak istiyordu. " Ama o ne yaptı, Farahi seçti. Ben değil!"

Layila hanım sinirlerine hakim olamaya çalıştı. Kızını uyarmalı, ona hakikati söylemesi gerekti.

" Olan oldu Zâhra. Bunu artık hiç kimse değiştiremez! Onlar artık evli, ve yakında bir çocuk haberi bile gelir."

Zâhra bu sözleri duymak şöyle dursun, duymamak için ellerini kulağına götürüp tıkadı. Duymak istemiyordu.

" Söyleme, bana bunu!" Ayağa kalkıp deli gibi kulağına gelen sesi susturmak istedi.

" Bunlar doğru artık, sen kabul etsen de etmesnde bu durum olacaktı."

Zâhra elini kulağından çekip annesine döndü. Gözleri annesine deydi.

" Benim arkamda bir kere bile durmadın!" Suçlayıcı sözleri ve bakışları annesine de geziyordu.
" Teyzemi bir kere bile ikna etmedin! Sürekli şükret kadere inan dedin. Şimdi ise bu haldeyim!" Kolları çaresizce yanına düştü.

Kendini bu evliliğe o kadar çok hazır etmişti ki, çeyizine kadar hazırlamıştı. Sırf bir gün Fawad ile dünya evine girerim diye.

" İnsanın kaderinde kendi sevdiği adam yoksa, çırpınmanin bir âlemi yok Zehra." Neden kızı bu kadar isyan ediyordu ki? Allah ona bir kader yolu çizmişti işte! Neden bu kadar bu evliliğin peşine düşmüştü!

" Birbirini seven insanlar, bu dünyada asla kavuşmaz."

Bu bir gerçekti. Birbirini seven insanlar, gönülden seven, birbirinde bağlı insanlar hiç bir şekilde kavuşmazdi.

Savaşın İzi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin