Bölüm-23

50 4 0
                                    


Gönüle bir aşk düştüğü zaman, ya yakar kavururdu, yada küle çevirir enkazını bile bulamazdi.

Noiva da bu ateşin içine düşmüş kalbî bir aşk ateşi için yanıp kavurmustu.

" Anne..." Yere çöktü Noiva. İmkansız bir aşkın pençesindeymis gibi yanıp kavuruluyordu. " Anne, ben.. ben sadece sevdim."

Rafah hanım yere düşen kızına mi baksın? Yoksa aşkın içinde yanıp tutuşan yüreğine mi anlam veremedi.

Kızının yanına çöktü Rafah hanım. Ağlayan ve gittikçe bitap düşen kızına.

" Novia.." diyebildi. Ne diyecekti kızına, hayır mı. Olmaz mı, sen daha küçüksün mü diyecekti.

Genç kız annesinin elini tuttu. Yanan ciğerine bir damla su istedi.

" Anne, ne olur Abelin başka bir kadınla evlenmesin anne."

Kapının eşiğinde duran lakin içerir giremeyen Farah, ne yapacağını bilemedi. Bir yandan Noiva bir yandan ise Abel.

İçeri girse kızar mıydı Rafah hanım?
Yada kocasına mi haber verse? Akılı fikri karşıtı.

" Ne zamandan beri var bu durum?" Sert ama bir o kadar da yumuşak sesi ile kızına sordu. Bu aşk ilettine kızı ne zaman düşmüştü.

Novia başını kaldırdı. Güç bela annesine baktı. Kendisine sorduğu soru ile cevap istiyordu.

" Kendimi bildim bileli." Diyebildi. Kendini bildi bileli hep Abel demişti. Ona ağabey kelimesini hiç yakistirmamisti. " Kendimi bildim bileli hep onu sevdim. Bir gün olsun ona ağabey sıfatını tasimadim." Özgür ve hür iradesiyle herşeyi apaçık bir şekilde ortaya döktü.

Ya enkaz altında kalıp can verecekti. Yada dirilip aşkına sahip çıkıp bütün zorluklara mücadele edecekti.

" Anne." Ağlamasını kesip annesine baktı. Elinin tersiyle göz yaşlarını sildi. " Beni anla, ben gözümü bir tek onunla açıp onunla kapatmak istiyorum... Ne olur anla!"

Farah hanım yavaşça ayağa kalktı. Aynı zamanda kızını da ayağa kaldırdı. " Ayağa kalk!" Otoriter sesi ile kızına bakmış ayağa kalkması için teşvik etmişti.

Noiva ayağa kalktı. Annesine baktı. Korkuyor muydu? Hemde deliler gibi. Ama korkunun ecele faydası yoktu. Herşey olacağına variridi.

Sen aşkına sahip cikamsan, başkası senin aşkına sahip çıkar. Çok istediğin hayatı da seyirci koltuğuna geçip oturur izlersin.

Hayat buyudu. İki yönetmen vardı.

Biri seyirci idi. Ki bu çok önemliydi. Çünkü seyirci demek güç demekti, çünkü seyirci demek beğenmekti.

İkincisi ise oyuncu idi. Ki buda çok önemliydi. Oyuncu ne kadar iyi oynarsa iyi kötü. İzleyici o kadar etkilenirdi.

Noiva seyirci koltuğuna oturmak yerine oyuncu olmayı tercih etti. Kendi kurduğu hayalî başkasına verip izleyecek değildi.

" Odana git! Ben çık diyene kadar da sakın çıkma." Sesi bir buz dağını eritecek kadar soğuktu. Ne sesini çıkardı nede bir şey diyebildi.

Odadan çıkan genç kız yengesi ile yüz yüze geldi. Farah kıza baktı. Ağlamış yüzü kızarmış gözleri ile kadına bakarak yürüdü.

Farah gitmek istedi fakat gidemedi. Elini kalbine götüren kadın zar zor nefes aldı.

" Farah!" Arkasından gelen sesle hızla odaya girdi. Rafah hanım odanın ortasında bir çınar ağacı gibi duruyordu.

Savaşın İzi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin