Yaşadığı yerde baskına uğrayan
Jk kırsal kesimden şehire
İnmeye çalışıyordu. Peşindeki Alfalara
İzini kaybettirmiş ve rahata varmıştı.
Yani o öyle sanıyordu...Jungkook
Saatlerdir ormanın üst kısmından aşağıya doğru şehire inmeye çalışıyorum, hava iyice karardı , son birkaç saatte izimi kaybettirmiş olmam gerek peşimden alfalar gelmiyordu. Ormanı iyi biliyorum ve şuan ormanın ortalarında değilde köşelerinde olmalıyım... Köşe çalılıkları arasında biraz dinlenebilirdim. Başımın ağrıması da dakikalar geçtikçe artıyordu. Biraz dinlemekten zarar geleceğini pek zannetmiyorum...
-
Kollarımın uyuşması ile rahatsız bir pozisyon ile uyanmak zorunda kaldım, kollarım hareket ettirmiyor ayağa kalkamıyordum. Yakalanmıştım...
Etrafımda benimle birlikte bir ağaca yuvarlak şeklinde bağlanan başka omegalarda vardı. Hepsinin ağlama sesleri ve yalvarışları birbirine karışmıştı. Kasığımda hissettiğim acı ile kafamı eğdim ve saplanan bir hançer yarası olduğunu gördüm.
Canım acıyordu evet ama bu aşağılıkların önünde gösterecek kadar güçsüz değildim. Karşımda ki onca alfanın karşısında yakalandığım için yalvarmak yerine parçalanmayı tercih ederim.
Birden etrafımızda yürümeye başlayan bir alfa ile herkes suspus olmuştu, kimse ağlamıyor nefes dahi almıyordu. Burnuma dolan keskin feromonlar insanı büyülüyordu fakat karşımda ki kişinin feromonları umurumda değildi, bir alfanın hiçbirşeyi umrumda değildi...
Tam önümde durmuş ve konuşmaya başlamıştı. Lanet alfa"Zavallı küçük omegalar size o kadar acıyorum ki, o lanet bedenlerinizi sürtüklük yaparak harcamak hoş mu bilemem... Ama kendi aranızda ilişkilere başlamak mı... Bu kadar muhtaç olduğunuzu söyleseydiniz hepinizi tek tek becerirdim... Bu kısacık hayatlarınızın sonuna gelmiş bulunmaktasınız. Son sözlerinizi söyleyin derdim ama söylemenize gerek yok çünkü kimsenin umurunda dahi değilsiniz..."
Adamlarına komut vermesi ile bidon larca benzin dökmeye başlamışlardı. Şu dakikadan sonra ölmesem bile yaram iltihap kaptığı için enfeksiyondan ölecektim. Benzinlerin dökğkmesi ile tüm omegalar çığlık içinde ciyaklamaya başlamışlardı. Benden yine ses çıkmıyordu. Karşımda duran alfa gözlerini bana dikmiş ve suratına yerleştirdiği yan gülüş ile alaycı tavrını sergiliyordu.
Önüme gelip çömeldi elini çeneme yerleştirip kafamı sağ sola salladı ve tekrar lafa girdi.
"Dilsizsin galiba diğer omegalar gibi bağırıp ağlamadığına göre... Acaba sevişirken nasıl inledin aynı türde bir insana merak konusu "
JK: Dilsiz değilim, bir alfaya yalvaracak kadar da gurursuz değilim.
Yüzüne tekrardan yerleştirdiği o alaycı gülümsemesi ile elini cebine götürdü ve gümüş rengi bir çakmak çıkardı. Çakmağı ateşledi ve üzerime atıp arkasını döndü.
Vücudumda bir acı hissetmiyor ve herşeyi duyabiliyordum. Diğer omehaların acı dolu inliyişleri tüylerimi diken diken etti fakat bir süre önce önümü komple kapatan dev alevler birden önümden su dökülür gibi yok oldu.
Yanımdaki tüm omegalar yanarken benim önüm açıktı. Yanmıyordum. Arkası dönük sigara içen alfa birden arkasına sırıtarak döndü fakat beni görünce yüzündeki sırıtış kayboldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Moon Promise [[Taekook]]
FanfictionSemetae Savunmasızca izin vermek zorunda kalmıştım. Karşımda sigara içen alfa sigarasını küllüğe bastırmış ve o da aniden tişörtünü çıkarmıştı. Benim belimde ki iz ile onun boynunda ki iz aynıydı, birer örümcek ağına sahiptik ikimizde "Merhaba sevg...