PROLOG

549 26 0
                                    










Okumaya başlamadan önce kitapla ilgili kısa bilgiler vereceğim okumanızı tavsiye ediyorum. Öncelikle bu kurgunun gerçeklik sarf etmemesine ve gerçek olaylardan alınmamasını bilmenizi isterim. İçinde yer alan psikoloji terimleri ve birçok durum araştırmalarım sonucu elde edilmiştir.

Kurgu tamamen benim zihnimden esinlenmiş hayali bir üründür.

Karakter isimleri ve kurgunun gidişatı, bu platformda yer alan askeri kurgularca yer yer benzerlik gösterebilir. Askeri kurgu adı altında geçtiği bir yerde illa ki benzerlik olacaktır.

Beni anladığınızı umuyorum. Ve sizi uzun soluklu yolculuğa çıkartıyorum.

keyifli okumalar<3







Bulgaristan

Soğuktu, bedeni neredeyse titriyor dişleri birbirine batıyordu. Adam korkmadı, aksine etrafı dikkatle izledi ve İnceledi. Derin nefes çekti içine hiç ummadığı bir noktadaydı.

Düşündü h düşünmediği kadar belki de, kafasını ağrıtacak kadar delicesine yorumlar yapıp tahminlerde bulundu. Elindeki silahı dikkatle tuttu. İki aydır buradaydı bir an önce gitmek, kızına kavuşmak istiyordu. Özlemle iç çekti. Kafasını iki yana sallayarak önündeki depoya odaklandı. İki aydır bu örgütü takip ediyorlar ama bir türlü yakalayamıyorlardı. Bu son şanstı bundan sonrası için rota İspanya'ya çevriliyordu. Kaşlarını bu bulanıkla çattı. Odaklanması gerekti hava tahmini görüş mesafesi gibi şeyler düşünmeliydi oysa.

Ve o an geldi.

Gözlerini kısarak dürbünden deponun önündeki kalabalığa baktı. Herkes güvenlik çemberi oluşturmuştu. Ellerini iyice sıkılaştırdı. Sonra derin sessizlik hakim oldu. Sona doğru yaklaşıyordu tedirgindi, bu sessizliğin pekte iyi olamadığının farkındaydı. Büyük deponun etrafı korumalarla çevriliydi.

Bir şey vardı onu şüphelendiren bir sakinlik hakimdi ve bu hiç de iyiye işaret değildi. Göğüs kafesini sıkan bir nefesle dudaklarını birbirine bastırdı. Parmakları silahı tutmaktan soğumuş ve kaskatı kesilmişti.

Sonrasında kulağındaki kulaklıktan ses işitti.

"Parmakçı?" Tok sesin sahibi oldukça kararlı ses tonuyla konuştuğunda sanki karşısındaymış gibi hazır ola geçecekti ki onu durduran şeyin farkına vararak kaşlarını çattı. İçeriden çıkan adamların bir kısmı kapının önünde duruyordu. Sırtını dikleştirerek kulaklıktaki sesi dikkatle dinlemeye başladı. "İşi bitir parmakçı." Keskin sesin sahibi ikinci defa söylememek adına sesini kapattı. Elinde tuttuğu silahı sıkıca kavradı dürbünden görünen yüzlere karşı konulamaz bir öfkeyle baktı. Parmakları tetiğin soğuk metaline değdiğinde arabaların deponun içine girdiğini fark etti. Kaşlarını çattı anlaşılan neden bu kadar önlem aldıkları barizdi.

Parmağını dikkatle tutuyor yerinden kıpırdatmıyordu. Odağını verdi dürbünden incelediği ortamı iyice tespit etti. 'Vakit geldi Sinan.' Fısıldadı içinden, tek kelime dahi edemiyordu ama kopan fırtınadan bihaber şekilde dik duruşla olduğu yerde kendini kastı.

Tek bir hamle yapacaktı.

Ve tek bir şansı vardı ikinci bir şans yoktu. Bulunduğu bu nokta da bu şans yoktu.

Bütün sesler kesildi ve ardından tek ses duyuldu adım sesleri ve gecenin karanlığında oluşan uğultuları...adamın bedenini ve yüzünü tek solukta inceledi, tek bir mimik dahi yoktu yüzünde parmaklarını tetiğe dayadı ardından sertçe bastı ve susturucunun ucundan çıkan kurşun adamın kafasına sertçe isabet etti namlonun ucundan çıkan sesse bir ıslık gibi boşlukta yankılanmıştı

Adam yere yığıldığında herhangi bir göz teması kurmadı. Eşyalarını ve silahlarını topladı üzerindeki kamufle montu kafasına geçirerek arkasını döndü son gördüğü şeyse adamın etrafında oluşan çemberdi.


Saat 23.44

Masadaki herkesin bakışları büyük ekrandaydı. Kayıt oynadı ve durdu.

Mavi gözler gururla parlıyordu, "bir kolunu kestin parmakçı." Duraksadı ardından bakışları diğer kişilerin üzerinde gezindi. Griye çalan kaşlarını tatminle çattı. "Örgüt'ün içine yavaşça sızıyoruz aslanlar." Fısıldadı. Elindeki dosyayı masaya savurdu "bu sondu örgütün son parçasını da kopardık. Artık geriye sadece tek şey kaldı." Yutkundu. Bunu söylemek adamın boğazına prangalar vuruyordu.

"Sonuç olarak bundan sonraki hamlemiz nedir?" Diye sertçe söyledi Urgan, Paşa'nın yüzü gerildi mavi gözleri kısıldı. "Biliyorsunuz....bunu sizde biliyorsunuz." Üzerindeki kabanını sandalyesinin ardına astı.

Herkes birbirine baktı.

Elbette ki herkes bundan bihaberdi.

Emirdi. Yerine getirilmesi gereken bir emir varken herkes bunu inkar etmezdi. Paşa gözlerini gurula masada gezdirdi. "Ben," fısıldadı. Parmakçının dudakları bu kelime dahilinde açılmıştı. Herkesin gözleri parmakçıya döndü ağırca yutkundu.

Parmakçı, gözlerini Paşaya çevirerek "ben yapacağım." Fısıldadı. Paşa güldü kaşlarını kaldırarak "farkında mısın?" Gülüşü yüzünde yavaşça soldu. "Olacaklardan..." Parmakçı ellerini masanın üzerine koydu. Gerindi. "Eminim." Dedi. Sözleri demirden farksızdı.

Dosyaları masanın üzerinden toplayarak kenara bıraktı herkesin gözü ikisi üzerinde gergince dolaştı.

"Ailenle son kez vedalaş parmakçı,"





🩸

Selam aslında bu karmaşık hikaye çözülmeye yer arayan bir tekerleme... hadi biraz bir derinleşelim kollar sıvansın çözmemiz gereken bir cinayet var.

Görüşürüz...
Tw/ himsbelfs
İnst/ elifnrkc_

Gece KokusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin