ÖĞRENİLENLER
Başım dönüyordu Lavaboda duyduklarım öylesine şeyler değildi. ART-MİM şirketinin bize tanıdığı alan üstüme üstüme gelmeye başlamıştı. 2. katta olduğumuz için büyük teras buradaydı yemek alanı terasın yarısını kaplıyordu zaten. Çalışanların dinlenme alanları bile terastaydı işin özeti teras doluydu. O yüzden 3. katın çatısına çıkacaktım neyse ki yerini biliyordum Gizem sayesinde.Öğle arasındaydık çoğu çalışan yemek yemek için bazıları ise dinlenmek için terastaydı ben ise gizlice merdivenlerden 3. kata çıkıyordum neyse ki koridorlar boştu. Kat içinde dolaplar vardı ve dolapların içinde çizimler dolap kısmının arkasında çatıya çıkan kapı ve merdiven. Kapıdan içeri girdiğimde büyük bir detay fark ettim düşünülenin aksine 3 katlı değildi bu bir yanıltmaydı 4 kat vardı, burası arşiv gibi bir yere benziyordu duvarlarda asılı raflar vardı ve değişik dosyalar arkamı döndüğümde düşündüğümden çok daha büyük bir odada olduğumu fark ettim kamera falan yoktu, bir yığın kağıt ve dosya dolu büyük bir oda. Kendi etrafımda dönüp odayı inceledim sütunlardan oluşuyordu. Bir sütunun arkasında üstü boş bir masa ve üç sandalye vardı.
Etrafı inceleyecektim fakat telefonum çalıyordu cebimden telefonumu çıkardığımda arayan kişinin Fırat olduğunu gördüm. telefonu açtığımda konuşmama fırsat vermeden kendisi konuştu "Terasta herkes, neredeysen çabuk buraya gel Alaz şüpheleniyor gibi, Yağız zaten seni arıyor." konuşmasına devam edemedi çünkü arkasından Ayça'nın "Nerelerdesiniz Fırat Beycim" dediğini duydum Ayça varken konuşamazdı telefon kapandı. Ayça konusunu henüz kimseyle konuşmamıştım ama Fırat ile konuşacaktım Fırat kimse değildi Abim gittiğinde yanımda bir tek Fırat vardı. Geldiğim gibi aşağı indim burayı daha sonra inceleyecektim. Teras kısmına indiğimde ilk gözüme çarpan Alin ve Abimin bir köşede bir şeyler konuştuğunu gördüm gülüyorlardı hatta Alin kahkaha atıyordu, sonrasında Fırat ve Ayçayı beraber masalı bölümde oturmuş kahve içiyorlardı önce Ayçayı gönderip Fırat ile konuşmam gerekiyordu.
"Ayça tehlike mi yani" diye saçma bir soru sordu Fırat. Yarım saattir anlattıklarımdan bunu mu anlamıştı yani?
"Ayça tehlike filan değil ama takip etmeliyiz boş bırakmayacağız her anında olmalıyız bir gözümüz onun üstünde olmalı" dedim.
"Tamam Yiğit Takipte kalır, peki Taira?" dedi.
"Taira büyük patronun asistanıymış" dedim
"Alaz mı?"
"Evet ve SARIHANLAR ile bir bağları varmış çözmeliyiz"
"Taira'nın avantajları neler?"
"Tek avantajı var, ayak altında olması yani asistancılık oynaması" dediğimde Abim içeri girdi konuşmama devam edemeden.
"Yaz neredesin sen? Ortalarda yoksun seni arıyorum, kaybolma dedikçe kaybolasın geliyor." Beni mi arıyordu? Bence daha çok Alin ile sohbet derdindeydi bu düşünce beni güldürdü buna şaşıran Abim "Komik olan ne neye gülüyorsun?" dedi
"Saçmalama Yaz, seni arıyordum kız geldi elinde kahve ile gelince ne yapsaydım kovsa mıydım?" dedi doğruydu aslında ellerinde kahve vardı ama Abim öyle bir söylemişti ki insanın inanası gelmiyordu sanki bir şeyleri gizliyordu.
"Tabi Yağız bizde kördük zaten" dedi Fırat Abim ile dalga geçiyordu. Abim ters bir bakış attı ardından "Alaz seni çağırıyor" dedi beni işaret ederek ne alakaydı?
"Neden ben?"
"Sana özel değil Eren ve Aslıyı hatta beni bile çağırdı sıra sana geldi herhalde bizi tanımak amaçlı bir kaç şey soruyor çok detaya girmeden gel" dedi kafamı sallayıp odadan çıktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
PLAN 309
Novela JuvenilBir Ajan olan Yaz Sofia ERDEM 309.planı kendisinin en iyi planı olduğunu zannediyordu ta ki Alaz SARIHAN ile tanışana kadar. SARIHAN Ailesinin Babası ile ilgili bir bağlantısı olduğunu öğrendiğinde elindeki göreve sıkı sıkı sarılır babasını bulmak i...