309 BAŞLANGICI
Her başlangıcın sonu vardı derler peki bu bir son muydu? Hayır değildi. Şimdi ofise girdiğim dakikadan beri başta Abim ve Fırat olarak tüm ekip pür dikkat benim söyleyeceklerimi bekliyorlardı.
İlk konuşan Abim oldu.
"Abiciğim bir sorun mu var? Bu yüzünün hali ne?"
Fırat, "Bir şey mi oldu?" diye sordu.
Sorular ardı ardına gelirken ben kafamdaki planı oturtma derdindeydim.
"Bir planım var 309 ile ilgili, ama yardımınız lazım" sorarcasına konuşurken buradaki herkesin koşulsuz şartsız yanımda olacağını biliyordum.
Eren ve koruma şirketi sadece bize çalışıyordu bu bizim için büyük bir avantajdı.
Başta Yiğit ve Polat olmak üzere korumaların her biri bizim içim çalışıyordu.
Bora ve Gizem en iyi araştırmacılarımızdandı. Gizem'in kardeşi Ezgi'yi ise SARIHANLARIN şatosuna ajanlık yapmaya göndermiştim.
Abim hem Arajı hem Ajan olarak en büyük destekçimdi, tıpkı Babam gibi...
Fırat ve Aslı ikisinin de ne kadar başarılı olduklarını biliyordum.
Ve geriye kalanlar Yağmur, Öykü ve Derya. Öykü ile Yağmur tam olarak ekibimizde olmasa da yarı zamanlı bizimle çalışıyorlardı. Öykü içerdeki ve dışardaki işleri tesise gelmeden hallediyordu bu yüzden onu yerinden oynatmayacaktım. Yağmur bu sefer bize yardım edecek kişiydi sanırım tam zamanlı geri dönecekti.
Ve kilit noktam Derya, onu ekibe yeniden almalıydım şimdi hiç olmadığı kadar ihtiyacım vardı ona.
Aklımdan geçen her şeyi anlattığımda sanırım fikir ekibin kafasına yatmıştı.
Tek eksiğim Derya'ydı ve tek söylemediğim detay da Derya'dı. Az kalsın Yağmur'u unutuyordum onunla da konuşmam gerekiyordu. Ekibi ofiste bırakıp ilk önce Acil katına indim önceliği Derya'ya vermiştim. Danışmaya Derya'yı sorduğumda odasında olduğunu söylemişti. Şimdi Derya'nın odasını bulmam gerekiyordu. Ardı ardına odaların üzerindeki isimleri okurken aradığımı bulabilmiştim Derya DİKMAN yazılı kapıyı hafifçe çaldım ama Derya'nın gel diyen sesini duymadığım için kapıyı açtım. Derya hastaları için olan sedyede uyuyordu nöbeti vardı herhalde diye düşündüm. Kapıyı sessizce kapatıp içeri girdim. Sedyenin yanına doğru ilerleyip yalnızca Derya'nın duyabileceği bir ses tonuyla "Derya" dedim birkaç kez ardı ardına. Derya'nın "Yaz, sen misin?" diyen uyku mahmuru sesini duyunca "Evet benim Yaz" dedim. Derya ilk önce garipsese de benim olduğumu anladığında kalktı hemen.
"Yaz bir sorun mu var? Bir şey mi oldu? Bakayım yaran var mı?" Derya başımı sağa sola çevire çevire olmayan yaramı arıyordu. Genelde uzun görevlerden sonra Derya pansuman işimizi hallederdi.
"İyiyim Derya bir şeyim yok hem ben yaram var diye gelmedim, yaram yok ki" açıklamamdan sonra rahatlayan Derya sedyenin diğer ucuna oturup muhtemelen konuya girmemi bekledi.
"Aslında ben başka bir şey için gelmiştim seni de uykundan uyandırdım ama-"
"Hayır uyandırmadın zaten uyanacaktım nöbetim varda," diyerek hem lafımı böldü hem de içimi rahatlattı.
"Sen ne için gelmiştin?" Beklediğim soru gecikmemişti.
"Senden yeniden ekibe dönmeni istiyorum Derya." Lafı dolandıran bir insan değildim o yüzden bir çırpıda söylemiştim aklımdan geçen cümleyi.
"Nasıl?" dedi şaşkınca.
"309," dedim ve anlatmaya başladım.
Derya'ya her şeyi anlattığımda sonunda onu ikna edebilmiştim. Hem bizim ekibin doktorluğunu Ömer ve Leyla ile beraber yapacaktı hem de artık ajanlığa geri dönüyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
PLAN 309
أدب المراهقينBir Ajan olan Yaz Sofia ERDEM 309.planı kendisinin en iyi planı olduğunu zannediyordu ta ki Alaz SARIHAN ile tanışana kadar. SARIHAN Ailesinin Babası ile ilgili bir bağlantısı olduğunu öğrendiğinde elindeki göreve sıkı sıkı sarılır babasını bulmak i...