____★°•____
Changbin~
Hepinize merhaba. Bu ben. Changbin. Seo Changbin. Bu da benim hayatım. Şansızlıklarla dolu olan, hayatım. Eşcinsel olduğum için, evlatlıktan atıldım. Şu an ise, yanlız yaşıyorum. Yanlız yaşamak güzel. Ama bazen, fazla yanlız his ediyorum..
Okul hayatım.. Güzel mi desem? Ah, kimi kandırıyorum ki.. Okul hayatım da, berbat. Hayatıma tek renk katan kişi, en yakın arkadaşım Chan. Arkadaş demeyelim. Çünkü kendisi, abim gibidir. Hep bana, destek olur. Küçükken yaşadığı ufak çaplı(?) bir kaza yüzünden, hafıza kaybı yaşadı. Şu an ise, kafasında ki kalıcı hasar yüzünden, çocuk ruhludur. Beyninde ki hasar mı, yoksa başka şey yüzünden mi, orasını daha çözemedim..
____★°•____
Yine sıkıcı bir günün, başlangıcıydı. Kulak perdemi yırtan alarm sesiyle, güne çok güzel bir şekilde(!) başlamıştım. Yatağımdan zar zor kalkarak, domuzlu terliklerimi ayağıma geçirdim ve banyoya doğru adımladım. Ulaştığım da, diş fırçamı elime aldım. Diş macunumu da elime alarak, üzerine sıktım. Siktir. Kalmamıştı.
Mutfaktan çatal getirmiş, zorlamağa başlamıştım. Ama lanet şeyden bir damla bile, çıkmıyordu. Tamamen boştu. Küfürler savurarak, diş macununu çöpe attım ve mutfağa adımladım. Dolabı açarak, yemeğe bir şeyler aradım. Eh, bir kaç yumurta ve peynirden başka, bir şey yoktu. Peynirden iğrenç kokular geliyordu. Muhtemelen, bozulmuştu.
Peyniri çöpe atarak, yumurtaları aldım ve kırarak, tavaya döktüm. İyice kızardığın da, tavanı aldım ve yumurtanı tabağıma koydum. Çatal, bıçak alarak, masanın arkasına geçtim. Yavaş yavaş yemeğimi yemeğe başladım. Fazla yavaştım. Gecikme şansım 80%'di.
Çatalı yumurtaya batırdıktan sonra, bıçakla kestim ve ağzıma götürdüm. Tam yiyecekken, telefonum çalmağa başladı. Ekranda yazılan 'Chan hyung🐺' yazısını gördüğüm de, hemen açtım ve kulağıma götürdüm.
"Alo?"
"Alo! Chang, neredesin sen?!"
"Kahvaltı yapıyorum, hyung. Hemen, geliyorum."
"İyi tamam. Hızlı ol!"
"Tamam, tamam. Hadi, bay."
Telefonu masaya bırakarak, yemeğimi yemeğe devam ettim. Hızlıca, yumurtanı ağzıma tıktım ve odama doğru koştum. Odama geldiğim de, hemen üzerime üniformamı giydim ve alt kata doğru koştum. Dişlerimi fırçalamak için, diş macunu değil de, sabun kullandım. Ama ağzıma gelen acı tatla, hemen ağzımda ki köpüğü, tükürdüm.
"İğrenç." Hemen, evden çıktım ve kapını kilitledim. Bu sırada, kollarını göğsünde birleştirmiş, çoktandır burada beni beklediği anlaşılan Chan hyung'u gördüm. "Sonunda! Ağaç oldum yav!" Dudaklarını büzdüğün de, gülümsedim. "Tamam, tamam. Üzülme." Kollarımı açarak, ona sıkı sıkı sarıldım. Sarılmak onun, hassas noktası..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🎸•°★Stars around The Scars ★°•🎸/Jeongbin
Fanfiction"Yaralarımın etrafına, yıldızlar çizdin." "Ne diyorsun, Jeongin?" "Hiç. Diyordum, hava bu gün çok sıcak.." "Ama yağmur yağıy-" "Sus." [TAMAMLANDI x20] !UYARI! BU HİKAYE SADECE BİR KURGUDUR!!! İDOLLER CİNSELLEŞTİRİLMİYOR!!! ★ Seke JeonBin Hassaslık...