"Yaralarımın etrafına, yıldızlar çizdin."
"Ne diyorsun, Jeongin?"
"Hiç. Diyordum, hava bu gün çok sıcak.."
"Ama yağmur yağıy-"
"Sus."
[TAMAMLANDI x20]
!UYARI!
BU HİKAYE SADECE BİR KURGUDUR!!! İDOLLER CİNSELLEŞTİRİLMİYOR!!!
★
Seke JeonBin
Hassaslık...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
____★°•____
Yazar~
Changbin artık, yirmi dakikadır, Jeongin'in kucağında oturmuş, dudaklarını emiyordu. Jeongin ellerini Changbin'in kalçalarına koyarak, sıktı. Changbin Jeongin'in ağzına doğru inlemişti.
Eline içki şişesini almış ve Jeongin'in dudaklarından ayrılmıştı. İçki şişesini kafasına diktiğinde, Jeongin sırıttı. "Sen ne zamandan içiyorsun?" Changbin artık, gittikçe kaybettiği aklıyla, yarı ayık bir şekilde konuştu.
"B-bu günden."
"Eee? İlk baştan, bu kadar çok mu içilir?"
"Yarına bunları h-hatırlamak istemiyorum."
Jeongin Changbin'in bu sözüne kah kaha atmış ve yakasından tutarak, dudağını kucağında ki bedenin dudağına kenetlemişti. 1mm aralanarak, dudağını sürte sürte, konuşmaya başladı.
"İç, ne kadar içersen. Yine de, hatırlayacaksın. Çünkü, bu öpüşü o kadar derinleştiricem ki, aklını kaybedeceksin bebeğim~"
Diyerek, o 1mm mesafeni de, kapattı. Changbin yavru kedi gibi, dilini Jeongin'in dudaklarına sürtüyor, bazen ağzının içerisini keşfe çıkıyordu. O da Jeongin'in az önce yaptığı gibi, aralarına 1mm koydu ve yine dudaklarını sürterek, konuştu.
"Senden nefret ediyorum Yang."
"Bende senden, Seo~"
Ve öpüşmeye, yeniden devam etmiştiler...
____★°•____
Seungmin~
Jeongin'le konuşmamdan 10 dakika falan geçiyordu. Ben ise hala, hazırlanıyordum. Pek bir şey yapmamıştım, sadece kışlık hırkamı dolaptan çıkarmıştım. E zaten, en büyük dertte bu.
Hemen, hırkamı üzerime geçirdim ve ayakkabılarımı giydim. Evden çıkarak, kapıyı kilitledim ve arabaya taraf koştum. Tam bu zaman, parkın yanında, bacaklarını kendisine çekerek oturan, birisini gördüm.
Umursamadan, arabaya bindim. Arabayı çalıştırarak, gaza bastım. Ama pencereden gördüğüm bedenle, arabanı durdurdum. Az önce ki adam, Chan'dı. Yerde oturmuş, bacaklarını gevşeterek, yıldızları izliyordu. Yağmur yağıyordu ve gökyüzünde yıldız yoktu..
Arabadan inerek, yavaşça yanına oturdum. "Yağmur yağarken, gökyüzünden yıldız bulacağını kim söyledi?" Beni fark ettiğin de, irkilerek, aramıza az bir mesafe koydu. Kıkırdadım. "A hadi ama! Sana zarar vermeyeceğim."
