2.★

131 14 114
                                    

____★°•____

____★°•____

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Changbin~

"Sen! Ne cüretle, oğluma zarar verirsin?!"

İki saattir müdürün odasındaydım ve Jeongin'in annesinin bağırışlarını dinliyordum. "Neden yaptın?" Müdürün soğuk sesi yüzünden, tüylerim ürpermişti. "Chan'a ibne dedi." Müdür bana biraz yaklaştı. "Sen de söyleseydin. Neden, yumruk atıyorsun?!" Yine, sinirim yavaş yavaş tepeme çıkıyordu. "Ani gelen sinir.."

"Bu Chan'la Jeongin'in arasında olan bir sorun, Seo. Senin karışacağın bir şey olduğunu, düşünmüyorum.

"Ama o fazla hassas."

"Chan koskoca adam. Kendini koruya bilirdi, se-"

"Hayır! Değil! Koskoca adam değil. O ruhu yaralanmış bir çocuk! Çocukluğu elinden alınmış, masum bir çocuk! Kendisini koruyamaz. İstese de, yapamaz. O-"

"Yeter bu kadar, Changbin! Bayan Yang, seninle ayrıca konuşacak."

"Müdür bey! Ben böyle bir şey, kabul etmiyorum! Ailesini çağırın okula!" Müdür Namjoon, karşısında ki kadını sakinleştirmeye çalışıyordu. "Hanım efendi. Sakin olun lütfen. Changbin. Sen de, annenin ya da babanın numarasını ver."

Gözlerim hafif doluyordu. Acıyla, gülümsedim. "Hocam. Benim ailem yok.." Bunu müdür Namjoon'un bildiğini sanıyordum. Ama bilmiyormuş. Karşımda duran insanlar, şaşkınlıkla bana bakıyordular. Burnunda ki kanı yatıştırmaya çalışan Jeongin bile, şaşırmıştı. Göz yaşım yavaştan, yanağımdan aşağı süzüldü.

"A-anladım.. Ama bu yaptığın, cezasız kalmayacak. Şimdi. Çıka bilirsiniz." Hızlı bir şekilde, sandalyeden kalktım ve kapını açtım. Kendimi dışarı atarak, koşmağa başladım. Chan beni görünce koşarak, bana sarıldı. "Binnie'm.. Hepsi benim suçum. Özür d-dilerim.."

"Hayır, sen de bir suç yok. Ne yaptımsa, kendim yaptım.." Omuzum da ıslaklık his ettim. Ah, hayır. Yine ağlatmıştım, onu. "Şşş... Ağlarsan, bende üzülürüm ama.." Benden ayrıldığın da, gülümsedim. "Hadi, sınıfa girelim." Kafasını hafif salladı. İkimiz birlikte, sınıfa doğru adımladık.

Sınıfa girdiğimiz de, sınıf başkanını ve bir öğrencini gördük. "Yeter Minho! Ben sınıf başkanıyım!" Minho denilen genç, göz devirdi. "Of! Sen de ne başkanmışsın. Alt tarafı, kağıtı yere attım." Bu arada, sınıf başkanını tanıyorum. Jisung. Sıcakkanlı, enerjik, bazen, fazla baskıcı. Ve titizlik de, birinciydi. Minho'ya yaklaştı ve bağırmaya başladı.

"Ya, çöp kovası diye bir şey var! Anlasana!"

"Çöp kovasının, anasını satayım. LAN ELİMDEN KAYDI, YERE DÜŞTÜ SİKTİĞİMİN BAŞKANI!"

Han elini ağzına tuttu ve iç çekti. "HwĞaA!?!? Küfür mü ettin sen?!" Minho sinirle, şakaklarını ovuşturdu. "Yok, şiir okudum amına." Han sesini daha da yükseltmiş, iyice tartışmaya başlamıştılar. Umursamadan, sırama oturdum. Chan'da yanıma oturdu ve kafasını sıranın üzerine koydu. Bende, telefonda kurcalanmaya başladım.

🎸•°★Stars around The Scars ★°•🎸/JeongbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin