9. ❝Yanındayım, Yanımdasın❞

57 15 52
                                    


The neighbourhood, Afraid

Ari Abdul, stay

Krobak, Last days of summer

Hypothermia, efterglod

Dudaklarımın arasından çıkan cümle ikimizi de şok içinde bırakmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Dudaklarımın arasından çıkan cümle ikimizi de şok içinde bırakmıştı. Diyeceğimi düşünmüyordum, sanki zihnim benim kontrolüm altında değil gibiydi. Sanki dudaklarıma komutu o vermiş, ağzımdan o cümle çıkmıştı.

Onun buz mavisi gözlerine baktım. Bakışları şok içindeydi. Ellerimiz birbirinden ayrılamazken utancımdan çekmek istedim. İzin vermedi. Hatta ellerimi daha sıkı tuttu.

Gözlerim dolarken "Ersin..." diye fısıldadım. Bir şey demedi. "Yalvarırım bir şey de." Neden konuşmuyordu? Sessizliğinin beni gerdiğinin farkında değil miydi?

Ellerimi kendinden bağımsız daha sıkı tutmaya başlayınca canım acımaya başlamıştı ama bir şey söylemedim. Dudaklarımı yalarken "Bir şey de, susma." dedim.

"Ben... nasıl? Velera sen ne diyorsun?" Sonunda konuştuğunda rahat bir nefes verdim. Ne diyecektim şimdi? Anlatacak mıydım? Bundan sonrası için geri dönüş var mıydı?

Hayır, yoktu.

Burnumu çekerken gözlerimi ondan hiç bir şekilde çekmedim. Yüz ifadesi benden bir cevap beklerken boğazımı temizledim.

"Sadece dinle. Benim hakkımda ne düşünürsün bilmiyorum ama aramızda daha fazla sırra gerek yok. Her şeyimi bil istiyorum, seninde bilmek istediğim gibi."

"Her şeyi biliyorsun. Neredeyse her şeyi..." Evet, ben onun hakkında her şeyi bilmiyordum neredeyse ama o benim hakkımda hiç bir şey bilmiyordu. Bunu yeni fark etmenin tuhaf hissiyatı çöktü üzerime.

Gerilirken ellerimi ellerinden sonunda çekebildim. Kaşları çatılırken bunu neden yaptın der gibi bakıyordu. Kollarımı ona doğru açarak "Sarılmak istiyorum, anlatırken sarılmak istiyorum." diye fısıldadım.

Kollarını anında bana açarken sıcak kolları arasına girdim. O sırtını yeniden yatağa yaslarken bende göğsüne yaşlanmıştım. Buz gibi tenimi sıcaklığıyla sarıp sarmalıyordu ama benim üzerimde ki soğukluk hiç gitmiyordu. Ben ısınamıyordum.

Saçlarıma bir öpücük bırakırken "Şimdi anlatmak zorunda değilsin, ne zaman hazır hissedersen anlat." dediğinde itiraz ettim.

"Hayır, şimdi anlatacağım. Artık kaçmamın bir manası yok."

Dilimden kelimeler dökülmeye başladı bir bir. "Türkiye'ye daha yeni gelmiştik babamla. Babam annemin ölümünün ardından çok kötü bir haldeydi. Hiç bir şeyi umursamıyor, sadece içiyordu. Sonra birden kumar oynamaya başladı. Borçlar çıktı ortaya. Zaten ben zar zor bir işte çalışıyor, oradan eve para gidiyordu sadece. Ama o... bütün parayı kumarda yiyor, ve borçlu kalmamızı sağlıyordu."

VELERA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin