Bu bugün gelen ikinci bölümdür. Önceki bölümü atlamayın bebeklerim <33
.
"Biliyorsun, yarın gidiyorum." dedi Serenay kucağına bastığı kediye severken. "Bir daha ne zaman gelirim bilmiyorum. O gün de yarım kaldı zaten gecemiz. Bu sefer kimse olmayacak. Sadece sen ben ve Evren. Güzel bir film açacağız, karşısına oturacağız ve onu izleyeceğiz."
Hap kutularını dikkatlice çekmeceye koyup Serenay'a döndüm. "Eğer hayvanı daha fazla kucağında tutarsan üstüne yapacak. Gitmek için adete yalvarıyor sana."
Serenay hızla kediyi bıraktığında kedi koşa koşa açık kapıdan çıkıp toprağa gitti ve kazmaya başladı. Serenay ise gülerek onu izledikten sonra tekrardan bana döndü. "Hala cevap vermedin. Geliyor musun akşam?"
"Evren ile konuştun mu bu konuyu? O çocuk benden daha fazla yoğun oluyor gibi."
"Hayır, henüz onunla konuşmadım fakat kabul edeceğine eminim. Sonuçta gidiyorum ve gitmeden önce arkadaşımdan bir şey rica ediyorum. Beni kıracak değil."
"Manipülatifsin." dedim yerime otururken.
"O günden sonra Evren ile bir araya geldiniz mi hiç?"
"Hayır." Telefonumu elime alıp akşam gideceğim tiyatro biletini iptal ederken cevapladım onu. "Açıkçası, birbirimizin telefon numaralarını bile almayı unutmuşuz. Bir daha görüşmedik o günden sonra."
"E harika o zaman. Bu da bahaneniz olur buluşmak için.
"Neden Evren ile benim aramı yapmak istiyorsun ki?" Bilet iptal olduktan sonra telefonu masamın üzerine koyup gözlerimi Serenay'a çevirdim. "Belki bu o durumdan rahatsız ya da ben rahatsızım."
"İlk olarak sen bu durumdan rahatsız değilsin." Serenay kendinden çok emin bir şekilde konuşarak gerisine yaslandı. "İkincisi Evren'in sizin aranızı yapmaya çalıştığımdan haberi yok, olsa çok fena kızar." Ben kaşlarımı çattığımda Serenay omuzu silkti. "Çok tatlı biridir ama ciddi hali de iç ürpertir."
"E o zaman neden bu kadar uğraşıyorsun?"
"Bilmiyorum, ikinizi de çok seviyorum ve mutlu olmanızı istiyorum. Ayrıca yan yana harika gözüküyorsunuz." Benim ikna olmadığımı anladığında pes ederek kafasını iki yana salladı. "Senin yeni bir ilişkiye ihtiyacın var -"
"Evren'i yara bandı gibi kullanmamı istiyorsun?"
"Elbette hayır." diyerek sesini yükseltti Serenay. "Buna izin vermem zaten de. Ayrıca tek yaralı olan sen değilsin, Evren de en az senin kadar yaralı bir insan. Birbirinizin yaralarınızı sararsınız." Serenay oturduğu yerden kalkıp benim yanıma geldi ve masanın ucuna oturup sağ elimi iki avucunun arasına aldı. "Yeni bir hayata ihtiyacın var, Barlas. Annemle babanın evinden taşınmak demek yeni bir hayata başlamak demek değildir. Sen yeni bir sayfa açmadın, aynı sayfada biraz boşluk bırakarak aşağıya yazmaya başladın. Senin yeni bir deftere ihtiyacın var. Birine güvenmelisin, birini sevmelisin. Günübirlik ilişkiler senlik bbir şey değil."
"Tamam, hadi ben bu etkileyici konuşmandan etkilendim diyelim ki hiç etkilenmedim." Serenay bana alayla güldüğünde içime kısa bir nefes çektim. "Evren'i nasıl etkilemeyi düşünüyorsun. Belki de şu an sadece kariyerine önem veriyor? Belki hayatında birini istemiyor?"
"Ben zaten hemen nikah kıyın, evlenin, çoluk çocuk sahibi olun demiyorum ki." Serenay ellerini elimden çekip dizinin üzerine koydu. "Biraz takılın, yemeğe çıkın, vakit geçirin, konuşun istiyorum. Belki sevgili değil çok iyi iki arkadaş olacaksınız?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
konuşmaz duyamaz hisseder , GAY
RomanceEvren ahraz bir şefti. Barlas ise kalbi insanlara karşı buz tutmuş veterinerdi. →İç ısıtan, soft ve kısa hikâye. → Bu iki erkeğin aşkını anlatan bir kitap. Eğer homofobikseniz lütfen içeriye girmeyin. Bu size hitap etmez.