Barut Kokusu

9. Bölüm

 Vatan mutlaka selamet bulacak, millet mutlaka mutlu olacaktır. 

Mustafa Kemal Atatürk

Bir önceki hafta şehit olan Hava pilot albay Uğur Yıldız ve Hava pilot albay Gökhan Özen anısına...

"100 olsun bırakacağım sizi, söz" dedim şınav çeken askerlere bakıp. "Başlayın" diye bağırdım.

"1"
"2"
"3"
"1"

"Komutanım saymayı mı unuttunuz?" dedi aralarında bulunan bir asker. Gıcık şekilde gülümsedim "Yok, devam edebilirsiniz"

"1"
"2"
"3"

Tekrar bire saracakken kafamı kaldırdım. Demir ile göz göze geldik. Uzaktan kollarını birleştirmiş şekilde izliyordu.

Ben dikkatimi ona vermişken arkamdan düşme sesleri geldi. Hızla kafamı çevirdim, askerlerin hepsi yere yapışmıştı.

"Ya sizden bir bok olmaz, siktirin gidin belanızı benden bulmayın" diyerek ilerlemeye başladım.

Arabada geçen son konuşmamızdan sonra Demirle asla konuşmamıştık, onu görünce yolumu değiştiriyordum.

Yatakhaneye geçecekken bir mesaj aldım.

Polat Alemdar
Taşınmaya çalışan bir arkadaşın var Besteciğim. Yardıma bekleriz. Ama tırnaklarım kırılır diyorsan bilemeyeceğim

Hızla tırnaklarıma baktım, asla öyle bir korkum olmamıştı. Ama uzatmayı da seviyordum.

Hızla kamuflajımı çıkartıp mavi bir pantolon giydim. Üstüme giydiğim siyah dekoltesi olan cropu üstüme giyip çıktım.

Koridorda ilerlerken gözüm Aliye takıldı "Nereye komutanım?" diye sordu. "Polat benim eve taşınıyor ya, ona yardıma" diyerek omzuna koydum elimi "Hadi uslu durun" deyip ilerledim.

Uslu durun ne lan?

                                                                              &

Evin önüne vardığımda hızlıca apartmana giriş yaptım. Hızlı adımlarla dairenin bulunduğu yere çıktı. 

Kapının hemen karşısında büyük gövdeli birisi duruyordu. Dikkatimi Polatın sesinin geldiği yere verdim. Hızlı adımlarla sesin geldiği yöne yani kapının karşısındaki odaya yöneldim. 

"Pardon, geçebilir miyim?" diye sordum. "Geçemezsin" diyerek bana döndü. 

"Demir" diyebildim, daha sonra devam ettim "Senin ne işin var burada?"

"Senin edemediğin yardımı ediyor Beste" dedi sinirle Polat. "Sana da merhaba" diyerek göz devirdim.

Hızla odalara göz gezdirdim bulunduğum yerden, daha sonra Polata dönüp "Lan ev zaten eşya dolu, bu kadar şeyi neden getirdin sen?" 

Omuz silkip "Kim geldi bu eve Allah bilir. Sen harici kimler oturdu onu bilemediğimden içim rahat etmedi" daha sonra Demire bakıp "Kim bilir hangi erkekler girmiştir buraya?"

"Ne erkeği?" diye kükredi Demir.

Demir kendince salak saçma yüz ifadeleri yapıp cevap beklerken Polatın koluna vurdum. "Oha hayvan" diyerek kolunu tuttu. "Kızım vurma sen ya" diye mızmızlandı.

"Sus sende o zaman"
"Kızma ya" dedi kaşlarını çatıp.

Sinirle iç çekip rahatlamaya çalıştım. "Ne taşınacak?"