Barut Kokusu

13.Bölüm

Bölüm Şarkıları
Can koç-Gökyüzünü Tutamam
Kalben- Yalakanım Bebeğim
Dolu Kadehi Ters Tut-Dilerim ki

Keyifli Okumalar

"He baya baya öptü şimdi komutanım seni" diyerek bağırmaya başladı Berfin, mutluluğun verdiği heyecanla.

Kafamı evet anlamında sallayıp yataktaki yerimi daha da sağlamlaştırdım. "Evet, baya baya öptü"

Kaşlarını çatıp "E şimdi ne olacak?" diye sordu.

Bunu bende düşünmemiştim.

Dudak büzüp "Valla bende bilmiyorum" diye cevapladım.

Kafamı yastığa gömüp üstüme çarşafı çektim. Daha sonra sıcaklayıp çarşafı da fırlattım. Sıcaktan daraldığımdan camın önüne geçtim. Açık olan camdan kafamı çıkartıp nefes alıp verdim. Ardından ise yavaşça gözlerimi açtım. İlk baktığım yerde Demir'in gülerek beni izlediğini gördüm.

Utançla hızla camı kapatıp perdeyi çektim. Ben utancımı ve şokumu atlatamamışken gözüm aynaya takıldı. Pembe noktalı beyaz sıfır kollu tişörtümle görmüştü beni.

"Ya açsana camı" diye mızmızlandı Berfin. "Sus be" diye yükseldim "Rezil oldum zaten" diyerek mırıldandım.

Ardından bir şok daha yaşamamak için yatağıma uzandım. Telefonumu elime aldığımda ise mesaj geldiğini fark ettim.

Toprak Adam
Cama pijamanla çıkma, askerler görürse rezil olursun ;)

              &

"Beste" diye bana seslenen bir ses duydum. Hayal yada rüyadır diye düşünüp ilgilenmedim. Tekrar "Beste" diye seslenip dürtüldüm. Bu sefer rüya olmadığını anladım.

İç çekerek gözlerimi açtım. Berfin başımda beni uyandırmaya çalışıyordu. "Ne var?" diye tersledin.

"Kalk kızım, hazırlan komutanım bekliyor" dediğinde kafamdan kaynar sular dökülmüş gibi hissettim. "Kim hangi komutan?" diye saçma bir soru sordum.

Göz devirip "Demir komutan, dışarıda denetlemeniz gereken bir yer varmış. Sivil gidecekmişsiniz"

Kafamı sallayıp yataktan kalktım. Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım. Ardından aynanın yanında duran dolabı açıp makyaj malzemelerimi aldım. Rimel ve ruj sürdükten sonra üstümü değiştirmek için dolaba yöneldim.

Dolaptan aldığım mavi kot şortu giydikten sonra siyah crop giydim. Ardından üstüme beyaz bir gömlek aldım.

Saçlarımı açıp ellerimle düzelttikten sonra siyah çantamı alıp odadan çıktım. Kapının önünde duran Demiri gördüm.

Üstünde koyu ten rengine sahip bir polo yaka tişört vardı. Pantolon olarak ise siyah bir pantolon seçmişti. 

Öksürerek varlığımı belli ettim. Hızla kafasını kaldırıp beni süzdü. İlk defa ona bakarken gerilmiştim.

Gözlerini üstümden alamayarak "Çok güzel olmuşsun" dedi. Yüzünde tatlı bir tebessüm vardı. 

Gülümseyip "Sağ ol" dedim. "Hadi gidelim" deyip önden ilerledim.

Arabama kadar ilerlerken çok sessizdik. Bu sessizlik hiç hayrı alamet değildi. Demire asla yakışmayan sessizliği yine o bozdu. "Anahtarı alayım" deyip bana elini uzattı.

Çantamdan hızla çıkarttığım anahtarı Demir' e uzattım. Anahtarı adeta elimi kavrayarak aldı. Dokunmak için bahane arıyor gibiydi.

Beraber arabaya oturduktan sonra kemerimi taktım. Ardından "Ne görevi bu? Bir de sivil gidiyoruz" diye mızmızlandım.