Canozan- Ağlama Ben Ağlarım
İyi Okumalar
___Berfin'den...
Askeriyeden aldığım izinle Pamir'in mezarına Ankara'ya gelmiştim. Beste tek gelmemem için ısrar etse de istememiştim kimseyi yanımda. Baş başa olalım istedim Pamir'le, eskisi gibi.
Elimdeki sarı papatyalarla girdim mezarlığa, Pamir'in mezarına çıkan yolu takip ettim. Ağlamak için tuttum kendimi. Pamir'in yanında ağlayıp rahatlamak istiyordum.
Mezarın yanına varınca üstünde olan yazıyı gördüm. Pamir Tekin. Evimizin zilinde yazılacak olan ismin bir mezar taşında ne işi vardı?
Mezarının yanına gelip elimdeki sarı papatyaları yavaşça dikmeye başladım. Bir yandan toprağını okşayıp bir yandan da konuşuyordum onunla. "Ben geldim sevgilim" dedim sesli şekilde, sadece onun duyacağı biçimde. Varlığımı hissettiğini biliyordum ama birde benden duysun istemiştim.
"Çok boş askeriye sensiz," diyerek devam ettim "Yatakhanenin kapısına gelip 'hadi dışarıya çıkalım' diyen olmayınca çok boş hissediyorum." ellerimin çamur olmasını umursamadan okşamaya devam ettim toprağını.
"Çok özledim biliyor musun. Beraber yaptığımız her şeyi sensiz yapmak çok zor geliyor" dedim gözlerimden yaşlar boşalırken. "Ama toparlamaya çalışıyorum kendimi, çünkü cennetten beni izlerken bu halde görmeni istemem sevgilim"
Aklıma anılarımız gelince kıkırdadım göz yaşları içinde "Hatırlıyor musun her görevde yan yana olmak için can atardın. Ama ben istemezdim. Çok güzel değil miydi o zamanlar?" cevap beklercesine durdum. Elimi kalbime götürüp konuşmaya devam ettim "Bak burası sensiz çok acıyor. Senin töreninde bir kaç şehit eşiyle tanıştım. Zamanla hafifliyor dediler acı. Ama ben hafiflesin istemiyorum, hafiflerse unuturum seni diye korkuyorum."
Rüzgar sert esmeye başlayınca eşarbım başımdan uçacakmış gibi oldu. Elimin çamurlu olmayan kısmıyla eşarbı önüme doğru çektim. "Keşke o zamanlar söyleseydim sana sevdiğimi, belki daha erken evlenip o günü yaşamamış olurduk." deyip göz yaşlarımı sildim koluma "Bir ara dedim ki Pamir benim ağladığımı görse kesin ayaklanır, gelip yanıma sarılıp 'Ağlama geldim' der diye düşünmüştüm. O yüzden çok ağladım gel diye, gelmeyince kabullendim şehit olduğuna." gülümseyip mezar taşını sevdim "Ama şehit oldun en azından, tek tesellim bu. Cennette buluşacağız sevgilim"
Ağlarken kısa şekilde güldüm "Bak sen mezardayken bile kafanı şişirebiliyorum" dedim. Sanki Pamir cennetten gülüyormuşçasına esti rüzgar, sanki bana mesaj gönderiyormuşçasına.
"Time yeni askerler gelecekmiş galiba" diyerek ağlamama devam ettim "İlk tim kurulduğunda Demir komutan bizden başka kimse istemiyordu time. Ama bu sefer zorunda kaldı, sensizlik çok koydu bize Pamir"
"Geçen gün Beste ne dedi biliyor musun? Senin o saçma şakalarını özlemiş. Özlemeyen yok aslında, Demir komutan bile özledi senin o saçma konuşmalarını." iç çekip konuşmama devam ettim. "Bazen diyorum ki keşke daha önce tanışsaydık, belki daha fazla zaman geçirmiş olurduk. Özellikle Şırnak'tan buraya gelmek çok zor oluyor" dedim şikayet edercesine.
"Buraya aldıracağım galiba tahinimi," bir sonra ki cümlemi gülerek kurdum "Kıracağım dizimi oturacağım senin yanına."
Düşünceli şekilde etrafa bakmaya başladım "Beste izin vermez gitmeme, beni onlara emanet ettin ya. Bir ton laf yaparlar şimdi. Ama anlayışla da karşılarlar bence,"
"Şu lafı diyenlere hep gıcık olurum ama bu sefer haklılar. Başka bir evrene kaldık sevgilim. Belki orada tekrar birbirimiz olmak için yaratılırız"
_____
Çerezlik bir bölümdü idare edin artık ballarım. Dikkat edin kendinize💚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Barut Kokusu
Novela Juvenil(Asker Kurgusu) Çocukluk arkadaşı olan Demir ve Beste bir kaza sonucu ayrılmak durumunda kalırlar. Yıllar sonra Demir Kıdemli Üsteğmen, Beste ise Üsteğmen olmuştur. Hayat tekrar onları bir araya getirmiştir, neler olacağını ise zaman gösterecektir. ...