BÖLÜM 30

1.2K 70 1
                                    



BÖLÜM 30




Sabah gözlerini açtığında ne beklediğini bilmese de yatağın Aktan'a ait olan kısmını boş beklememişti. Somurtarak doğrulduğunda üzerinde ona ait tişörtlerden birini görmek gülümsemesine neden oldu. Gece sıcakladığı için iç çamaşırlarıyla uyuduğundan dolayı Aktan sonradan giydirmiş olmalıydı.

Kısa bir duşun ardından beyaz kalın askılı elbisesini giyip saçlarını tepeden hızlıca toplayıp odadan çıkarken ayaklarında severek aldığı panduflu terlikleri vardı.

Aktan'ın çalışma odasına girdiğinde gözleri ilk önce masasının üzerine bırakılan iki fotoğrafa kaydı. Birinde Ceylin'in kameraya yaklaşarak kocaman gülümsediği bir fotoğraf varken diğerinde düğünlerinde Aktan'ın onu kucaklayarak çektiği fotoğrafları vardı. Aktan bunu sormadan çerçeveletmiş masasının baş köşesine koymuştu.

Bakışlarını fotoğraflardan alıp sevdiği adama çevirdi. Baştan aşağı siyah giyinmişti. Siyah gömleğine eş değer pantolonu ve belindeki parlak kemeriyle yine kalbini uyuşturucak kadar güzeldi. Dağınık halde sevdiği saçlarını düzenli bir şekilde taramış geriye doğru ittirerek bir eli cebinde telefonla konuşuyordu.

Sanki üç hafta önce dünyanın en kırgın adamı o değilmiş gibi omuzları dikti. Kızı bulabileceği en iyi baba sahip olacaktı buna emindi. Çünkü Aktan nereden darbe yerse yesin hemen sonra bütün gücüyle karşınıza dikilebilirdi. Sadece sevdiği kadının yokluğu onun dizlerini kırmaya yetebilirdi ama artık elini bağlayan biri daha vardı. Karısının bir parçası olan kızı.

Henüz kapıda aşık bakışlarla kendini izleyen karısını fark etmemişti. Sırtı ona dönük olduğundan görmese de Ceylin içeriye adım atınca oldukça iyi duyan kulakları elbette minik adımları işitmişti. Telefondaki kişiyi dinlemeye devam ederek arkasına döndüğünde baştan aşağı parlayan gözlerle Ceylin'i süzüp gömleğini dirseğine kadar katladığı kolunu uzattı.

Ceylin gelen davete hızlı adımlarla gitti tabii ki de. Başını sert göğsüne yasladığında Aktan kolunu beline dolayarak burnunu saçlarından geçirerek kokusundan derin bir nefes alıp dudaklarını bastırdı.

"Gelmeme gerek yoktu," dedi telefonun ucundaki kişiye. "Ben hallediyorum zaten."

Konuşan kişi her ne dediyse Aktan iç çekip Ceylin'in belini kısaca okşayıp kafasını salladı.

"Anlaşılan seni ikna edemeyeceğim. Ne zaman geleceksin?"

Ceylin başta saygısızlık etmek istemediğinden dinlemeyecekti ama Aktan'ın sorusuyla merak edip başını kaldırdı ve o an uzun zamandır ses çıkarmayan içindeki kıskanç kadın derin uykuda olan gözlerini sonuna kadar açtı. Duyulan ses bir kadın sesiydi.

"Tamam. Geldiğinde mutlaka ara."

Telefonu cebine koyan Aktan gözlerini dalgın bir halde duvara diken karısının çenesini tutup yüzüne çevirdiğinde Ceylin somurtmadan edemedi yine. "Neyin var sevgilim?"

"Kimdi o?"

Aktan kaşlarını havalandırdı. " Bir aile dostumuz. Uzun zamandır görüşmüyorduk ama Türkiye'ye gelecekmiş. Gelmişken ziyarete gelmek istedi."

Aile dostu dediğine göre Aktan'ın önem verdiği biriydi. Aktan aile bireylerine çok önem verirdi zaten. Bu yüzden istemediğini söyleyemedi. Sanırım bebeği onu toksik bir insana çevirecekti.
Elini gömleği üzerinden göğsüne yasladığında Aktan gülümseyerek diğer kolunu da beline yasladı ancak bundan önce kalçasını masaya yaslayarak destek aldı.

YERLE YEKSANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin