BÖLÜM 9

2.9K 68 0
                                    




BÖLÜM 9



Doktorlar Benal'i tedavi etmek için odaya almışlardı. Henüz çıkmamışlardı. Aktan ise sürekli yanından ayrılıyor birileriyle görüşme yapıyordu.

Adamın kasılı yüzü genç kadında şüphe uyandırsa da aklı tamamen arkadaşında olduğu için pek fazla takılmıyordu.

Doktor odadan çıktığında merakla oturduğu demir sandalyelerden kalktı.

"Durumu nasıl?"

"Öncelikle geçmiş olsun Ceylin Hanım," dedi doktor "Arkadaşınız düşündüğümüz gibi darbe almış. Kaburgalarında çatlaklar var. Ayak bileğindeki kaslar zedelenmiş ve kolu biraz sıyrılmış. Polise birazdan burada olur. Hastamız ifade verebileceğini söyledi."

"Onu görebilir miyim?"

"Fazla uzamamak şartıyla olabilir."

Ceylin doktordan izni kapar kapmaz odaya girdi. Benal ayak sesleriyle kapalı gözlerini açtı.

"Canım," diyen Ceylin hüzünle yanına gidip elini tuttu. "İyi misin? Nasıl hissediyorsun?"

"Daha iyiyim."

"Beni o kadar korkuttun ki. Engin. Bu ismi söyledin. Kim o? Bana anlatmamıştın."

"Sevgilim," kadının göz pınarları nemlenince Ceylin parmak uçlarıyla göz yaşlarını sildi. "Biz tartışıyorduk. Hafif sarhoştu zaten."

"Seni dövebileceği anlamına gelmiyor!"

Benal omuzları sarsılarak ağlamaya başladığında Ceylin tartışmak için uygun bir zamanda olmadıklarını çok geç kavradı.

"Özür dilerim. Sen daha iyi hissettiğinde konuşuruz. Birazdan polisler gelecek," arkadaşının saçlarını sevgiyle okşuyordu.

"Biliyorum."

"İfade vereceğine emin misin? İstersen.."

"Hayır hayır. Şimdi vermek istiyorum." diyerek sözünü kesti Benal. "Halledelim bitsin."

Polisler geldiğinde Ceylin odanın köşesine çekilip ifade sürecini izledi. Aktan'ın nereye kaybolduğunu düşünüp meraklanmaya başladığında Benal ilaçların etkisiyle yeniden uyumak üzereydi.

Onu kontrol ettikten sonra yanından ayrılıp sevgilisini aramaya başladı. Oldukları katta bir kaç hasta ve hemşirelerden başka kimse yoktu. Merdivenleri inip hastanenin dışına çıktığında Aktan'ı iki adamla birlikte konuşurken gördü.

Hava biraz serin olduğundan üşüse de sevgilisi kadar iri vücutlara sahip adamların neden geldiğini öğrenmek istiyordu.

Yavaş yavaş onların yanına yaklaştığında adamlardan biri kadını fark etti.

Aktan da sırtını çevirdiğinde Ceylin'in orada olmasından hoşlanmamıştı.

"Sen gelmeyince yanına gelmek istedim," diye açıklamada bulundu genç kadın.

"Turan ve Hikmet arkadaşlarım. " dedi Aktan da tanıştırmaya başlayarak. "Ceylin."

"Merhaba Ceylin." diyen kişi Turan'dı.

Hikmet Turan'a nispeten daha geri kalıyordu. Fazla konuşmayı sevmiyordu belki de. Turan daha güleç yüzlü dururken Hikmet her an emir bekleyen birine benziyordu.

"Siz dediklerimi yapın gerisini bana bırakın." Aktan'ın gizemli sesiyle kadının kaşları çatıldı. Turan göz ucuyla Ceylin'i kontrol edip başını salladı ve Hikmet'e gitmeleri için başıyla işaret etti.

YERLE YEKSANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin