Mektubu tekrar, tekrar ve tekrar okudum. Lütfen bu bir şaka olsun! Bankanın anahtarları ben de olsa bir saniye durmazdım fakat değil. Annem aptal değil. Kaçma potansiyelin olduğunu biliyor. Anahtarı vermek gibi bir aptallık yapmaz. Ama ben de aptal değilim. Elbet bir yolunu bulurum. Hatta şimdi bunu düşünebilirim.
Yatakhaneden çıkıp Ortak Salon'a girdim. Oradan da bahçeye çıktım. Gölün oraya ilerlerken kimse var mı diye kontrol ettim etrafı. Boş olduğundan emin olduğunda kurda dönüştüm. Gölün kenarına geçip yere çömeldim. Ne yapabilirim ki? Bir şekilde yolunu bulmak zorundaydım elbet fakat nasıl? Bunları düşünmekten başım ağrıdığı için başımı vere yasladım. Kurt olmak ilginç bir histi.
Birinin geldiğini hissetmemle uyandım. İyi işiten kulaklarım ve güçlü bir burnum vardı. Gelen kişinin Remus olduğunu görünce şaşırdım. Bunu ona söyleyip söylememek arasında kaldım. "Burada daha önce hiç kurt görmemiştim." Yanıma yaklaştı. Biraz korkuyor gibi duruyordu. Ne yapacağını merak ettim. Ona hafif yaklaştım. "Biliyor musun ben de bir çeşit kurdum."
Elini koklamak için bana uzattı. Ama onun kokusu zaten ezberimdeydi. Yinede doyamadığımı fark etmem neden bu kadar uzun sürdü acaba? "Çok uysalsın..." Sadece sana karşı. Kafamı yavaşça sevmeye başladı. Yere oturdu.
Peki bir anda geri dönüşürsem ne tepki verir?
"Lyra?!" Kucağına uzandım. "Remmie?" Kıkırdadım. "Senin yüzünden artık hayvan sevemeyeceğim!" Güldüm. Doğruldum. "Sen bir animagus musun?" Şaşkınlıktan soruyu sormayı unutmuştu. "Eh. Öyle duruyor değildi mi?" Kucağına otordum. Tek kaşını kaldırdı. "Lyra, ne yaptığını öğrenebilir miyim?" Ona biraz daha yaklaştım. Bakışları dudaklarıma kaydı. "Dün bunu sormuyordu Hm Lupin?" Muzip bir gülümseme yayıldı yüzüne. Belimi kavradı. "Öyle mi diyorsun Black?" Cidden bu çocuk benim ayarlarımı bozuyor. Ben böyle bir insan değilim. Sirius ya da Regulus dışında kimsenin beni tutmasına, bana satılmasına izin vermem. Rahatsız olur. Ama şimdi -
Dudaklarımı yavaşça onunkiler ile birleştirdim. Ellerimi omuzlarına koymuştum. Belindeki bir elini boynuma çıkarttı. Aklıma gelen ihtimal ile geri çekildim. "Abimin bizi haritadan görme olasılığı yüzde kaç?" Yüzlerimiz hala çok yakındı. "Geleceğin muzipleri bulsun diye haritayı geçen sene okulda bıraktık." Bazı yara izleri cidden derindi. "Güzel..." Diye mırıldandım. "Çok acıyor mu? Yara izlerin yani." Burukça gülümsedi. "Dolunaydan sonra evet. Normalde bazen." Derin gibi gözüken yaralarından bir tanesini öptüm. Yüzünde şaşkın bir ifade oluştu. "Bu ne içindi?" Çok sevimli duruyordu.
"Küçükken Regulus'un ya da- ya da Sirius'un yaralarını öptüğümde daha az acıdığını söylerlerdi." Tekrardan gülümsedi. "Haklılarmış. Ama şimdi de dudağım acıyor." Yine muzip bir şekilde sırıttı. Dudağına da küçük bir öpücük kondurdum. Sonra da yerden kalktım. "Regulus merak etmiştir. Gitmeliyim." Kısa bir süreliğine de olsa zihnim boşalmıştı. Bu huzurunu bozmak istemesem de gerçek dünyaya dönme vaktiydi.
Kurtulmam gereken bir nişan, kaçmam gereken bir ev, bulmam gereken bir hortkuluk ve geçmem gereken bir sürü sınav vardı.
Yoğun bir program.
★★★★★★★★
Az kelime sayılı çerezlik minnak bi bölüm
Kısaca sadece geçiş amaçlı
Bu kitabı MrsRiddl3 ile birlikte yazıyoruz onun profiline de bakarsanız sevinirim
Teşekkürler
![](https://img.wattpad.com/cover/366705925-288-k585751.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Star & Moon
FanfictionCapella Lyra Black Regulus Black'in ikiz kız kardeşi. Aile baskısının yanı sıra okulda da omuzunda büyük sorumluluklar var. Yetenekli ve başarılı bir kız. Bu genç kızın hikayesini okumak ister misiniz? ★★★★★★ Bu kitabı @eylulucarman3 ile beraber yap...