★15★

345 38 17
                                        

Işın Capella'nın bedenine çarptı. Büyünün şiddeti ile Capella kanlar içinde yere düşerken Snape buharlaşmıştı. "Capella!" Regulus korkudan ve şoktan ne yapacağını bilemedi. Eve gidemezlerdi. Bu her şeyin, bütün uğraşların sonu olurdu. Bir an sonra ise Capella'yı kucağına aldı ve o da buharlaştı.

Sirius geriye kalan Çapulcular ve Lily ile onun evinde oturuyorlardı. Sohbet oldukça zevkliydi fakat kimse Remus'un neden moralinin bozuk olduğunu anlamamıştı. Sorduklarında tek cevabı 'Yok bir şey' oluyordu ama kimse bunun gerçek olduğuna da inanmıyordu. "Hadi ama Aylak! Biraz neşelen!" Sirius'a karşı Remus sabır dilercesine içini çekti ve "Artık beni rahat bırakın! Lütfen." dedi. Sirius buna kaşlarını çattı. O daha buna cevap vermeden zil çaldı. "Birini mi bekliyordun Pati?" Sirius olumsuz cevap verip kapıya baktı. Kapı çok sert bir biçimde çalmaya devam ederken gitmeden önce asasını da aldı.

İlk önce kapıyı hafifçe araladı. Regulus'un tek eliyle sıkı sıkıya tuttuğu ve her yanı kanla kaplı, bilinci kapalı Capella'yı görmek beklediği son şey bile değildi. "Sirius- lütfen- yardım et. Lütfen." Sirius şoktan kurtulamamışken James arkadan çıktı. "Kimmiş Pati-" o da donup kaldı. Sirius kendine gelebildiği saniye de Capella'yı kucakladı ve içeri koştu. Regulus nefes nefeseydi, ıslaktı ve her yanı kan ile kaplıydı. Kapının kenarına yaslanarak soluklanmaya başladı. "Regulus gel buruya!" James onu içeri çekti.

Sirius Capella ile içeri girip onu koltuğa bıraktığında Remus bir anlığına yanıldığını düşündü. "Aylak- çekmecede Geyikotu olması gerekiyordu. Onu verir misin? Acil bir şekilde." Regulus halsizce, James'ten destek alarak oraya geldi. Ağlama noktasındaydı. Olanları aklı almıyordu. Sirius Geyikotu'nu dokmesine rağmen iyileşmeyen yaralar karşı ne yapabileceğini bilmiyordu. "Bir büyü biliyorum." Dedi Remus. Sirius geri çekilirken geçen sene Snape'in uyguladığı büyünün aynısını uyguladı. Büyüyü yaparken eli tiremesin diye diğer eli ile de tutuyordu. James Regulus'a bir havlu verdi.

"Regulus. Anlat!" Sirius'un da sesi titremişti. Regulus ona cevap vermeden önce bir süre boyunca Capella'ya baktı. Lily onlara çay getirmişti. "Biz- yani- eee-" aklı çok karışıktı. Her şeyi anlatıp anlatmak konusunda kararsızdı. En sonunda anlatmaya karar verdi. "Biz- bir süredir Hortkuluğu arıyorduk. Sonra- O- yani Voldemort-" Remus nefesini tuttu. "O bu Hortluluk işi için Capella'dan Kreacher'ı istedi. Kreacher onunla gitti. Sonra biz onu geri çağırdık. Bizi oraya götürdü. Küçük- adacık gibi bir şey vardı. Oraya geçince Kreacher'ı geri yolladık. Bir iksir- ne iksiri bilmiyorum. Hortkuluk onun içindeydi. Garip bir şeydi. Elle dokunamıyordum. İçilmesi- içilmesi gerekiyordu." Duraksadı. O anı tekrar yaşıyor gibi hissediyordu.

"Sonra- sonra Capella-" Capella'ya baktı. "Regulus, onu içti deme." Sirius hayır cevabını duymak istiyordu. Fakat Regulus buna cevap vermedi. "Ah hayır... Sonra ne oldu?" Devamını duymaktan korkuyordu fakat yene de merak ediyordu. Bu hale gelecek ne olduğunu bilmek istiyordu. Remus ise gözlerini Capella'ya dikmişti. Kendini kötü hissediyordu. Aklında bir sürü fikir vardı.

"Sonra- bir sürü- bir sürü İnferi vardı. Çok fazlaydı..." Boşluğa bakmaya başladı. Ölü ellerin onu tutup dibe çektiklerini hatırlamak istemiyordu. "Ve beni dibe çekmeye başladılar. Çok fazla- çok fazlalardı..." Sonlara doğru sesi kısılmıştı. "Capella ateş kullandı. Ben sudan çıktım. Madalyon-" Kalkıp bir anda Capella'nın cebine baktı. Bütün bunların boşuna olmasını istemiyordu. Madalyon oradaydı. "Tanrıya Şükür..." Madalyonu sinirle sıktı. O madalyonu almak uğruna neredeyse kardeşini kaybediyordu.

"Peki Capella nasıl bu hale geldi?" Lily sormuştu. "Biz çıktıktan sonra bir anda karşımıza Snape çıktı." Sirius kaşlarını çattı. "Snape mi? O ne yaptı?" Regulus'un yüzünde öfke vardı. Snape'in kafasını bedeninden ayırmak istiyordu. "Bir büyü yaptı. Sectumsempra diye bir şey. Daha önce hiç duymamıştım." Remus bu büyüyü biliyordu. Onu daha önce kullanımıştı. Yerde bulduğu rastgele bir kitapta okumuştu. Ona göre hayatta yaptığı en aptalca şeydi.

Ve 1 ay önce ayrılmışlardı. Bu çok moralini bozuyordu çünkü Capella ondan cidden kötü bir şekilde ayrılmıştı. İşin kötüsü ise ona hala aşıktı ve elinden bir şey gelmiyordu. "Ve aklıma ilk sen geldin. Bilmiyorum- ben sadece-" Sirius onu böldü. "Regulus, buraya gelmekle doğru şeyi yaptın. Ama Sümsükus yanlış kişiye bulaştı. O öldüreceğim!" Sirius ayağa fırladığında Remus da onunla beraber kalktı. "Hey! Hey! Durun! Sümsükus'u daha sonra öldürebiliriz. Şimdi ne Capella'yı ne de Regulus'u yalnız bırakamazsınız! Ayrıca sana ne oluyor ki Aylak?" Remus tek kelime etmeden sinirle geri oturdu. Aklından geçen tüm düşünceler Snape'in sonsuz ihtimalde ölüm senaryoları hakkındaydı.

"Annem Capella'yı evlendirecek." Dedi Regulus bir anda. "NE?!" Buna hepsi şaşırmıştı. "Kiminle? Ne zaman? Nasıl?" Sirius ardı ardına sordu. "Barty Crouch. Babası Sihir Bakanlığı'nda çalışıyor kendisi Ölüm Yiyen." Bunları söyleyip söylememesi gerektiğinden emin değildi ama artık birilerinin bunu bilmesi gerekiyordu. "17 olduktan sonra. Karşı çıkmayı denedi ama annem annemlik yaptı. Bu haftanın sonundaydı." Sirius gözlerini kapattı. "Ve zorla Ölüm Yiyen oldunuz. Değil mi?" Hepsi Remus'a baktı. "Hadi ama Sirius anlamamış olamazsın! Cidden mi?" Sirius doğrulamak isteyerek Regulus'a baktı. Regulus cevap vermeyince kafasını ile elinin arasına aldı.

"Of ben çok aptalım! Ben aptalım! Nasıl görmedim ya ben bunu?!" Kimse konuşmuyordu. Regulus'a baktı hafif kafasını çevirerek. "İyi de kaçamaz mıydınız? Söyleyemez miydiniz? Bana gelemez miydiniz?" Sirius her geçen saniye daha da pişman oluyordu. "Babam." Mr Black onların hayatında yok denecek kadar az röle sahipti. Bu yüzden onu duyunca Sirius garipsedi. "Babam mı?" Regulus içini çekti. "Tehtid etmiş onu. Sonradan öğrendim." Sirius ve Regulus dışında kimse konuşmuyordu. "Daha ne kadar ileri gitmiş olabilir ki?" Fazlasa olabileceğini düşünemiyordu.

"Bizimle. Seni öldürmekle. Bana acı çektirmekle. İkimizle." Hepsinin duyduğu şeyi sindirmek için zamana ihtiyacı vardı. "Babam yaparım dediği şeyi yapar Sirius. Bunu biliyorsun." Sirius'un yüzüne gerçekler vurduğunda hiçbir şey yapamadı. Hain olduğunu sandığı kardeşi, kendisinin yaşaması için kendi hayatından vazgeçmişti. Remus ise işin bu kadar ciddi olabileceğini düşünmemişti. Capella'nın ondan neden ayrıldığını da anlamıştı. Bunu isteyerek yapmamıştı. Fark etmişti.

Peki. Çok mu geçti?

★★★★★★

Bu kitabı MrsRiddl3 ile beraber yazıyoruz onun profiline de bakarsanız sevinirim

Teşekkürler

Star & MoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin