★13★

267 28 4
                                        

Sınavlar git gide yaklaşıyordu ve beynim aşırı doluydu. "Miss Black?" Kafamı sıradan kaldırıp McGonagall'a baktım. "Dersi neden dinlemediğinizi öğrenebilir miyim?" Bütün gece hortkuluğun nerede olabileceğini düşünüyordum, bir Quidditch planı yapıyordum ve ders çalışıyordum. "Özür dilerim Profesör. Dün gece geç saatlere kadar ödev yaptım da." Regulus da yanımda uyumuştu. "Ödevlerinizi daha erken yapın. Bu olay lütfen tekrarlanmasın." Ders anlatmaya devam etti. Ben de dinliyormuş gibi yaptım. Zaten bu derste iyiyim. Daha sonra çalışsam da olur.

Ödevler artmaya başlamıştı. İksir dersi için Severus'a 60cm'lik bir yazı yazmalıydık. Bunaltıcı. Ortak Salon'da Regulus ile beraber yazıyorduk. Ben bitirmek üzereydim. "Sen nasıl bu kadar hızlı yazıyorsun?" Omuz silktim. "Ben bitirdim. Yarışmacı arkadaşlara başarılar dilerim." Belki bahçede biraz kitap okuyabilirim. "Bitirince gelirsin. Bahçede olacağım."

Bir ağacın gölgesinde kitap okumaya başlamıştım. Yanıma biri oturdu. "Off! Defol Crouch!" Kımıldamadı bile. "Düzgün bir şekilde konuşmak istiyorum Black." Bunun mümkün olduğunu düşünmüyorum ama yine de dinlemeye devam ettim. "Annem sana illa ki yazmıştır nişanlanacağımızı. Ben de diyorum ki bu sürede birbirimizi tanıyalım." Daha nasıl açıklayabilirim ki ben istemediğimi.

"Bak. Ben, seninle nişanlanmayacağım. Seninle evlenmeyeceğim. Seninle sevgili olmak dahi istemiyorum. Neden anlamıyorsun? Sen de istemezsen ve ailene bunu söylersen ikimiz de kurtuluruz."  Güldü. "İstemediğimi kim söyledi?" Ne? Ne dedi o? "İstiyorum. Seninle evlenmeyi istiyorum. Benim olmanı istiyorum." Çattık ya! "Zorla güzellik olmaz Crouch. Vazgeç. Tamam mı? Ben başkasını seviyorum. Bizden olmaz. Böyle bir ihtimal yok!" Çenesi kasıldı.

"Kimi? Kimi seviyorsun?" İçimi çektim. "Bunu sana söylemeyeceğim elbette! Şimdi beni rahat bırak." İki saniye yalnız kalmaya gelmiyor cidden. "Onu bulacağım. O kişiyi bulacağım ve mahfedeceğim." Boş laflar. O uzaklaşırken ben de kitabıma geri döndüm.

İksir derdindeyik. "Evet, ödevler üzerinden binalarınıza da puan vereceğim." Asasını sallamasıyla 20 kadar ödev havada süzülüp ona ulaştı. O ödevleri incelerken biz de ödev yaptık. "Tamam, evet. Şüphesiz en iyi ödev Capella Black'e ait olan. Slytherin'e 10 puan." Şaşırdım. Bunu beklemiyordum. Severus derse başladı. İksir yapıyorduk. Mekanik bir şekilde tarifi uyguluyordum. Tek yaptığım buydu.

*

"Buldum!" Dedi bir ses irkilmeme sebep olarak. Barty Crouch Jr. "Gizemli sevgilini buldum Black." Kaşlarımı çattım. "Bir Profesör ile sevgili olman ne kadar doğru Black? Profesör Lupin ile?" Donup kaldım. "Evet Black. Ne düşünüyorsun? Ya da dur. Senin ne düşündüğün önemsiz. Benim ne yapacağım önemli." Endişemi belli etmemeye çalıştım. "Saçmalama Crouch." Sinirle güldü. "Senden daha iyi bir oyunculuk beklerdim. Neyse. Eğer ondan ayrılmazsan ailene söylerim. Ve tahmin ettiğin gibi bu onun için hiç iyi olmaz."

Kanım donmuştu. "Bu zalimce!" Sırıttı. "Beni buna sen zorladın Black. Sana açık bir şekilde söyledim. Seni istiyorum." Yutkunamadım. "Sen beni sevmiyorsun bile!" Seven bir insan böyle davranmaz ki! "Kimin umurunda? Sen benim olacaksın Capella Black." Düşünmeye çalıştım. "Bak- bana yıl sonuna kadar zaman tanı." Kısa bir süre düşündü. "Öyle olsun. Ama yıl sonunda ondan ayrılacaksın. Yoksa sizi ben ayrırım. Sonsuza dek." Ve gitti.

Olduğum yere çöktüm. Remus'dan ayrılmak istemiyorum ki! Ben onu seviyorum. O da beni seviyor. İlişkimiz harika gidiyor. Nereden çıktı ki bu şimdi!   Offfffff!

"Ell? Ne yapıyorsun burada?" Regulus'a baktım. "Sorun ne? Ne oldu?" Benim gibi yanıma oturdu. "Crouch, Remus ve beni öğrenmiş. Beni tehtid ediyor." Birkaç saniye bana inanamayarak baktı. "Capella, sakin ol. Elbet bir yolunu buluruz." Kafamı iki yana salladım.

"Bulamayız Regulus! Bulamayız! Annemlere söyleyecek. Onu yaşatmazlar!" Zaten yılın sonunda ne olacağı belli değildi. "Ona bunu yapmaya hakkım yok!" Biz imkansızız. Kısa bir süreliğine gerçek olmuş bir imkansız. "Aslında... Sanırım eninde sonunda bunun olacağını biliyordum. Yani- en azından yılın sonuna kadar." İçini çekti. "Şimdi ne yapacaksın?" Birkaç saniye düşündüm.

"Benden nefret etmesi gerekiyor." Yoksa üzülür. "Benden nefret etsin. Ama şimdi değil. Geri kalan 2 haftamız da bok gibi geçsin istemiyorum." 1 ay sonra 18 olacaktık. 2 hafta sonra mevzun oluyorduk. Ve, annemin dediğine göre 18 olduktan 1 hafta sonra evledireceklerdi beni. "Ell, bunda emin misin?" Gözlerim doldu. "Benden nefret ederse daha kolay olur." Ölürsem üzülmez, ağlamaz. "Gözü arkada kalmaz, devam eder yoluna. Bunu istiyorum." Tıpkı Sirius gibi. Onun içinde kolay olacak yokluğum. Zaten benden nefret ediyor. Umurunda olmayacak muhtemel ölümüm.

Az önce son FYBS'den çıkmıştım. Balo yarındı. Katılacaktım elbet. Bunu kaçırmak istemiyorum. Ama oraya gitsem de eğlenemeyeceğimi biliyorum. Bir çıkmaza girdim.

Koridorda yürürken bir anda boş bir koridora çekildiğimde çığlık atmak istedim fakat bir el ağızımı da kapatmıştı. Kokusundan Remus olduğunu anladığımda rahatladım. Yavaşça ağızımı açtı. Kafasına vurdum. "Ne yapıyorsun ya! Kalp krizi geçiriyordum. Öyle bir anda çekilir mi?" Güldü ve bana hafif yaklaştı. "Seni özledim." Yutkundum. Beni bir daha özlememesini sağlamam gerekiyordu fakat ben de onu özkerken bu nasıl mümkün olacaktı ki? Bunu sonraya ertelemeliydim. Vaktim yok. Biliyorum. Ama şimdi değil. Bu belki son öpücüğümüz.

Şimdi değil.

★★★★★★

Bu kitabı MrsRiddl3 ile birlikte yazıyoruz onun profiline de bakarsanız sevinirim

Teşekkürler

Star & MoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin