İçeri girdiğimiz de bizi şaşırtan şey neredeyse tüm askeriyenin halay çekişiydi. İçlerinde bizim timde vardı. İyi ki albay askeriyede değildi. Yoksa bunların hepsi askerlikten geri dönememek üzere men edilebilirdi. Ömür ile birlikte biraz daha ilerleyince bir asker bizi gördü. Önce kıpkırmızı oldu ve şekilden şekile girdi. Biraz daha şaşkınca baktıktan sonra ne yaptığını anlamış olacak ki hemen kendini toparladı.
" Dikkat," dedikten hemen sonra tüm askeriye arkasını döndü. Beni gördüklerinde hemen esas duruşa geçtiler. Şuan da hepsi hazır olsa gelecek emrimi bekliyordular.
" NE OLUYOR LAN BURADA.KİM BAŞLATTI BU OLAYI. OYUN PARKI MI LAN BURASI. DERHAL KİM BAŞLATTIYSA BİR ADIM ÖNE ÇIKSIN," dedim. Hayır yani neden yapmış olabilirler ki. Bunun bir açıklaması varsa ve bana mantıklı gelir ise bir şey yapmazdım yani.
Hemen aralarından bir asker çıktı. Yüzüne biraz daha baktıktan sonra şaşırdım. Bunu hüsnü mü başlatmıştı. Hüsnü bizim askeriyede teğmendi. Gayet başarılı ve soğukkanlı idi. Ne olmuştu da birde böyle bir şey yapmıştı ki.
"Komutanım ben başlattım. Bana verin ne ceza vercekseniz," dedi. Yavaş adımlar ile yanına yaklaştım ve elimi omzuna koydum. Biraz sıktım. Canının acıdığını biliyordum. Ama bunu sadece ben anlamıştım bundan adım kadar emindim.
"Neden böyle bir şey yaptın hüsnü," dedim. Hüsnü mahçup ama bir o kadar da cesaretli ve başı dik bir şekilde bakıyordu.
" Komutanım benim sevgilim vardı. Bugün evleneceğiz. Kimseye dememiştik şimdi diyelim dedik. Bende işte böyle ortaya söyleyince halay falan ortaya kaynadı," dedi. Bu çocuğun sevgilisi olduğunu biliyordum ama nişanı ne ara yapıp da düğüne geçmişlerdi. Aslında iyi bir haberdi. Bunun İçin kızamazdım. Çünkü bu çocuk arkadaşlarına evleneceğiz demiş ve herkesi mutlu etmişti.
" Düğün ne zaman hüsnü," diye sordum. Ben de gidecektim. Bizim bir sözümüz vardı. O benim düğünümde oynayacaktı. Bende onun düğününde. Biz abla kardeş gibiydik.
"Bu akşam saat 08.30' başlayacak komutanım,"dedi. Kafamla onayladım. Ardından geriye doğru bir kaç adım atıp bağırdım.
" Bir daha olmasın. Ceza yok. Dağılın akşama hepinizi dügünde göreceğım duydunuz mu lan. Gelmeyenlere 1 yıllık nöbet kitlerim," dedim. Asla öyle bir şey yapmazdım. Bunu tüm askeriye biliyordu. Şaka olarak demiştim. Hepsinde gözlerimi gezdirip arkamı döndüm. Giderken ise " Bora odama derhal," diye bağırdım. Ömür ile birlikte odama geçtik.
" Emredersiniz komutanım," dedi tüm askeriye. Odama geçtim ve timi beklemeye başladım. Yaklaşık 4 - 5 dakika içinde kapı tıklatıldı. 'gel' emrini verdikten sonra tim içeriye girdi.
" Otur," dedim. Bulut ve poyraz önümdeki iki koltuğa,Furkan ve Aydar ise tekli koltuklara oturmuşlardı. Alparslan ve kerime baktığımda yer kalmadığı için yere oturmuşlardı. Ömür ise ayaktaydı.
"Hepiniz akşam geleceksiniz değil mi," dedim. Hepsinden onaylayan mırıltılar çıkınca saate baktım ardından devam ettim. " Saat 07.23 hepimiz evlere dağılıyoruz ve giyiniyoruz. Ardından sizi bir yere götüreceğim. Şimdi ben ve ömür motora bineceğiz. Alparslan kardeşinin bir motoru var artık. Karıştığını duyar,görür ve şahit olur isem seni mahvederim,"dedim.
Cevap beklemeden ömürün koluna girip dışarı çıkardım. Hemen motorlara binip lojmana doğru gittik. Lojmana gelince direkt benim eve girip giyinme odasına geçtik.
"Şimdiii ömür sen ne giymek istiyor isen seçebilirsin. Burada sana uygun bedenlerde var. Elbise pantolon vs. Her şey var. Bende seçeyim,"dedim. Önümüzde birden fazla seçenek vardı. O elbiselere bakarken bende onu izliyordum. En son bir elbise seçip odama geçti ve giyinmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOD ADI : KABUS
AcciónEğlence amaçlı yazıyorum •|• Bir kadın, bordo bereli, timini şehit veren (ya da öyle sanan), ailesinden nefret eden, ailesine Sevgi görmeyen, intikam yemin etmiş, kan kardeşinin şehit vermiş biri; KDM. YÜZBAŞI ECEL KORKMAZ (ÖZÇELİK) Bir adam, bordo...