29. BÖLÜM: ELLERİNİ BAĞLAYAN ÇARESİZLİK

34 6 0
                                    

2004, Yazar'dan,

Doğum günü telaşı vardı Tengizlerde.

Çünkü ailelerinin en küçük üyesi olan Asi Gökçe'nin doğum günüydü bugün. Hem Tengizler hem de Noyanlar hazırlık yaparken büyük bir telaş içindeydiler.

"O süsleri oraya takmayın Ata." Dedi Itır, eşini ve yakın arkadaşı Tulpar'ı yönlendirmeye çalışıyordu. "Biraz daha sollu olacak."

"Gözümün nuru, canımın içi, güzel Itırım Allah için bir karar ver artık." Dedi Ata, canından bezmişti iki dakikada. Ellerinde ki fosforlu süslerle bir sağa bir sola gitmekten beyninin suyu akacaktı.

"Tamam, verdim işte. Biraz sola gidin. Heh, tamam! Orası olsun evet!"

Gülümseyerek devremine baktı Tulpar. "Ben bizim çocukların doğum gününde iyi ki hep görevde oluyormuşum. Bu ne böyle kollarım koptu!"

"Geçen sene de biz senin kızın doğum gününde böyleydik devrem, idare et işte." Dedi Ata. Süsü asıp geri çekildiler ve aynı anda fosforlu pembe süse bakıp yüz buruşturdular.

Nefise hanım ise ayrı bir konudaydı. Gurur'a, "Oğlum, götür işte kardeşlerini parka." Diyerek onun peşinde geziniyordu.

Gurur ise elinde ki futbol topunu gösteriyordu annesine. "Ben Halas ile futbol oynayacağım!"

"Oğlum sırası mı şimdi? Söz bak yarın oynarsın." Derken okşuyordu evladının saçlarını ama biraz canından da bezmişti.

"Ne oluyor bakayım?" Babasının gelmesiyle kendini toparladı Gurur. Tulpar bey eşinin lafının ikiletilmesinden hiç ama hiç hoşlanmazdı. Babası kızsın istemiyordu Gurur.

"Gurur'a kızları parka götürmesini söyledim. Hemen şurada zaten. O iki cadı bir izin vermiyor ki evi süsleyelim."

Güldü Tulpar. Ardından oğluna döndü. "Eğer kızları parka götürürsen yarın söz birlikte futbol sahasına gideceğiz."

Babasının sözünü duyan Gurur hemen heyecanlandı. "Gerçekten mi?"

Onayladı onu Tulpar. "Gerçekten. Kardeşlerinin elini sıkıca tut, tamam mı?"

Onayladı onu Gurur. "Tamam." Hemen sonra topunu Halas'a verip kızların yanına gitti. İçeri girdiğinde Ata Mir Tengiz'in kitaplarını karaladıklarını görünce kocaman açıldı gözleri. "Hayır!" Diye bağırarak o tarafa koştu ve kitabı almaya çalıştı.

Ancak inatçı ve Asi'ydi karşısında ki kız. "Bılak!" Diye bağırırken kitaba asılıyordu.

"Asıl sen bırak Asi, yırtacaksın!"

"Bılakmam! Menim babamım kibabı!" Kaşları çatılmıştı hemen. Dik dik bakıyordu karşısında ki çocuğa.

O sırada kapıda Ayvaz belirmişti. Asi'nin yanına gelip Gurur'un aksine ılımlı bir sesle, "Asi kız," dediğinde Asi ona baktı. "Lütfen kitabı bana verir misin?" Elini uzatıp kitabı istediğinde Asi burnunu çekti. Ardından Gurur'un elinden kurtardığı kitabı Ayvaz'a verdi.

Pek bir hayrandı kendisi Ayvaz'a. "Al."

Gülümsedi Ayvaz, uzanıp Asi'nin saçlarını öptü. "Aferin sana. Hadi şimdi Gurur abin ile parka gidin."

Ters ters baktı Gurur'a bu sefer Asi. "O menim abim deyil." Dedi hemen.

"Evet. Ben Ulya'nın abisiyim zaten." Derken yanında ki kıza dik dik bakıyordu Gururda.

Ulya ise başka bir kafadaydı. Asi'yi çok sevsede abilerini kimseyle paylaşmak istemiyordu. Bu yüzden sıkıca sarıldı Gurur'a. "Ebet, menim abim."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 17 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ATEŞ BÖCEĞİ İLE ALAŞAFAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin