GİRİŞ: SEN HİÇ ATEŞ BÖCEĞİ GÖRDÜN MÜ?

452 18 11
                                    

2022, Atilla Gurur Noyan.

Hayat tesadüflerden çok ötesindeydi. Bu bir kaderdi, yaşamın bize armağan ettiği birçok şeyden birisiydi. Ve ben hep buna inanmıştım.

Üstelik bazen kendi kaderinizi kendiniz yazar ve oynardınız.

Ben Atilla Gurur Noyan, kendi kaderimi kendim yazıyordum.

Ben Atilla Gurur Noyan, General Tulpar Ali Noyan'ın üçüncü oğlu, Orgeneral Erkin Alp Noyan'ın dördüncü torunuydum. Özel kuvvetlerde Yüzbaşıydım.

Göğsümde taşıdığım bayrağın gölgesinde bir ömür yaşamıştım. Uğruna savaşacağım ilk şey vatandı. İkincisi ise ailem. Özellikle de annem Nefise Noyan ve kız kardeşim Ulya Noyan.

"Evlat," babamın sesiyle arkama döndüm. İçtiğim sigarayı hemen arkama sakladım. Bilmediğinden değil, saygısızlığa gelemediğimdendi. Onun karşısında sigara içmezdim. O da bunu biliyormuş gibi arkamda ne olduğunu bilmesine rağmen bu konuda sessiz kaldı. "Tim içeride, birbirleri ile kaynaşıyorlar. Sen niye buradasın?"

"Kaynaşmaya ihtiyacım yok, komutanım." Benim dostlarım olmazdı. Benim vatanım ve ailem olurdu. Benim sevdiğim bir kadın bile olmazdı. Kendisini herkesten soyutlayarak yaşayan birisiydim ve bu benim doğalımdı.

"Yapma böyle Gurur," derken elini omzuma koydu. "Timin içinde çok iyi insanlar var, aralarında benim yetiştirdiğim insanlar bile var. Eminim iyi anlaşacaksındır."

Bahsettiği isimlerin her birini tanıyordum. Zira bu timin bahsi geçtiği anda her birisinin dosyasını incelemiş, abime ve babama bir nevi onayı ben vermiştim.

Tim içerisinde en büyük rütbe abim Falaz Turgay Noyan'a aitti. Kendisi Binbaşıydı. Ardından ben geliyordum, Yüzbaşı Atilla Gurur Noyan.

Kıdemli üsteğmen Rima Arven Kanık vardı hemen sonra. Kendisi benden iki yaş küçük, oldukça iyi bir özel kuvvetler askeriydi. Çevik, hızlı ve de zekiydi. Tim'de çoğu erkek askere taş çıkaracak bir kadındı.

Hemen ardından kardeşim Halas Noyan geliyordu. Kendisi Üsteğmendi. Onun ardından yine kardeşim Destan Noyan geliyordu. Kendisi Hava Özel harekat mensubu bir Üsteğmendi. Bizim ailede neredeyse herkes askerdi ama Mit, Özel kuvvetler ve Sat'ta ne kadar fazla askerlik yapmış olan üye olsa da Hava Özel harekat'ta çalışan ilk üyemiz oydu. İşinde de oldukça başarılıydı.

Onun ardından Teğmen Maya Akpınar geliyordu. O da aynı Destan gibi Hava Özel harekattaydı. Daha sonra ise sırasıyla Teğmen Tuğkan Nihat Karlık, Astsubay kıdemli başçavuş Seyfi Eren Özer ve Astsubay başçavuş Nehir Gülfem Çakır geliyordu. Her biri işlerinde harika olan askerlerdi.

Ve her birini öneren ise bizzat babamdı.

"Kimseyle anlaşmak ya da anlaşmamak gibi gayelerim yok, komutanım. Ben sadece görevimi yaparım. Bana verilen emri uygularım."

Benimle uğraşılmayacağını anlamış olmalı ki başını iki yana salladı. "Annenin sözünü dinlemem gerekirdi, seni bu kadar sert yetiştirmemem gerekirdi."

Gülümsedim hafifçe. "Belki de."

O sırada Eren'i gördüm. Yanımıza gelip selam durdu. "Astsubay kidemli başçavuş Seyfi Eren Özer."

"Söyle Özer."

"Tuğgeneral Ata Mir Tengiz, Yüzbaşı Atilla Gurur Noyan'ı çağırıyor komutanım."

"Anlaşıldı. Git bakalım." Dedi babam bana dönerek. Onun görmemesi için sigarayı avucumun içine aldıktan sonra selam durdum ve Eren ile birlikte yürümeye başladım. Yürürken sigarayı avucumun içinden çıkardım. Yere atıp ezdiğimde Eren'in gözleri elime değdi.

ATEŞ BÖCEĞİ İLE ALAŞAFAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin