22. BÖLÜM: KALBİMİN EN GÜZEL KÖŞESİ

52 5 0
                                    

2024, Tuğkan Nihat Karlık.

İnsanın bir kez gülmediğinde yüzü bir daha hiç gülmüyordu. Bazen bir tebessüm bile size ağır gelebiliyordu. Ailemden yana yüzüm gülmemişti, kimlerdi ve neredeydiler onu bile bilmezdim.

Sevdadan yana da yüzüm gülmemişti, nicedir kalbi boştu ama yine de benim gönlümü bilmezdi. Hoş gerçi bilse ne olacak? Abisi olarak gördüğü bir adamı sevebilir miydi? Bir kez o gülse yüzüme düzelirdi her şey ama olmuyordu işte.

"Tuğkan," Falaz komutanın sesiyle irkildim. Ona döndüğümde gözleriyle süzdü beni. "Hayırdır nereye dalıp gidiyorsun ikidir?"

"Hiç. Bir şey mi istediniz komutanım?"

"İstedim ya istedim. Arabayı sen kullan diyecektim." Derken elini omzuma koydu. "İyi misin sen?"

"İyiyim."

"Öyle olsun bakalım. Hadi bin, kuaföre gideceğiz. Gelin alacağız." Keyifle gülümsedi ve aracına ilerledi. Ben araca ilerlerken Noyan kardeşleri gördüm. En önde Ayvaz abi, hemen arkasında Gurur ve Halas komutanlarım vardı. Bir adım gerilerinde Nefise hanımın koluna girerek onunla yürüyen Destan'dan başkası değildi.

Beni gördüklerinde Gurur komutanım bariz bir şekilde gerildi. Şu sıralar onun gözüne pek görünmemeye çalışıyordum. "Hayırdır sen nereye?" Diye sorduğunda bana herkesin gözleri bize döndü.

"Falaz komutanım aracı benim kullanmamı istedi." Derken gülümsedim hafifçe. Ancak bana yumuşayacak gibi değildi.

"Ayık mısın bari? Belli senin sağın solun belli olmuyor." Dediğinde sessiz kaldım.

Sol taraftan gelen Tulpar komutanım bize baktı. "Neler oluyor?" Diye sordu, büyük ihtimalle Gurur komutanımın sözlerini duymuştu. Hemen yanında duran Tuğgeneralde bize bakıyordu.

"Şakalaşıyorlar ya," diyerek güldü Halas. "Bir şey yok yani. E hadi geç kalacağız, herkes arabalara."

Herkes dediğini yaparken Halas zorla da olsa beni Gurur komutanımın ekseninden çıkardı. Tulpar komutanım tam karşımda durduğunda ise benim için daha gericiydi her şey.

"Ne yaptın da Gurur'un sinirini bozdun?" Dediğinde başımı kaldırıp gözlerine baktım.

"Geçenlerde bir mekanda alkolü fazla kaçırdım komutanım, ona ithafta bulundu Yüzbaşı."

"Başka bir durum yok yani?" Dediğinde başımı olumlu anlamda salladım. "Öyle olsun bakalım. Çıkar ne de olsa yakında kokusu." Yanımdan geçip arabasına bindiğinde Tuğgeneral ile göz göze geldim bu sefer.

"Benim kuşların eli kolu Tulparın kuşlardan daha uzundur Batak," dediğinde şaşkınca yüzüne baktım. "Sevdanı yaşıyorsan da ayık kafayla yaşa. Bir hata daha istemem."

"Komutanım ben—"

"Aynı yollardan hepimiz geçtik çocuk, anlarım seni ancak tahammülüm o kadar da yok. Bir hata daha istemem ona göre. Şimdi bin arabana." Çenesiyle aracı işaret ettiğinde onu onayladım.

"Emredersiniz." Hızla araca ilerledim. Kuaför buraya yakın olduğu için yol kısa sürmüştü. Kuaförün önüne geldiğimizde ve davul ile zurna eşliğinde oynanmaya başlandığında Gurur komutanımın yanında durdum.

"Özür dilerim," dediğimde dönüp bana baktı. "Bir daha yapmayacağım komutanım, söz."

"Şimdi sırası değil Batak."

"Siz nasıl isterseniz komutanım." Dedim ve birkaç adım uzaklaştım.

O sırada Falaz binbaşı tam kapının önünde durdu. İçeriden beyaz gelinliği ile Rima süzüldü. Üzerinde V yaka derin bir dekolteye sahip boyundan bağlamalı saten zarif bir gelinlik vardı. Duvak ile elbisenin kuyruğu aynı yerde bitiriyordu.

ATEŞ BÖCEĞİ İLE ALAŞAFAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin