''Ben... Kendimi çok yalnız hissediyorum. Baba''
Konuşmak istediği , sarılmak istediği tek kişi babasıydı Yağız'ın ama o da mezardaydı. Ona dokunamıyor şefkatli yüzüne bakamıyor sadece kara toprağı eliyle okşadı daha sonra elini yumruk yapıp sıktı. İçinden 'ben bunu hak etmedim'dedi. Babasız kalmayı haketmedim. Annesini küçük yaşta kaybetmişti zaten buna nasıl dayanacaktı. 7 yıl geçmesine rağmen acısı hala tazeydi. Bugün ölüm yıldönümüydü. İntikam istiyordu babasının katilini bulup içeri tıkmak istiyordu. Sırf o yüzden polis olmaya karar verdi.
''Sana söz veriyorum baba Katilini bulup Adalete teslim edicem. Söz''
Asıl canını yakan ise katilini kim olduğunu bilmesi eski bir milletvekili ve en yakın arkadaşının babası tabi eskiden en yakın arkadaşıydı. Şimdi ise iki yabancı ya da iki düşman. En son yurt dışında oldukları haberi gelmişti onu yakalayacak delil bulamaması işte canını en çok o sıkıyordu. Güçlü biri ,arkası oldukça saglam ama her ne olursa olsun onu bulup hesap sorucaktı her ne pahasına olursa olsun.
Yağız'ın telefonu çalar.
''Dostum çabuk karakola gel operasyona çıkıcaz''
''Tamam geliyorum hemen'' deyip telefonu kapatıp ayağa kalktı.
''Yine gelicem ama bu sefer katilini bulduğumu söylemek için. Ve bunun için can atıyorum. Görüşürüz baba'' babasıyla vedalaşan Yağız vakit kaybetmeden karakola gider.
.....
Onu kapıda karşılayan Poyraz'dı 7 yıl boyunca birbirlerinden hiç ayrılmadılar ona hep destek olmaya çalıştı. Polis olmaya karar verdiğinde o da hiç düşünmeden polis olmak istedi. Şimdi ise beraber çalışıyorlardı.
''Nerde kaldın?'' diye sorduğunda canı sıkkındı.
''Babamın yanına gittim'' Poyraz bir an kendine kızdı bugün babasının ölüm yıldönümü olduğunu nasıl unuttu.
''İyi misin?'' diye saçma bir soru sorarken Yağız başını olumsuzca salladı.
''Daha iyi olucam''
''Arkadaşlar başkomiser çağırıyor''
Herkes başkomiserin verdiği emirle arabalara atlar ve olay yerine giderler. Uyuşturucu varonlarına, özel kuvvetle beraber operasyon düzenlerler. Çatışma çıkmadan hallederler ama oldukça uzun sürer en sonunda biter ve herkes evlerine dağılır. Yağız ve Poyraz ev arkadaşıdır aynı zamanda. Poyraz'ın kiracısı onu evden kovunca o da bir süre Yağız'ın evinde kalmaya başladı.
''Ahh evimi çok seviyorum'' Poyraz içeri girer girmez koltuğa uzanır ve ayaklarını sehpaya koyarak rahatlamaya çalışır ama ona dik dik bakan Yağız'ı görünce ayaklarını sehpadan geri çeker.
''Kusura bakma senin evini seviyorum diyecektim'' diyerek tatlı tatlı gülümser.
''Duş alıcam. Sen birşeyler hazırlarsın''
''Makarna'' dediğinde Yağız bakışlarıyla yine mi der gibi baktı.
''Dostum şöyle düşün makarna hayatımızda olmasaydı biz ne yapardık. Tanrım korkunç birşey''
Yağız ona gözlerini devirdi ve arkasına dönüp yukarı çıktı. Aslında ona minnettardı her zaman her koşulda yanında olduğu için kendini az da olsa şanslı hissediyordu. Asla ama asla onu yanlız bırakmadı o en iyi arkadaşıydı.
Duşunu alıp aşağıya inen Yağız Poyraz'ın onu beklediğini fark etti o da üzerini değiştirdiğini gördü. Beraber masada oturup yemek yerken Poyraz'ın ona kaçak bakışlar attığını fark etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAYIF
Teen Fiction''Katilin oğlu'' dedi oldukça kızgındı. Daha sonra devam etti.''Yine Katilin oğlu diye bağıracak mısın yoksa'' ''Babam öldü benim''bunu sözü söylemek bile canını yaktı. ''Arkadaştık biz'' ona kırgındı. ''Baban babamı öldürdü'' ''Bana da mı katil diy...