''Yağız''
''7 yıl önceki konuşmamızı bugün yapıcaz''
Demir karşısında Yağız'ı görmeyi beklemiyordu. Üstelik silahın namlusunu ona uzatmasına karşı afallamıştı. Bu gördükleri gerçek miydi?
''Silah zoruyla mı?'' diye sordu daha sonra ''Saçmalama da indir şu silahı bu yaptığın suç''her ne yapıyorsa buna bir son vermesini istiyordu. Ondan uzaklaşmaya çalıştı.
''Benimle geliyorsun'' Yağız hiç olmadığı kadar kararlıydı. Silahın namlusunu ondan uzaklaşmaya çalışan Demir'e tekrar dayadı.
''Ben hiç bir yere gelmiyorum. Ne yapacaksan yap'' İnatçıydı. Onunla konuşmayı bırak onu görmek bile istemiyordu.
''Ben gözümü karartalı çok oldu. O yüzden sınama beni'' diye uyardı. Demir onun gözlerinin içine baktı. Silahın namlusunu katilin oğlu dediği adama uzatıyordu her şeyi yapabilirdi.''Sadece konuşucaz'' dedi ve onu itekleyerek kendi arabasına götürdü.'' Şimdi bin şu arabaya''arabanın kapısını açarak binmesini bekledi ama o yerinden bile kıpırdamadı.
''Gerçekten konuşucak birşey olduğumuza inanıyor musun?''
''Bin dedim'' Demir sinirle Yağız'ın arabasına binmek zorunda kaldı. Bu durumdan ne kadar rahatsız olsada yapacak birşeyi yoktu. Arkasından Yağız da bindi ve arabayı sürmeye başladı.
''Nereye götürüyorsun beni?'' diye sorduğunda yüzüne soguk bir bakış attı.
''Başlangıç noktasına. O geceye'' evet güzel başlayan gecenin bir anda cehenneme dönüşen yere. Onu babasıyla en son vakit geçirdiği dağ evine götürüyordu.
''Bak yol yakınken son ver buna. Bizim senle konuşacak hiç birşeyimiz yok. Artık yok''dediğinde sesindeki kırgınlık onu ele veriyordu.
''Benim var. O yüzden şimdi kapa çeneni''
''Bu duruma daha fazla dayanamıcam'' dedi ceketinin cebinden çıkardığı telefonu eline aldı. Yağız ondan daha hızlıydı bir hareketle elindeki telefonu eline aldığı gibi kapatarak cebine attı.
''Bugün o konuşmayı yapıcaz o kadar'' dediğinde Demir bundan kaçışı olmadığını en sonunda anladı.
''Kahretsin. İyi konuş bakalım ama şunu aklına koy. Hiç birşey değişmeyecek. Ben yine aynı Demir olucam''
Yağız bir cevap vermedi ve yoluna devam etti. Demir ise oldukça sinirliydi onunla konuşmak hatta yan yana olmak bile canını sıkıyordu ona olan öfkesi sandığından fazlaydı ya da kırgınlığı karar veremiyordu.
Yol boyunca arabanın içinde sessizlik hakimdi. Demir etrafa bakındığında ormanlık alana doğru sürdügünü fark etti çok geçmeden ormanın içinde bir ev göründü. Yağız arabayı durdurdu.
''Neresi burası?''
''Babamla benim gizli yerimiz'' dedi ve arabadan indi daha sonra arkasından Demir indi. Yağız evin kapısını açıp içeri girdi. Demir istemeyerekte olsa arkasından o da girdi.
Her taraf toz duman içerisindeydi eşyalar beyaz örtüyle kapalıydı. Yağız iç çekip masanın üstünde duran fotoğraflarına baktı ve gözleri doldu ama akıtmadı buraya yas tutmaya gelmemişti bir şeyleri değiştirmeye gelmişti. Demir ise her tarafta Yağız ve babasının fotoğrafları olan çerçevelere baktı kıskanmıştı onun babasıyla böyle bir fotografı yoktu ve asla olmayacaktı. Demir bir anda sinirle Yağız'a baktı
''Anlat. Ne anlatacaksan anlat. Anlatta gideyim artık'' dedi burda daha fazla kalmak istemiyordu. Boğuluyordu sanki.
''İyi dinle o zaman'' Yağız derin bir nefes alarak anlatmaya başladı. Belki canı acıyacaktı ama yine de anlatacaktı.''Babam 1 hafta uzun bir süredir ortada yoktu bir anda eve gelip dağ evine gidelim dedi. Bana anlatmak istediği birşey olduğunu söyledi. O yüzden buraya geldik ama çok fazla kalamadık. Telefonuna mesaj gelince gidelim dedi. Sonra yolda bir anda yolumuzu kestiler''dediğinde duraksadı. Olay anını yeniden yaşıyormuş gibiydi acıyla yutkundu. Kaza anı gözlerinin önüne gelip durdu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAYIF
Novela Juvenil''Katilin oğlu'' dedi oldukça kızgındı. Daha sonra devam etti.''Yine Katilin oğlu diye bağıracak mısın yoksa'' ''Babam öldü benim''bunu sözü söylemek bile canını yaktı. ''Arkadaştık biz'' ona kırgındı. ''Baban babamı öldürdü'' ''Bana da mı katil diy...