8. Dişi Aslan

16 5 7
                                    

Aradan 1 hafta geçer Betül Yağız'ı yanına Avukatlık bürosuna çağırır. Beraber cafetarya da yemek yiyorlardır.

''Hala inanamıyorum. Delilin dağ evinde çıkması ve daha sonra kayıp gitmesi inanılır gibi degil''şaşkınlığını dile getirdi bir ipucu bulmak için kendilerini yırtarken aslında gözlerinin önündeymiş buna gerçekten hayret etti.''Araştırdın mı peki? Adamın izini sürebildin mi?''diye sorduğunda Yağız olumsuzca başını salladı.

''Merkezdeki arkadaşlara sordum kamera kaydına baktılar ama öyle bir araç bulamadılar''dediğinde yüzü düştü. 

''Olsun belki bir yenisini daha buluruz'' onu umutlandırmak istedi ama Yağız'ın hiç öyle bir umudu yoktu.

''Sanmıyorum''

''Karamsarlığa kapılma hemen. Bulucaz'' diyerek güçlü olmasını istedi. Daha herşey bitmiş degil.

''Ben artık umut etmicem. Sonra kendimi en tepeden düşmüş buluyorum'' söylemek istemiyordu ama elinden aldığı şey kanıt değildi onun herşeyiydi. Ayağa kalkmak isterken yeniden düşmüştü.

''Demir... Demir'le O gün ne konuştunuz?'' aslında en merak ettiği suru da buydu nasıl geçtiğini çok merak etmişti.

''Kırgındı'' gözlerinden bunu anlayabiliyordu. ''Öfkeli ve sinirli olması ben iken. O benden daha çok Öfkeli ve sinirliydi'' dediğinde düşündü belki haklı olabilirdi ama bunu düşünmek istemiyordu.

''Kavga mı ettiniz?''

''Bana kocaman bir hayal kırıklıgıymış gibi bakıyordu'' onun gözlerinde kötü adam olmuştu ya da hain arkadaş. Uzun zaman sonra onunla bir araya gelmek bile tuhaftı. Onu bir anlık öfkeyle silmişti belki de bunu yapmamalıydı.

''Onu gerçekten incitmişsin'' dedi. Onu ilk gördüğü an Yağız'a karşı bakışlarını görmüştü. Dediği gibi incinmişti.

''Peki ya ben? Yaşayan bir ölü olmayı  ben istemedim. Onun yüzünden'' sesini az da olsa yükseltti. Betül ona dikkatle baktı.

''Yanlış. Onun babası yüzünden .Anla artık bunu. Onun bir suçu yok'' dediğinde işte Yağız'ın kafasındaki seste bunu söylüyor. Öfkesine yenik düşüp o gece hata yaptığını söylüyor ama bunu türlü kabul etmek istemedi.

''Yapamıyorum işte. Onu bir türlü masum olarak  göremiyorum'' diyerek iltiraf etti. Sonuçta o adam onun babasıydı. Bunu görmezden gelemiyordu.

''Belki de o da Arkadaşının ihanetine uğradığı için sana düşman olmuştur'' dediğinde kaşlarını çattı Yağız.

''Ben mi ihanet ettim?''

''Ona git demişsin. Katilin oğlu kelimesinin her duyduğunda kim bilir neler hissetti. Biraz onun tarafından düşün'' Betül olaya gerçekten hakimdi her iki taraf için empati yapıyordu. Bu durum da masum olanı harcıyor olabilirdi.

''Betül bana onu savunma'' bunu istemiyordu. Çünkü bu sözleri ona da haklı geliyordu.

''Hadi iltiraf et. Demir yaralı halde bırakıp adamın peşinden gidemedin. Çünkü hala onu seviyorsun'' Betül küçükken bile arkadaşlarına ne kadar deger verdiğini biliyordu. Özelliklede onları asla incitmeyeceğini.

''Senin yine çenen düştü'' 

''Betül durmaz sen misin?'' yanlarına iri yarı orta yaşlı bir adam gelince sohbetlerini yarıda kestiler. Adam kaşlarını çatmış Betül'e bakıyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 01 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ZAYIFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin