Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız.
Şüphe Tohumları
'Gözlenen yolların değil, sensin. Bi akşam vakti çık gel...'
Alparslan yanında uyuyan kızını öpüp kokladıktan sonra pembe yataktan kalktı. Odasında ağırladığı misafirlerden mütevellit kızının odasında uyumuştu. Saatin henüz altı olduğunu fark edince içindeki ona rahatsız eden hisle ayaklandı. Kızının üzerini örtüp odadan çıktığında, yan odada yatan Avukat'ı düşünüyordu. Aşağıya inip kendine kahve hazırladığında mutfak tezgahına yaslanmıştı.
Avukat'la ilk karşılaştığında takındığı tavrı düşündü. Oldukça dik başlı ve kendinden emin gözüküyordu. Cevzadelerin evine tek başına gelebilecek kadar cesur, Cihangirle boy ölçüşebilecek kadar delikanlıydı.
Ama dünkü yeni yetme baba halleri ile yaşının insanı olduğunu ortaya çıkarmıştı. Kendisi ile konuşurken oldukça olgun davranıyordu ama Cihangir'le didişirken tam bir çocuğa dönüyordu. Kendi kardeşi yaşasaysı böyle mi olurdu diye düşünmeden edemedi. Sonra aklına dün Ali'nin kendisine 'baba' demesi geldi. Kaşları çatılırken huzursuz olmuştu.
Derin düşüncelere dalmışken içeri Toprak girdi. Alparslan aklına takılan önemli meseleleri sadece Toprak ile konuşurdu. Diğer iki kardeşinin ise derdine derman olurdu.
Toprak abisini mutfakta dalmış halde bulduğunda yanına adımlamıştı. Sessizlik içinde kendine kahve yaptığında o da abisi gibi sırtını tezgaha yasladı.
"Avukat'ı düşünüyorsun." Alparslan başı ile onu onayladı.
"Tuhaf olan bir şeyler var." Toprak'ta abisini başı ile onayladığında aralarında sessiz bir bakışma geçti. Toprak yarım bıraktığı kahvesini başına dikleyip konuştuktan sonra mutfaktan çıkmıştı.
"O iş bende."
Alparslan'da kahvesini yavaşça yudumlayıp bitirdi. Yukarı çıkan merdivenleri bitirdiğinde bile hâlâ düşünceliydi. Kendi odasının önünden geçerken durup kapının kulbuna uzandı. Kararsız kalsada kapıyı yavaşça açıp içeri girdi. Burnuna gelen papatya kokusu ile şaşırdığında gözleri yatakta yatan bedenleri bulmuştu.
Alparslan tanıdık koku ile kaşlarını çatarken yavaşça yatağa yaklaştı. Tan, Ali'ye sarılmış bir şekilde uyuyordu. Elinde ise hâlâ bırakmadığı ateş ölçer vardı. Elini uzatıp Ali'nin alnına koydu. Çocuğun ateşi yoktu. Kıstığı gözlerini bu sefer Tan'a çevirince gözle görülür bir benzerlikleri olduğuna iyice emin olmuştu.
Sessizce arkasını dönüp odadan çıktığında kafasında çoğalan şüpheleri susturmaya yeltenmedi.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AVUKAT /Erkek Versiyon
JugendliteraturÜnlü avukat Tan KARACA, ipten adam alır imkansız davaları kazanır. İşine başladığı ilk andan itibaren titizlik ile yürüttüğü bütün davaları kazanmıştır. Peki tehdit ile aldığı davanın sonucunda işler istemediği şekilde gelişirse ne olur?