15. Bölüm

6.2K 628 224
                                    

  Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız.

Sınır +300

Mide kanaması

     Kabil odadan çıktığında itilerek sokulduğum odadan çıktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

 
   Kabil odadan çıktığında itilerek sokulduğum odadan çıktım. Tan hâlâ yaslandığı masada duruyordu.

   "Tan?" İrkilerek bana döndüğünde burda olduğumu unutmuş gibiydi. Onun karşısına geçerken bütün vücudunu taradım. Sıcak havada gömleğinin içine giydiği ince boğazlı dikkatimi çekerken elimi uzatmıştım.

   Geri çekilmesiyle elim boşluğa düşerken dişlerimi sıktım. Gözlerine kitlenirken bir cevap arıyordum.

   "Kim? İsim ver bana Tan."

   Başını olumsuzca sallarken durgundu. Bir şeyler olduğu belliydi ama kendisiyle konuşmuyordu. Yoksa kendisine güvenmiyor muydu?

    Sessizlik hakim olduğunda Cihangir'in düşünceleri doğruluğunu kazandı. Tan ona güvenmiyordu.

   İlk başta ona çok sinirlenmişti, sonra onunla uğraşmak eğlenceliydi ama limon faciasından sonra onların ne kadar tehlikeli olduğunu unutttuğunu anlamıştı.

   Yanlarında güvende hissettiği bile olmuştu ama o kadardı. Şuanda karşısında duran adama dün olanları anlatamazdı.

   Habil'i anlatamazdı. Çünkü biliyordu ki Habil tepesindeydi. O adam kardeşinin bile arkasından büyük işler çeviren kişiydi.

   Habil'in planı en başından beri belliydi aslında. Suçu işlettirip makdülün üzerine Cihangir'in baş harflerini yazdırmış, suçlu Cihangir gibi gösterirken olayın babasına kalmasını sağlamıştı.

   Belli ki planı en başa geçmekti...

   Babasını bile geride bırakmak isteyecek biriydi. Merhameti yoktu. Babasına bunu yapan oğluma neler yapmazdı?...

      "Şimdilik git, işlerim var."

   Gözleri canlılığını neredeyse kaybetmişti. Geceyi gündüz etmiş devamlı düşünmüş ama bir çıkış yolu bulamamıştı. Bu süreçte Cevzade'lerden uzak durması daha iyi olurdu.

   "Ne demek git, Tan? Ne olduğunu anlat. Bir şey var anlıyorum. Salak değilim?!"

   Cihangir sona doğru sesini yükselttiğinde Tan'ın üzerine yürüdüğünü fark etmemişti. O sadece kardeşi için endişelenmişti.

   Tan, kocaman adamın onun üzerine yürümesi ile kendini sıktı. Midesi hala yandığı için bir şeyler yiyememişti. Ve şuan gittikçe daha kötü hissediyordu.

    Midesinde bir şey olmadığı için kusamayacağını biliyordu ama kendini zor tutuyordu. Cihangir gittikten sonra kendi ile ilgilenebilirdi.

     "Sadece git işte!"

AVUKAT /Erkek VersiyonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin