Ünlü avukat Tan KARACA, ipten adam alır imkansız davaları kazanır.
İşine başladığı ilk andan itibaren titizlik ile yürüttüğü bütün davaları kazanmıştır.
Peki tehdit ile aldığı davanın sonucunda işler istemediği şekilde gelişirse ne olur?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kulaklarıma gelen sesler yüzünden uyanırken gerindim. Odanın içinde dolanan Mahir ve kucağındaki oğlum ile boğazımı temizlemiştim. Dikkatlari bana dönünce Ali'm üzerime atlamak için çırpınmıştı.
"BABAMM." Mahir onu bana yaklaştırdığında gözlerime bakmıyordu. Ali'yi kucağıma aldığım gibi öpüp koklarken özlem gideriyordum.
"Oğlumm, mis kokulum." Onu bırakıp gitmemden korkarcasına sımsıkı sarıldığında burnumun direği sızlamıştı. Özlemle kokusunu içine çekerken Mahir yanıma dikildi. Bakışlarımı ona çevirdiğimde üzgün duruyordu.
"Özür dilerim, limona alerjin olduğunu bilmiyordum."
Derin bir nefes verip ona bakmaya devam ettim. Gerçekten pişman gibiydi.
"Ama Selim'in alerjisi olduğunu biliyordunuz, bilerek yaptınız?"
Başını salladığında en azından kabul ettiği için memnundum.
"Selim'in gerçek kardeşimiz olmadığını düşünüyoruz. Yapılan DNA testine müdahale yapılmış olmalı."
"Yani bunun içinde bir kanıtınız yok?" Tek kaşımı kaldırdığımda omuzlarını silkmesi ile başımı geri yasladım. Emin bile değillerdi. Neye göre buna karar vermişlerdi?
"Ben uyandığını abime haber vereyim. Akşamdan beri bekliyordu..."
Başımı salladığımda odadan çıkmıştı. Bende kucağımda oğlum ile ayaklanıp telefonumu kaptığım gibi lavaboya geçtim.
Gece bulduğum kartı cebimden çıkartırken numarayı tuşlamıştım.
"Babamm."
Ali kafasını kaldırıp bana baktığında burnunun ucunu öptüm. Onu el yıkama yerinde, temiz mermere oturttuğumda telefon açılmıştı. Hemen o sırada suyu açtım. İçeri biri girerse beni duymasını istemiyordum.
Telefonun diğer ucundan ses geldiğinde konuştum.
"Benim, avukat Tan Karaca....İşim düşerse aramam gerektiğini söylemiştiniz."
