10. Bölüm

5K 412 221
                                    

  Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız.

Sınır +120

Yeni Kardeş

  Savcı Fatih, keskin gözlerini gözlerime kitlediğinde yutkundum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


  Savcı Fatih, keskin gözlerini gözlerime kitlediğinde yutkundum. Yanlış tek bir kararında hayatım kayardı...

   "Savcım...düşündüğünüz gibi-"

   "Ben anladım. Gerisi teferruat."

  Ben bitmiştim sanırım...ne diyeceğimi bilemeyerek kucağımda Ali ile kaldım öylece. Belkide içeri bu kadar rahat girmeseydim durumu toparlayabilirdim ama net cevabı ile beni köşeye sıkıtırmıştı. Davayı kabul etsede etmesede büyük bir tehditti benim için. Dört bir yanım sarılmış gibi hissediyordum.

    "Tan, otur." Alparslan'ın sesi ile koltuğa otururken savcıya bakıyordum. 

   "Şimdi Fatih Bey evimize geldiniz, sorularım var dediniz içeri aldık. Burda gördüğünüz durumu yanlış anlayıp buna göre aksiyon alacaksanız daha çok işimiz var."

   Alparslan evin büyüğü olarak savcı ile konuşan tek kişiydi. Savcı boğazını temizleyip bacak bacak üstüne attı.

  
    "Sanık Adem Kubat'ın davası ile ilgili bir pürüz çıktı...-"

   Gözleri anlık Cihangir'i bulduğunda gerilmiştim. Tekrar Alparslan'a döndüğünde sözüne devam etti.

   "...bundan mütevellit geldim buraya. Birkaç ipucu kardeşiniz Cihangir'i gösteriyor. Bildiğinize eminim."

   Bu sefer gözleri beni bulduğunda kucağımdaki masum bebeğime sarılışımı sıklaştırdım. Çok yanlış...bu durum çok yanlış yerlere gidiyordu.

   "Ve?..." Alparslan tek kaşını kaldırdığında memnuniyetsiz gözüküyordu.

    "Bu davanın ucu size dokunabilir ama düşmanın avukatını yanınızda tutuyorsunuz. Yani iki taraftan biri oyun oynuyor, ya da üç taraftan biri?"

    Sonda üç taraf demesi ile gerildim. Bana karşı Cevzade'leri dolduruyordu. Kaşlarımı çattım. Ne yapmaya çalışıyordu bu adam? Bu sefer öne eğilip ben konuştum.

   "Ne demeye çalışıyorsunuz?"

   "Gayet anlaşıldı ne dediğim."

   "Sizden müsade isteyebilir miyiz?"

    Topral söze girdiğinde şaşırarak ona döndüm. Daha konuşmalı, ikna etmeliydik onu. Şimdi gidemezdi. Ya Kubat'lar a bir şeyler söylerse diye şimdiden tutuşmuştum.

   "Tabi, müsade sizin." Savcı ayağa kalktığında peşinden bende kalktım. Kapıya kadar onla yürürken sinirden dilimi ısırıyordum.

    Ali'nin kucağımdaki yerini sağlamlaştırırken ona döndüm. Kapıdan çıkmadan durmuştu zaten.

AVUKAT /Erkek VersiyonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin