1

111 7 20
                                    

Selam. Bu benim ilk kurgumdur. Yani hatalarımın olması normal. Lütfen sizde bu hatalarımı söyleyin. Hiç kimse anasının karnından yetenekli doğmuyor değilmi? Öylesine yazılmış kurgudur. Birazda içimi dökmek için yazdım.
Aslında ilk yazmaya korktum. Senin kitabını ne yapsınlar? diye düşünürdüm. Ama birden bilmediğim nedenden dolayı kendimi yazarken buldum. Bazen notlara kısa hikayeler yazarım. Ve ne kadar saçma olduğunu anlayınca silerim 🤦
Her neyse çok konuştum değilmi? (oluyor bazen)
Kurgumuza başlayalımmı?

Eda ile yeni maceralara hazırmısınız?

Başlamadan önce yapacağım duyuru var.
Lütfen başka kitaplardan bahsetmeyin❗

Öyleyse başlayalımmmm 😽

Eda Yılmaz.
Selam. Ben Eda Yılmaz. Eh klasik bir giriş olduğunun farkındayım. Yani normal biriyim işte. Okuldan eve, evden okula. Okulumda başarılı biriyim. Ama yinede bu bana yetmiyor. Gece gündüz çalışıyorum. Gözüme bir an bile uyku girmiyor. Çoğu kişinin elde etmek istediği hayat olsada gerçekten berbat bir şey. Bunu ileride anlayacaksınız.

"Edaa! Kızım kime diyorum ben." Kulağımın dibinde bağıran Damlaya ters ters baktım. Galiba sağır oldum.
Elimi kaldırıp omzuna geçirdim hemen. Acıyla inledi.
Pis pis sırıttım.
"Oh olsun. Kulağımı kanattın be." Diye cırladım. Yüzünü buruşturdu. Elini saçına atıp tokayı çıkarttı ve siyah saçlarını serbest bıraktı. Açık olmasını çok sevmiyordu saçlarının. O yüzden hep toplu olurdu.

Damlanın garip bir cazibesi vardı. Ne zaman yeni biri ile tanışsa hemen kaynaşırdı. Benim aksime. Ben çok konuşmayı sevmiyordum. Ancak konuştuğumdada susmak bilmiyordum.

Gairp bir kişiliğim vardı. Bu yönüm daha çok sevdiklerimin yanında ortaya çıkıyordu. Bence sizde de öyle oluyordur. Tanımadığım herkese karşı aşırı soğuktum. Biraz kanım ısınınca düzeliyorum. Sonradan güncelleme geliyor sanki.

Gözümün önünde sallanan elle düşüncelerimden arındım. Ayaz gelmişti. Kendisi Damlanın kuzeni olur. Görünüşü iyiydi. Uzun boyu ve kumral saçları ona garip bir hava veriyordu. Klasik kahverengi gözleri vardı. Eğlenceli biriydi. Eğer mutlu değilseniz hemen anlar ve sizi güldürürdü. Damlayla asla anlaşamıyordu. İkisi hep kedi ve köpek gibi kavga ediyordu. Asla bıkmıyordulardı. İçten içe eğlendiklerine emindim. Ayazla ilk tanışdığımda onu sevmemiştim. Hatta gıcık olmuştum. Sebebi ise kızlar tuvaletinde tanışmış olmamızdı. Kötü bir karşılaşmaydı.
Dediğine göre o gün hocadan kaçıyordu. Hocanın kızlar tuvaletine girmeyeceğine emin olduğu için girmişti.
Ben ise elimi yıkıyordum. Onu gördüğüm an çığlık atmış ve 'sapık' diye cırlamıştım. Ders vakti olduğu için hiç kimse duymamıştı. Bir saat bakışmıştık.Sonra özür dileyip gitmişti.
Bu olaydan iki gün sonra Damla bizi tanıştırmıştı.

"Naber inek."Dedi alayla Ayaz. Gözlerimi devirdim. Notlarımın iyi olduğunu bildiği için böyle sesleniyordu. Kendisinin notları kötüydü.
"Sana kaç kere inek diye seslenme demedim mi sapık herif!" Dememle kaşları çatıldı.
"Sende sapık diyorsun. Eğer bir daha öyle demeyeceğine söz verirsen bende söylemem. Senin yüzünden sınıfımdaki kızlar beni sapık olarak tanıyor." Sonlara doğru sesi ağlamaklı çıkmıştı. Kıkırdadım.
Bu doğruydu. Bazen kızların Ayaz hakkında konuştuğunu duyuyordum. Ama ciddi olduklarını sanmıyordum.

"Ee sende girmeseydin kızlar tuvaletine." Dedim gözlerimi kısarak. Ofladı.

"Tamam. Bak ben bir daha demeyeceğim. Sen?" Dedi bıkmış sesle.
Parmağını uzattı.
Sırıtıp bende kendi parmağımı uzattım.
"Söz."Dedim samimi sesle.

"Ya ben sıkıldım hadi kantine gidelim." İkimizin bakışları Damlaya döndü.
Teklifini kabul ettik. Beraber sınıftan çıkıp kantine doğru ilerledik.

.....
"Sonunda ders bitti. Doğruca eve!"Dedi bir yandan çantasını beline takarken Damla. Bende kitapları çantaya yerleştirip belime taktım.
Güldüm bu haline. Yorgundu. Akşamları geç uyuyup sabahları çabuk uyanıyordu. Bende öyleydim. Ama Damla film izlerken ben ders çalışıyordum. Mecburiyetten.
"Acaba annem ne pişirdi? Ay umarım yaprak sarma yapmıştır. Kurt gibi açım."Dudağımda acı bir gülümseme oluştu. Çok şanslıydı. Bunun kıymetini bilmeliydi.
"Şanslısın. "Dedim kısık sesle. Bunu duymamıştı. Bende zar zor duymuştum ne dediğimi. Dudaklarımı bir birine bastırdım.

" Şey diyorum doğum günümde partiyi evimde yapsammı? Yoksa dışardamı yapalım? "Dedi bakışlarını bana çevirerek.
Düşünür gibi yaptım.
" Sen nasıl istersen öyle olsun. Sonuçta senin doğum günün. "Dedim gülümseyerek. Oda gülümsedi.
" Haklısın. Bence evde yapayım. Öyle daha iyi olur. Okuldan tanıdığım arkadaşlarımıda davet edeceğim. İlk sen davetlisin! "Dedi otobüsten inerken. Güldüm. Gele bilirsem tabi.
" Tamam. Ne giyeceksin? Dün beğendiğin elbiseyi alacakmısın. Bence onu giy. Sana çok güzel durucak. "Yüzünü buruşturdu.
"Bana yakışmaz."Ve gözleri parladı.
" Sana çok yakışır bence. Gözlerinle uyumlu hemde. Mavi elbise ve gözler. Ne harika bir uyum. "Dedi kaşlarını havaya kaldırarak.
Şaşkınlıkla ona baktım.
" Yok canım. Hem elbise çok kısa. "Gözlerini devirdi.
"Kısa olsa ne olacak? Yaşlı teyzeler gibi başladın gene." Dedi söylenerek.
Yolun geri kalanı Damlanın Ayazın dedikodusunu yaparak geçmişti. Öyle anlatıyorduki gülmemek elimde değildi. Oda bana katılıyordu arada. Yoldan geçenler bize sanki deliymişiz gibi bakarak geçip gidiyordu. Haklıydılar. Ama biraz.
Apartmanın önüne gelince Damlayla sarıldık bir birimize. Onun evi iki sokak ötedeydi. Görüşürüz dedikten sonra Damla yoluna devam etti. Bakışlarımı apartmana diktim. Derin bir nefes verdim. Ve apartmana doğru ilerledim.

Nasıldıııı?????

İlk bölüm olduğu için biraz kısa oldu. Ama söz diğer bölümler daha uzun olacak. Bu bölüm sadece Edanın nasıl biri olduğunu okuduk.

Sizce Eda neden böyle davranıyor?

Damla hakkında düşünceleriniz?

Ayaz?

Eda?

O zaman diğer bölümlerde görüşmek üzere <33333
Bay bayyy💗

Sadece senin/DüzenleniyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin