17

19 5 0
                                    

Selam. Naber?
Her zaman enerjik olurdum ama bu gün biraz yorgunum ☹️
Yeni bölüme hoş geldiniz sefalar getirdiniz <3
Çok uzatmayalım kurgumuza geçelim.

.......

"Şimdi ne yapacaksın? Eve dönecekmisin." Başımı iki yana salladım. 'Hayır'
Üzgün gözlerle bana baktı. Her şeyi anlatmıştım Ceyline. Bir saat önce gelmiştim. Korayla birlikte gelmiştik. Eve vardığında da aramıştı. Nasıl olduğumu sormuştu. Biraz daha iyi olduğumu söyledim. Sonra ise kapattı.
Evde hiç kimse yoktu. Ailesinin acil işi çıkmış ve çabucak gitmişlerdi. Ben geldiğimde onlarda evden çıkıyordu.

"Yarın giderim. Şimdilik biraz sakinleşmek istiyorum." Anlayışla başını salladı.
Başımı yastığa gömdüm. Çok yorgundum. Gözlerimi açık tutamıyordum. Yavaş yavaş gözlerim kapandı. Ve derin bir karanlığa gömüldüm.

Gözlerimi açtığımda bir tarladaydım. Rengarenk çiçekler vardı. Gülümsedim haififçe. Üzerimde ise en sevdiğim elbisem vardı. Aslında küçükken. Neden bu kadar büyüktü?
Başımı yukarı kaldırdım. Bulutlar yoktu. Hava açıktı. Her yer masmaviydi. Gözlerimle aynı renkti. "Eda?" Kaşlarım çatıldı. Bakışlarımı gök yüzünden karşıma çevirdim. Babamdı... Bana gülümseyerek bakıyordu. Bende gülümsedim. Eskisi gibiydi babam. Bir adım attım ona doğru. Ancak ifadesi anında değişti.

Birden hava değişti. Az önce açık maviyken şimdi en koyu renkti. Şimşek çakmaya hatta yağmur yağmaya başladı. Bütün güller soldu ve yok oldu.

"Sen benim kızım değilsin. Sen onun kızısın."  Diyerek üzerime koştu. Arkamı dönüp koşmaya başladım. Hayır hayır. Beyaz elbisem kir içinde kalmıştı. Bir anda karşımda kan kırmızısı bir göl belirdi. Durdum. Gidecek başka yol yoktu. Sağıma baktım. Bir yol vardı! Tam yine koşacakken saçımda hissettiğim elle durduruldum.
Yüzümü buruşturdum acıdan.
"Bırak!" Diye bağırdım.

Ancak boşunaydı. Öyle bir kavramıştıki bırakmaya niyeti yoktu. Çırpındım. Çabalarım boşunaydı. Beni gölün yanına sürüklüyordu. "Baba lütfen yapma. Canım acıyor." Beni dinlemiyordu. Sanki kendinde değildi. Aniden beni göle fırlatmasıyla gölün içine düştüm. Her yer kırmızıydı. Hayır hayır. Kırmızıdan nefret ederim. Çıkmak için yüzmeye çalıştım. Ancak dahada derine batıyordum. Nefesimi tutamıyordum artık. Daha fazla dayanamayacağım. Kendimi bıraktım. Gözlerim kapanmadan önce babamın sözleri bunlardı. 'Bir gün öleceksin. Ve ölümün benim elimden olacak.'

Nefes nefese gözlerimi açtım. Yerimde oturur pozisyona geçtim hemen. Derin derin nefesler verdim. Sanki nefes alamıyordum. "Eda? İyimisin." Ceylinin endişeli yüzü belirdi önümde. Korkmuştu.
Hemen su uzattı. Alıp içtim. Şimdi biraz daha iyiydim. Sadece rüyaymış. Kendimi yeniden yatağa bıraktım. Terlemişim.

"Korkunç bir rüyamı gördün?" Başımı evet anlamında salladım. Zira konuşmaya halim yoktu. Acayip bir rüyaydı. Bir o kadarda korkunç.

Bu gün pazardı. O yüzden geç uyanmıştık. Ceyline rüyayı anlatmadım. Çünkü yeniden hatırlamak istemiyorum. Ceylin benden sonra kalkmıştı. Birlikte kahvaltı yapmıştık. Şimdi ise beraber televizyon izliyorduk. Ancak ne izlediğimi bilmiyordum. Aklım sabahki rüyadaydı. Ceylin fark etmiş olacakki televizyonu kapattı.

"İyimisin? Uyandığından beri düşüncelisin." Bakışlarımı yere indirdim. Ofladım. Korkma Eda. Baban hapiste sonuçta. Sana bir şey yapamaz. Ancak rüya o kadar gerçektiki.
Elimle alnımı ovdum.
"İyiyim. Sadece rüyanın etkisindeyim hala."
"Kafanı dağıtalım biraz. Eee Korayla nasıl gidiyor?" Dedi sırıtarak. Gözlerimi devirdim. Takmıştı buda Korayla bana.

"Hiç. Dün beraberdik. Buraya birlikte geldik dün." Gözleri şokla açıldı. Sonra ise güldü.
"Vay be. Bu günleridemi görecektik Eda hanım?" Kıkırdadım.
"Ama gıcık bana deniz gözlü diyordu hep. Neyseki şuan demekten vazgeçti." Eliyle ağzını kapattı. Yine şaşırdı.

"KESİN AŞIK." Diye bağırdı bir anda. Yüzümü buruşturdum. Bir elraen sözü vardır bilirmisiniz?
Her neyse söylemeyeceğim. Kulağım sağır olmuştu.

"Biraz yavaş bağırsan? Hem ne aşık olması. Daha yeni tanıştık be."  Omuz silkti.
"Kızım sende akıl yokmu. Yoksa sadece derslerdemi çalışıyor şu beynin." Kaşlarım çatıldı. Bir şey diyecektimki konuştu.
"Koray hiç bir kızla iletişim kurmuyor. Eh bazen lazım olunca konuşur. Ama ilk defa seninle bu kadar uzun konuşuyor. Hatta lakap bile takmış kızım."
Dudağımı büzüp koltuğa uzandım. Doğru ola bilirmiydi. Gökhandada böyle düşünmüştüm. Ama sonra puff. Engelledim.
Hala arada rahatsız ediyordu ama. Hep kovuyorum ama usanmıyor.

Telefona gelen bildirimle hemen baktım. Koraydandı. Sırıtıp ne yazdığına baktım.

Koray: Selam.

Koray: nasılsın?

Eda: iyi sen?

Koray: bende iyiyim. Sen hep iyi ol

Koray: şey diyecektim yarın okuldan sonra şu bizim eve yakın olan parka gidelimmi?

Koray: Yani öylesine başka bir şey yok

Koray :Sadece orada yeni bir kafe açılmış

Koray: yanlış anlama diye dedim yoksa

Eda: olur

Koray: o zaman okuldan sonra seni çıkışta bekleyeceğim

Eda: pekii

Koray: Eve geldinmi?

Koray: ama  gelsen görürdüm pencereden

Koray : yani bazen hava almak için balkona çıkınca seni görüyorum

Eda: Hala gitmedim birazdan gideceğim

Koray: he

Eda: tamam

Koray yazıyor...

Koray çevrimiçi

Koray yazıyor...

Koray : İki insanın kalbi bir araya geldiğinde gerçek kalp oluşturduğunu biliyormuydun?

Eda: Vayyy

Eda: Yeni öğrendim

Eda: ilginçmiş

Koray : öyledir

Eda: Eee Yağız nasıl?

Koray: iyi her zamanki Yağız

Koray: o gün onu ıslattığınız için evdede gidip ağlamış

Koray: Annem size gelmiş ama evde değildiniz

Eda: gerçektenmi?

Eda: muhtemelen teyzemlere gitmiştik o gün ondan evde yoktuk

Koray: hm

Eda: o zaman yarın görüşürüz?

Koray: Görüşürüz :)

Eda: :>

Eda çevrimdışı

Koray: Keşke biraz daha konuşsaydık (iletilmedi)

Koray çevrimdışı







Bittiiiii

Sizce nasıldı?

Edayla Korayın ilişkisi sizce gelişecekmi? Yoksa uzaklaşacaklarmı

Başka sözüm yok :D

Yeni bölümde görüşürüz :)

<3333

Sadece senin/DüzenleniyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin