8

27 6 2
                                    

Selammm
Bu bölüm duygusal bir bölüm olacak
Peçetelerinizi hazırlayın derim :)

Hazırsanız geçelim.











........

Arkasına bile bakmadan kaçmıştı Eda. Çünkü kalbi ağrıyordu. Dayanamıyordu artık. Parkın önüne gelince hemen boş olan bir yere oturdu. Başını dizine gömdü. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Artık okuldan nefret ediyordu. Gitmeyecekti artık.
Hala ona dokunduğunu hissediyordu.Çok berbat duyguydu.
Bunu ailesine nasıl söyleyecekti? Annesine söylerse 'sende etek giymeseydin' derdi. Onu bir tek babası anlardı. Ancak onada söylemeye utanıyordu. Kendisine kızacağındanda korkuyordu Eda. Başka anlatacak kimsesi yoktu.

"Selam?" İnce sesle başını kaldırdı Eda. Karşısında kahverengi saçlı bir kız vardı. Saçları gerçekten çok uzundu. Onu bir kaç kez kendi apartmanında görmüştü amma annesi başkasıyla konuşmasına izin vermiyordu.
İsmini bile bilmiyordu Eda. Eliyle gözlerinden düşen yaşları  sildi.
"İyimisin? Neden ağlıyorsun?" Kız Edanın yanına yerleşti.
Endişeyle bakıyordu kız. Eda ona anlatıp anlatmamak konusunda tereddüt ediyordu. Annesi her zaman yabancılarla konuşmaktan çekin derdi.
Ancak karşısındaki kız iyi birine benziyordu.

"Bir amca zorla bana eliyle dokundu." Dedi  sesi titrerken.
Kız şaşkınlıkla baktı.
"Peki neden buraya geldin? Annen ve baban nerde?" Dedi kız üzgün üzgün.

"Evdeler."Dedi sadece. Kız başka soru sormadı. Bu durumda ne yapıldığını bilmiyordu.
Aklına gelen fikirle gülümsedi.

" Sana dondurma alayımmı? Yanımda biraz para var. "Dedi heyecanla.
Eda gülümsedi. Başını hevesle salladı.
Kız banktan kalkıp gitti. Bir kaç dakika sonra geri döndü. Elinde iki tane dondurma vardı. İkiside çikolatalıydı.
Kız Edanın yanında oturdu yine. Elindeki dondurmalardan birini ona uzattı.
Eda çekinerek aldı.
Eda artık ağlamasın diye nelerden hoşlandığını ve hangi oyunları sevdiğini sordu.
Annesi ve babası biri ağladığı zaman onun aklını dağıtmak için güzel sorular sor derlerdi.

Bir az konuştuktan sonra Eda kendini tanıttı.

"Ben Eda. Ya sen?"

"Ceylin." Dedi gülümseyerek.
Dondurmaları bitirdikten sonra parkta oynamaya başladılar. O gün ikisi çok eğlenmişti.
Ve çok yakın arkadaş olmuşlardı.




.......

Derin bir nefes aldım. Buna ihtiyacım vardı. Sanki nefes alamıyordum. İçim sıkılıyordu.
Sabah yaşanılanlardan sonra olmuştu.
Gözlerimi sıkıca yumdum. Bıkmıştım artık her şeyden. Neden  ölemiyorum? Bir kaç kez denemiştim ancak her defasında babam gelmişti.
Ondan sonra ise ölesiye dövmüştü. Sessiz kalmıştım çünkü istediğimde buydu. Ölmek.
Telefonuma gelen sayısız bildirimle bakışlarım oraya döndü. Bu gün okula gitmemiştim.
Ceyline haber bile verememiştim.
Kilidini açıp mesajları okudum tek tek.

Ceylin:Neden gelmedin bu gün okula?

Ceylin: Ne zaman gelmesen haber verirdin

Ceylin: Bir şeymi oldu?

Ceylin: Kızım neden aramalara cevap vermiyorsun

Ceylin: Size geleceğim

Ceylin: Evdede yoksun baban öyle dedi

Ceylin:sen neredesin?

Ceylin: Eda bak endişeleniyorum

On cevapsız arama...

Eda: iyiyim merak etme

Eda: sadece hava almak istedim

Ceylinin sohbetinden çıktım. Bilinmeyen numaradanda mesaj gelmişti.

Korkak: Bu gün okula neden gelmedin?

Korkak: Bir şey mi oldu Eda?

Korkak: sen devamsızlık yapmazdın

Korkak: Heyyyyy

Sekiz cevapsız arama....

Burukça gülümsedim.
Arama tuşuna bastım. Çaldı çaldı ve en sonunda açıldı. Bana cevap vermeyeceğini biliyordum. O yüzden sadece ben konuşacaktım.

Ses yoktu. Sadece nefes alış veriş sesini duyuyordum.

"Senin konuşmana gerek yok. Biliyorumki konuşmayacaksın.." Dedim ağlamaktan çatallaşmış sesimle.
Bir bildirm düştü ekrana.

Korkak: Sana ne oldu? Neden ağladın

"Hiçç. Öylesine." Diye bir yalan uydurdum.

Korkak: Yalan söyleme

Güldüm. Ve aniden yeniden ağlamaya başladım.

"Neden böyle olduğunu bilmiyorum. Berbat hissediyorum kendimi. Ölmek istiyorum artık." Dedim kısık sesle.

Korkak: Konum at geleceğim

Şaşkınlıkla baktım ekrana.

"Kahve dükkanı varya onun yanındaki park." Dedim tarif ederek.
Ve kapattı. Yani yüz yüze görüşecektik.
Bakışlarımı yere indirdim.
Birine sarılmaya ihtiyacım vardı.

Yarım saat sonra tepemde birinin dikildiğini gördüm. Gelmişti. Ancak yüzünü kapşonüyle kapatmıştı.
Gülümsedim." Hoş geldin. "Dedim sadece. Hemen yanıma oturdu. Sessizdi. Sanarım konuşmayacaktı.
Bir saniye bile düşünmeden ona sarıldım. Kaskatı kesildi. Kalbi çok hızlıydı. Yerinden çıkacak gibi atıyordu.
Kendine gelince elini belime sardı.

" İyiki geldin. Sarılmaya ihtiyacım vardı." Dedim kısık sesle.
Eliyle omzuma vurdu haififçe.
"Parfümün güzelmiş." Dedim gülerek. Geri çekildim. Oda düz oturdu yüzünün gözükmemesi için.
Başını salladı.  "Şimdi biraz rahatlamış hissediyorum." Dedim karşıdaki manzarayı izlerken. Bakışları bana döndü.

Ancak ona bakmadım. Orada kaç saat oturduk bilmiyorum ama gitme vakti gelmişti.
Vedalaşıp oradan ayrıldım. Ceyline yarın onlara geleceğime dair mesaj attım. Arkamı döndüm. Gitmişti. Ben ve yerimden çıkıcak gibi olan kalbim kalmıştı. Saçmalama Eda.
Dudaklarımı birbirine bastırdım. Ona sarılmak güzeldi. Gülümsedim kendi kendime. Sanki bir kaç saat önceki ağlayan Eda gitmiş yerine mutlu Eda gelmişti. Birinin bir gün kalbimi hızlandıracağını düşünmemiştim.
Ve mutlu mutlu mutlu eve döndüm.






Baya kısa olduğunun farkındayım. Ama biraz çabuk aşık olmadınmı sence Eda?

Arada kaos olsa güzel olur bencee

Daha sekizinci bölümdeyiz :(((

Her şey çok çabuk gelişti. Gelecek bölümlerde artık olaylar daha yavaş ilerleyecek. Kitabı 22 bölüm yapmak isitiyorum. Ne çok kısa olsun istiyorum nede uzun olsun istiyorum.
Heh bence iyirmi iki bölüm iyi.

Sizce???

Ceylinle Edanın dostluğuna bayıldığımı söylemişmiydim 💅😘

Hadi bay bayy

Sadece senin/DüzenleniyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin