12

27 5 2
                                    

Eda Yılmaz

Her yerim ağrıyordu. İlk hissettiğim şey buydu. Sonradan burnuma gelen kokuyla yüzümü buruşturdum. Hastane kokusuydu. Ancak her yer karanlıktı. Neden ışık yoktu? Yoksa ölmüşmüydüm? Gözlerimi yavaş yavaş açtım. Odanın ışığı gözüme geldiği için acımıştı. Görüşüm netleşince etrafa baktım. Bir hastane odasındaydım. Ama niye?
Sonra her şeyi hatırladım. Benim kurtulmaya çalışmalarım. Babama şişe fırlatmağım... Hepsini hatırlıyorum. Kaç gündür buradayım?
Kapı açılınca giren kişiye baktım. Ceylindi. Konuşmaya çalıştım ancak boğazım kurumuştu. Ceylin kapıyı kapatıp arkasını döndü. Göz göze geldik. Gözleri şokla açıldı. Ardından gülümsedi.
"E-Eda?" Dedi titreyen sesiyle. Yine konuşmaya çalıştım ancak öksürük tuttu.
Hemen yanıma geldi. "s-S-u" Dediğimde hemen bardağa su doldurup içmem için uzattı. Alıp hemen kafama diktim.
Bardağı kendisine verip konuştum.

"Kaç gündür buradayım?" Yanımdaki koltuğa oturdu. Boğazını temizledi.
"Tam iki gündür." Dediğinde başımı salladım. Demek iki gün. Anonim ne yapıyordu acaba?

"Şey Ceylin. Anonimden haberin varmı?" Gerildi. Gözlerini penceyere dikti.
"Ceylin?" Tek kaşım havaya kalktı.
Ofladı. "Buraya geldi." Gözlerim fal taşı gibi açıldı. Demek benim yanıma gelmişti. Kalbim yine hızlı hızlı atmaya başlamıştı bile. Sırıttım. "Ne zaman geldi??"
"Aslında seninle onun hakkında konuşmak istiyorum." Kaşlarım çatıldı.
"Anonim Gökhan. Bizim sınıftaki. Hatırlıyormusun?" İkinci şokumu yaşıyordum. Gökhan? Nasıl.
"Nasıl?" Dedim kendi kendime.
"Sana söylemek istediğim ondan uzak durman Eda. Geçen yıl neler olduğunu biliyorsun." Başımı salladım. Yani eskiden sevdiğim Gökhan Demir bana yazan anonimdi. Yumruklarımı sıktım.
Ceylin elini elimin üzerine koyup sıktı.
"Sakinleş Eda. Engelledim onu." Minnetle gülümsedim.
"Şimdi ben doktoru çağırmaya gidiyorum. Daha yeni uyandın dinlen biraz." Deyip çıktı odadan.
Sadece ben ve bitmek bilmeyen düşünceler kalmıştı.



.....

"Ve bu vitaminleride her akşam içsin." Annem doktorun elinden reçeteyi alıp yanıma geldi. "Hazırmısın? Açmısın?" Dedi gülümseyerek. Başımı hayır anlamında salladım. Annem ben uyandığımdan beri garip davranıyordu. Beş dakikadan bir gelip nasıl olduğumu soruyordu. Rahatsız oluyordum açıkcası. Bunu söyleyemiyordum. Kalbini kırmak istemiyordum. "Hayır. Aç değilim anne. Hadi gidelim." Dedim sadece. Kafasını salladı. Elimden tutup kaldırdı beni. Yürümekte biraz zorlanıyordum. Sebebi ise babamın dövdüğü zaman ayağıma zede almamdı. Doktor bunun içinde krem önermişti.  Her gün sürecektim.
Birlikte doktorun odasından çıktık.

Annem binmem için arabanın kapısını açtı. Binip kapıyı kapattım. Annemde sürücü koltuğuna bindi. Başımı arkaya yasladım. Hala yorgundum. Biraz kestirmekten bir şey olmazdı.

....
"Eda. Kızım hadi uyan eve geldik." Annemin sesini duymamla gözlerimi açtım. Yol boyu uyumuştum galiba. "Geldik mi?" Dedim.
"Evet. Hadi gel. Işık seni bekliyor." Arabadan indim. Karşımda iki katlı ve havuzu olan bir ev vardı. HAVUZ! Havuz vardı! Orada çok oyalandığımı anlayınca annemin arkasındam yürüdüm. O önde ben ise arkasındaydım. Her yeri inceliyordum. Demekki Mert amca zengindi. Ev çok güzeldi ama. Rengi beyazdı. Böyle bir evede beyaz yakışırdı zaten. Evin önünde ise renkli çiçekler vardı. Bizi bir kadın karşıladı.
Kendi tanıttı. Evde çalışan hizmetçiydi. Gülümsedim. Tatlı bir kadındı. Muhtemelen kırklı yaşlarındaydı. Evin içi dahada güzeldi. Ağzım açık kalmıştı. Hiçmi iki katlı ev görmedin?
Gördümde bu kadarını görmedim ben.

Kız sesi duymamla durdum. Sarı saçlı bir kız annemin koşarak yanına geldi. Annemde kollarını açıp sarıldı. Gözlerimi kaçırdım. Bana vermediği sevgiyi başkasının kızına veriyordu. Gözlerimin dolduğunu görmemesi için başka tarafa baktım.

Sadece senin/DüzenleniyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin