¹⁴

197 23 13
                                    

• • 𝕄𝕪 𝕙𝕚𝕝𝕕 • •

Ondört

Sınır: 15 oy ve yorum (Dolsun diye boş yorum atmayın hevesim kırılıyor :D)

Bin yılın ardından:

Beyaz saçlı adam ailesinin evine doğru yola çıktı. Sonunda vakit gelmişti.

Bin yıl, hem baba hemde kızı için çok sancılı geçmişti. İkiside birbirlerini görememişti, birbirlerinin mühürlediklerinden ve ölmediklerinden bile haberleri yoktu. Bulunduğun yer kapkaranlıktı, çok yalnız ve üzgündün. Babanı ve Uraume'yi özlemiştin, onların iyi olmasını umuyordun.

Her neyse...

Gojo Satoru, lanetler kralının kızının mührünün açılmasına tanık olmak için bir hizmetçi tarafından belirli bir odaya yönlendirilerek eve girdi. Atası Mizuko vasiyetinde, Sukuna geri döndüğünde Gojo klanının mühürü kırılacak olan çocuğa bakacağından ve bunu yapacak kişinin -yani seninle ilgilenecek kişinin- 6 göze sahip olması gerektiğini yazmıştı. Ve tıpkı Mizuko'nun istediği gibi, Satoru sana göz kulak olacak ve güvende kalıp, Sukuna'nın senden uzak kalmasını sağlayacaktı.

Fark ettin değil mi? Mizuko seni mühürlemeden önce üzerine bir lanet yerleştirmişti. Özgür olduğunda, Sukuna ve Uraume ile tüm anıların silinip, hiçbirşeyi olmayan yeni doğmuş bir bebek gibi olacaktın.

Kilitli odanın kapısı açıldı ve hizmetçi kenara çekilip kafasını eğdi, "Bu oda, Gojo-sama." Bunu söyledikten sonra Satoru gülümsedi, senin içinde bulunduğun kutuyla yalnız kalabilmek için hizmetçiyi gönderdi. Kutuya yaklaştı ve diz çöktü, "Ee, küçük Y/N'cik burada demek, hmm? Bakalım nasıl görünüyor." Bunu söyleyerek yavaşça kutunun kapağını açtı. Kutudan parlak bir ışık çıktı ve Gojo bu ışığın bir beden oluşturduğunu farketti. Parlaklık kaybolduktan sonra Gojo, önünde altı
yaşından büyük olmayan küçük bir kızın durduğunu gördü... Sen...

Tanıdık olmayan etrafda şaşkınlıktan gözlerini gezdirdin, "Neredeyim?
Kimim...ben?" Birkaç kez göz kırparak düşündün

"Eh, sonunda çıktın."
Arkandan gelen erkesi bir ses duydun ve merakla arkanı döndüğünde gözleri bağlı,
beyaz saçlı bir adam gördün. Görünüşü bir şekilde aklınında bir şeyleri harekete geçirdi, sanki onu bir yerden
görmüştün. Hafif bir baş ağrısı irkilmene ve başınını tutmanıza neden oldu, "K-Kimsin sen?" Acı ortadan kalktıktan sonra dudaklarından bu lafızlar döküldü.

Gojo kıkırdadı ve başını okşadı, elinden çok tanıdık gelen hoşuna giden bir sıcaklık hissettin, "Ben Gojo Satoru,
bundan sonra senin bakıcın olacağım küçük Y/N'cik." Gojo
sana dostça bir gülümseme sunarken sen şaşkınlıkla kendini işaret ettin

"Benim adım...Y/N mi?"

Gojo başını salladi, "Evet, bu senin adın prenses." Bunu söyledikten sonra Gojo seni dahada çok inceledi. Giydiğin bu eski kimonoyla biraz kirli görünüyordun,
saçların da küçük bir kıza göre oldukça uzun ve karışıktı. Ancak dikkatini çeken șey senin görünüşündü: "Biraz Yuji-kun'a benziyor, sanki onun kız kardeşiymiş gibi. Ama yinede Sukuna'ın kızından bahsediyoruz." Düşündü ve ayağa kalktı,
tutman için elini uzattı, "Haydi prenses. Seni temizlememiz lazım." Başını salladığında gülümsedi ve elini tuttu.

"Aman Tanrım! O ÇOK SEVİMLİ!"

·:*¨༺ ♱✮♱༻¨*:·


Bu sırada...

Sukuna uyandığında kendini boş bir yerde buldu. Onu kolayca geride tutabilecek bir veletin olduğu bir bedene sıkışıp kalmak ona yetmiyormuş gibi, artık boşluğun
içindeydi.

Kızını görmeden bin yıl geçmişti, sanki daha dün gibi hareketsiz bedenini kollarında tutuyordu. Gözlerini kapatırken dudaklarından depresif bir iç çekiş kaçtı, 'Nasıl bu hale geldim? Çocuğumu geri istiyorum.' Gözlerini açtığında, önünde havada süzülen küçük bir bebek bedenini gördüğünü düşündü. Sukuna kollarını uzattı ve bebek yavaşça kollarının üzerine kondu. Seni güvenli bir şekilde kollarında tuttu ve sen onun kollarında ağlarken sana üzgün gözlerle baktı. Oturdu ve uyuman için seni sallamaya başladı.

"Shhhh, çocuğum. Sorun yok, babacığın şimdi burada." Biraz sakinleştiğinde fisıldadı. Ancak Sukuna yanaklarından aşağı düşen gözyaşlarını gördüğünde şaşırdı.
Yanaklarından akan gözyaşlarının onun gözyaşları oldugunu ve bebeğin
vücudunun 'öldüğün' yaşa kadar yavaş yavaş yaşlandığını farkettiğinde artık çok geçti.

Gözyaşlanı hâlâ küçük yüzüne akarken Sukuna kaşlarını çattı ve hırladı, "Sana yaptıklarından dolayı hepsini öldüreceğim, kimse benim gazabımdan kaçamayacak. Sukuna sanki onun kucaklaşmasıyla hayata dönecekmişsin gibi vücudunu göğsüne yaklaştırdı.

Gözleri aniden açıldı ve kendini hala doğuştan gelen alanında buldu. Tahtının kafataslarından birine tekme atarken öfkeli bir kükreme çıkardı, "Hepsini göstereceğim! Veletin vücudunu kontrol altına aldığımda, onlara ölene kadar acı çektireceğim!" Öfke ve çaresizlik içinde çığlık attı.

Senin 'ölümün' Sukuna'nın istisnasız tüm büyücülere karşı her türlü bir öfke duymasına neden olmuştu.

"Onu elimden aldılar! Çocuğum onlar yüzünden öldürüldü! Ama intikam almadan asla bırakmayacağım!"

Sukuna, Jujutsu sahirlerinin bin yıl önce yaptıklarından dolayı yok etmeye kararlıydı. Kral serbest kaldıktan sonra yapmayı planladığı öldürme çılgınlığına kendilerini
hazırlamaları gerekiyordu.

 Kral serbest kaldıktan sonra yapmayı planladığı öldürme çılgınlığına kendilerinihazırlamaları gerekiyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

+Bu bölüm benim gönlümdeki EUROVISION kazanı olan Joost klein için yazılmıştır.

+arkadaşlar yeni kitap çıkardım. 'Arabian Nights-Gojo Satoru'. Hoşuna giden bir göz gezdirirse çok makbule geçer.

‧₊˚♡𝐌𝐲 𝐂𝐡𝐢𝐥𝐝ღ ᵂⁱᵗʰ ᴿʸᵒᵐᵉⁿ ˢᵘᵏᵘⁿᵃ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin