✦BÖLÜM 22✦

32 13 32
                                    

Enercii enercii mutluluk✨

Nassınız, iyisinizdir inşallah. Bölüm atmayalı da baya oldu he. 

Azcık yorum yapın da Full HD gülümsemeyle bakayım. 

Neyse bölümle sizi baş başa bırakanze. 

🌜İyi Okumalar🌜

------------------------------------------------------

"Eee, şimdi ne yapalım?" Hava kararmıştı biz de Çağrı'mın evine doğru sokaklarda yürüyorduk. 

"Bilmem farkında mısın Cafer ama şu an biz Çağrı'ya gidiyoruz." Ufak çaplı bir aydınlatmadan sonra Cafer'in kaşları havaya kalkmış ve anladığını belli etmek için bir nida çıkarmıştı. 

"İyi de benim üstümde elbise var. Rahatsız olurum ben." Fatma'nın söylediği şeye gülümsemiştim. 

"Çağrı'da benim kıyafetlerim olacaktı. Onları giyersin zaten bedenlerimiz aynı gibi duruyor."

"Hee, tamam o zaman." Birlikte sessizce sokaklardan yürürken evin oraya gelmiştik bile. Apartmandan yukarıya doğru birlikte çıkarken aynı zamanda da Cafer'in   söylenmelerini çekiyorduk. 

"Ya Allah aşkına sen bunları nasıl tırmanıyorsun? Bu evi alırken ne yaşıyordun sen?" 

"Bence bu evi yapanlar asansörü unutmuş." 

"Yok, vallahi de billahi de bayılazağım." 

"Ay, bana bir şeyler oluyor." 

"Yok, yok valla dayanamayacağım. Siz beni burada bırakın ben kendi çareme bakarım." Tam merdivenlere oturacakken kolundan tuttum. "Cafer." 

"Efendim." 

"Son bir merdiven kaldı, ha gayret." dedim gülerek. 

"Bana ne bana ne! Ben daha yürüyemem." dedi çocukça. Onun bu haline hepimiz kahkaha atarken Çağrı "Evde çiğköfte var ama sen bilirsin. Kal sen burada biz yeriz." Çağrı daha lafını bile tamamlayamadan, Cafer çiğköfte lafını duyduğu zaman, seke seke merdivenlerden çıkmıştı. Onun bu haline şaşkınca bakarken Fatma beni dürttü. "Hiç şaşırma, bu Cafer'in en normal hali. Çiğköfteye zaafı var beyefendinin. O yüzden koştu."

"Çağrı, neredesiniz olum siz? Bak valla çok yavaşsınız. Zaten iki dakikalık yer." Cafer'in yukarıdan aşağı bize seslenmesiyle hepimizin kaşları çatılmıştı. Evet, bu yol iki dakikalık bir yoldu ama biz Cafer yüzünden 10 dakikamızı burada harcamıştık. 

"Hadisenize ya! Çiğköfteler bekliyor." Onun bu seslenmesiyle merdivenlerden çıkarken Fatma konuşmaya başladı. "Bazen, çiğköfteyi benden bile çok sevdiğini düşünüyorum." Onun bu söylediğine kahkaha atarken Çağrı'nın evinin, pardon evimizin kapısının önüne gelmiştik bile. 

"Hadi, hadi açım ben aç!" Cafer'in sabırsızlığına karşı hepimiz derin bir iç çekerken nihayet Çağrı kapıyı açmıştı. Kapı açıldığı gibi içeriye fuhuş operasyonuna dalar gibi giren Cafer'i saymazsak eğer. 

"Eee, hani nerede çiğ köfte?" Bu sorusuna karşı biz -Fatma ile ben- gülerken Çağrı düz bir ifadeyle Cafer'e bakıyordu. 

"Çiğköftecide." dedi Çağrı ciddi bir şekilde. 

"Nasıl çiğköftecide?" 

"İşte arayacağız, gelecek." dedi Çağrı sırıtarak. Bunun üzerine Cafer, Çağrı'nın sırtına atlamış ve güreşmeye başlamıştı. Ben kapıda, onların ne yaptığını şaşkınca izlerken Fatma kolumu çekiştirdi. "Bakma öyle, gel de üstümüzü değiştirelim. Bunlar kendilerini yesin." Onun bu dediğine başımı sallamış ve Çağrı'nın odasına geçmiştik. Dolaptan kendi kıyafetlerimi ve Fatma'ya vereceklerimi çıkardıktan sonra birlikte giyindik ve içeriye girdik. İçeriye girdiğimizde omuz omuza atılan iki çift el ve bana sırıtarak bakan Çağrı'yı görünce kavgalarını bıraktıklarını anlamıştık. 

KİMSESİZ /TEXTİNG /TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin