Karasu, sevgilisi Hiori'nin; Otoya Karasu'nun yanında. Rin ise Otoya ve Sae'nin arasındaydı.
Ravenclaw masasını bu kadar neşeli görmek pek de alışıldık değildi. Charles ve Isagi'nin kimyaları uyuşmuş, ortaya çok kaliteli şakalar ve espriler çıkmaya devam ediyordu.
Rin, buna daha fazla katlanamayacağını anladı. Önündeki gevreği hızlıca kaşıkladı. Masadan kalkmaya yeltendiğinde onu tutan kişi, abisi oldu.
"Nereye?"
"Sıkıldım."
"Hadi ya? Sen severdin böyle ortamları."
"Ortamda sorun yok, kişilerde var."
Sae, Rin'in tuzağıa düşmesine gülümser.
"Seni Charles ile daha önceden tanıştırdığıma eminim. Neden rahatsız oldun şimdi?"
"Sorunun Charles'da olduğunu da kim söyledi?"
"Isagi'de mi yani sorun?"
Rin'in saniyelik sessizliği, Shidou'ya kahkaha attırır.
"Hadi ama Rinnie! Sohbete sen de katıl. Hemen de kaçıyorsun!"
"Kes sesini iblis."
"Tartışmayın."
Sae, Shidou'yu geri çekip Rin'i güvene alır. Atışmalarından cidden nefret ediyordu. Ama elden ne gelirdi? Bu iki zıt kişiliği bir arada sadece Sae tutabilirdi. Ne kadar tutmak denilirse artık.
Üçlünün kendi arasında konuşması, Charles'ın dikkatini çekmişti. Her zamanki neşesini bozmadan konuştu.
"Amanın! Rinnie? Nereye kaçıyorsun hemen? Sohbetimiz sarmadı mı?"
Sae yutkundu. Rin'in ruh halini tam anlayamamıştı. Elinde şöyle seçenekleri vardı: Rin, Charles'ın yüzünün ortasına yumruğunu indirebilirdi. Ama bir anda sohbete de katılabilirdi.
"Daha önce de söylemiştim. Rinnie demek yok diye."
Sae, Rin'in bağırmamasıyla derin bir nefes verir. Sorun yok gibiydi.
"Yaa! Ama Sae diyor!"
"Abim olduğu için o."
Charles mızmızlanır.
"Karasu ve Otoya'nın da dediğini duymuştum! Hatta Hiori bile!"
"Ee?"
"Bana ayrıcalık tanımalısın!"
"Yoo."
Charles, Rin'in inadına karşı ayağa kalkıp onun arkasına dikilir. Yanaklarını sağa sola çekip ona şirinlik yapar.
"Rin-chan! Çok acımasızsın ya! Ben seni onlardan daha çok seviyorum! Haksızlık bu!"
Slytherin tayfası gülmeye başlar. Ama Gryffindor'lar Isagi'ye odaklanmıştı. Bi' tık kıskanmış görünüyordu. Birazcık sadece.
Rin, Charles'ın ellerini sakince iter. Isagi'nin gözlerinin, kendi üzerinde olduğunun farkındaydı. Bağırıp çağırmaması da bu yüzdendi zaten.
Rin, başka bir şey söylemeden masadan kalktı. Charles ilk başta onun peşinden gitmeye yeltendi ama Sae'nin seslenişiyle geri döndü.
"Rinnie pek havasında değil gibi, Charles. Yüzünün ortasına yumruğu yemeden geri döndüğün iyi oldu."
Otoya, Hiori ve Karasu'dan onay mırıltıları yükselirken Charles şaşırmıştı.
"Rin-chan asla böyle yapmaz!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bloody halfblood! rinsagi,
FanficBlue Lock in Hogwarts Gellert Grindelwald'ın yükselişi zamanında, Hogwarts'ta melezlere yapılan ırkçılık; hat safaya ulaşmıştır. Isagi Yoichi gibi birçok melez, bu nefretin hedefi olurken bu nefret; safkan Itoshi Rin'in hiç hoşuna gitmez.