"Eh, lanetlendiysek gidip başkalarına da bulaştırmalıyız."
"Tabii, boşa mı lanetlesinler? Tüm büyücüler faydalansın lanetimizden."
Rin ve Yoichi, Hogsmeade yolunda muhabbet ediyorlardı. Atkılarını burunlarına kadar çekmişlerdi, kar taneleri tenlerini üşütüyordu.
"Hala yaşıyoruz, sorun olacağını düşünmüyorum."
"Aman be. En kötü beraber ölürüz."
"Budala. Ölmeyiz, süründürürler bizi."
"Salak. Bu daha kötü."
Atışa atışa, Hogsmeade köyünün girişine ulaşmışlardı. Çay bahçesini gözlerine kestiren ikili, kol kola içeri girdiler.
"Madam Yona? Çaylar sıcak mı?"
"Amanın- Bizim Isagi geri dönmüş! Elbette sıcak. Yukarı katta şömine yanıyor oraya geçebilirsiniz. Sevgilim! Yukarıya iki çay, iki tane balkabağı turtası!"
Isagi, karşısındaki orta yaşlı kadına güler. Her Hogsmeade'e geldiğinde buraya uğradığı için Madam Yona ve eşi ile tanışıyordu. Enfes balkabağı turtasını, Isagi her geldiğinde ona ikram ederlerdi.
Rin, buraya pek uğramaz genelde Üç Süpürge isimli dükkanda kaymak birası içerdi. Birayı çok sevdiğinden değil, çay bahçesinde genelde çiftler takıldığı için uğramazdı.
Kasadaki kadını gözü bir yerden ısırıyordu ama-
"Rinnie? N'oldu?"
"Ha? Ah, bir şey yok."
Yukarı kattaki yumuşak koltuklara karşılıklı oturmuştu ikisi. Şöminede yanan odunların sesi, rahatlatıcıydı.
"Madam Yona'yı tanıdın galiba. Safkan Slytherin biri. Eşi Gryffindor melezi-"
"Ha... Şimdi hatırladım. Ailesi reddetmişti değil mi?"
"Evet, ama umursamamış. Hala da umursamıyor. "Melez olsa ne fark eder, aşk aşktır." demişti bana."
Isagi'nin gözlerinde anlamlı bir bakış vardı Rin'e. Anlamak çok zor değildi.
"Olması gereken bu. Ailem onaylamasa bile umrumda olmazdı. Eşimi seviyorsam iş bitmiştir."
Isagi, Rin'in dediğine tebessüm etti. Madam Yona'dan defalarca ilişki tavsiyesi almıştı Rin hakkında. Şimdi onun mekanına Rin'le gelmişti.
"Beyler, beyler! Buyurun çaylarınız- Tatlılar da burada. Afiyet olsun!"
Isagi, adamı yakından tanıyordu. Dumbledore'un örgütünde babasıyla çok çalışmıştı. Anderson, Madam Yona'nın eşiydi.
"Teşekkü- Hey! Kolunuza n'oldu?"
Isagi, adamın delik deşik edilmiş sol koluna baktı. Rin'in gözleri açılmıştı.
"Oh? Önemli bir şey değil ya, Isagi."
"Saçmalamayı-"
"Önemli değil dedim çocuğum. Hadi afiyet olsun."
Gayet nazik bir tonda nedenini söylemeyi reddedip diğer müşterilerle ilgilenmek için oradan ayrıldı, adam.
Isagi, onun kolunun halini aklından silemiyordu. Büyüyle bile iyileştirilemeyecek miydi?
Rin, onun dalgınlığını fark etti.
"Çay cidden güzelmiş..."
"Ah... Evet."
"Yoichi'm."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bloody halfblood! rinsagi,
Hayran KurguBlue Lock in Hogwarts Gellert Grindelwald'ın yükselişi zamanında, Hogwarts'ta melezlere yapılan ırkçılık; hat safaya ulaşmıştır. Isagi Yoichi gibi birçok melez, bu nefretin hedefi olurken bu nefret; safkan Itoshi Rin'in hiç hoşuna gitmez.