∆ 2 ∆

129 17 42
                                    

"Bakın burda kimler varmış"

"Bende seni bekliyordum Minnie"

Dedi Chan, gülümseyip elini cebinden çıkarırken.

"Bende seni bekliyordum Channie. Gözüm yollarda kaldı. Bir daha bu kadar bekletme lütfen beni olur mu?"

"Merak etme küçük, bir dahakine hayatta olmayacağın için beklemeye de yeltenemeyeceksin"

"İddialısın Chan. Buna benzer bir cümleyi en son beni 13. Yakalama çabanda duymuştum. Neydi?... Hah hatırladım. 'Bir daha görüşmeyeceğiz Seungmin, elveda!' ahaha"

"Gül bakalım. Son gülen iyi gülermiş. Seni bir gün elime geçirdiğimde, bana yalvaracaksın Kim Seungmin"

"Alla Alla yemin etsene bi. Nasıl olacak o iş? 18. Kez elinden kaçarken mi?"

Dedi Seungmin, gülerek tavırlarıyla Chan'i sinir etmeyi başarmışken. Chan'in sinirleri tam da Seungmin'in istediği gibi olmaya başlamıştı.

Avuçlarını yumruk yapmış, dudağını yaladıktan sonra ağzının içinde dilini gezdirirken gülümsüyor, gözlerini etrafta süzüyordu. Bu Chan'in en sinirli hâli değildi fakat sinirli bir haliydi.

"Hadi ama Chan, yine yakalayamayacaksın beni. Boşuna uğraşma, herneyse çekil yolumdan daha Wonwoo'yu bulacağım"

Chan, aklına gelen şeyle sevinerek Seungmin'e kazanmış gibi bakıyordu.

"Ne bakıyorsun Chan?"

"Ah Seungmin meleğim, gerçekten üzülüyorum sana"

"Ne oldu yine amına koyayım?"

"O biricik arkadaşın varya"

"Eee- dur... Yoksa?"

"Hmhm bu arada arkadaşım diyorsun ama sevgilin gibiydi sanki ha? Ne dersin?"

"Kes sesini oruspu çocuğu. Ne yaptın ona?"

"Her avcının yaptığı gibi, külleri odamda duruyor"

Seungmin duyduğu cümle ile dona kalmıştı. Şu an bu çaresiz anını Chan çok iyi değerlendirebilirdi. Bunun farkına vararak çatının üzerine doğru uçtu.

Çatısına uçtuğu ev 8 katlıydı. Yağan yağmur göz yaşını da alıp götürüyordu. Ne demek canından çok sevdiği dostunu öldürmüştü?

Bunu düşünürken çatının üzerinde diz çökmüş, boşluğa gözlerini dikmişti. Kendine gelmesi gerekiyordu fakat bedeni bunu inkar ediyordu.

Bir anda sinirle aşağı tekrar inmiş sigara yakmaya çalışan Chan'in yakalarından tutarak aynı çatının tepesine getirmişti.

İki yakasını da sıkarak Chan'i aşağı sallandırıyordu. Bir vampir olarak ondan kat kat güçlüydü. Aşağı sallanan bedenin yüzünde gram korku yoktu. Bu Seungmin'i daha çok sinirlendiriyordu.

"Seni... Seni oruspu çocuğu! WONWOO'YU ÖLDÜRDÜN MÜ?"

"Hayır"

Seungmin şaşkınlıkla bakan gözlerine engel olamadı. Daha demin küllerinin odasında olduğunu söylemişti.

"Az önce öldürdüm dedin"

"Kandırdım seni... Bırak şimdi yakamı"

"Aşağı mı? Seve seve"

Seungmin tek elini çekerek Chan'in sarsılmasına neden oldu. Chan bu durumdan kurtulmak için bir yalan bulmak zorundaydı.

"Seungmin!"

"Ne oldu moruk, korktun mu?"

"Hayır... Ahs sikeyim indir beni"

"Bana Wonwoo'nun nerede olduğunu söyle"

"Ebenin amında nereden bileyim"

"Düzgün konuş lan"

"Sanki sen çok düzgünsün"

Seungmin, büyük bedeni sallandığı yerden çekerek kiremitlere yatırdı. Ardından üzerine çıkarak kollarını iki yanda sabitledi.

"Evet Chan, konuş"

"Ne konuşayım sal beni"

"Wonwoo"

"Siktim öldü nerden bileyim dedim sana"

"Doğru söyle"

"Bilmiyorum Seungmin bırak beni"

"Doğruyu söylemediğini biliyorum Chan"

"Kalk üstümden bu senin için hiç iyi olmaz"

"Ne yaparsın, siker misin yoksa? Çok korktum. Asla öyle birşey olamayacağı için sevin Chan, çünkü bu durumda altımda olmaktan zevk alırdın"

"Emin ol Seungmin, omega bir vampir olman asla bir alfa olamayacağın gerçeğini değiştirmez"

"Benim bir OMEGA olmam seninde bir insan evladı olduğun gerçeğini değiştirmez Chan"

"Bu işler böyle yürümez Seungmin. Bırak beni düzgünce konuşalım"

Seungmin altında yatan bedenin, yağmur yüzünden sırıl sıklam olan saçlarını inceledi. Açıkçası onun için gerçekten sexy bir vücuda sahipti Chan.

"Chan"

"Seungmin?"

"Wonwoo nerede?"

"Eğer bilmek istiyorsan, önce beni bırak"

"Bana zarar vermeyeceksen bırakırım"

"Yanımda sana zarar verebilecek bir alet almadan çıktım evden"

"Yalan"

"Yemin ederim"

"Pekâlâ"

Diyerek kalktı üzerinden. Özgür olan Chan bileklerini ovdu. Çünkü Seungmin bilmeden çok fazla sıkmıştı. Bir omega vampir ve bir insanın gücü asla bir değildi. Seungmin, Chan'den daha güçlüydü.

"Bileklerini neden ovuyorsun"

"Morarttın çünkü ileri zekalı"

"Bakabilir miyim?"

Chan, bu masum soru karşısında şaşırmıştı. İstemeden de olsa bileklerini ona uzatmıştı. Seungmin yakaladığı bileklere daha yakından bakmak için kendine çekmişti.

Gücünün dozunu yine ayarlayamadığından dolayı da Chan, Seungmin'in üzerine düşmüştü.

Bu sefer altta olan Seungmin'di. Chan ona yandan sırıtırken Seungmin ona iğrenir gibi bakıyordu.

"Altta olmak güzel mi Seungmin?"

"Sana sormak lazım Chan. Her zaman öylesin de"

"Çok boş konuşuyorsun Seungmin"

"Her neyse zaten birazdan kalkacaksın üzerimden"

Chan, Seungmin'e inat ona daha çok yaklaştı. Boynuna doğru eğilerek sıcak nefesini soğuk havaya karşın üfledi. Seungmin bu garip durum yüzünden içinin titrediğini hissetti.

Ardından bir hızla Chan'i üzerinde iterek yan tarafa düşürdü. Kendi de oturur pozisyona gelip Chan'e baktı.

"Wonwoo'nun nerede olduğunu biliyorum ama bunu sana tek bir şartla söylerim Seungmin"

"Neymiş?"

"Evime gelirsen"

"Ne?"

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Kanlı Dokunuş / ChanMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin