"Hyung ben..."
"Sen evet Jeongin, açıkça söyle"
"Ben seni tanıyorum Hyung sen bir vampir avcısısın. Ünün oldukça yaygın o mahallede. Sana orda söylemek istemedim ama sanırım şu an kaçışım yok gibi. Ben bir vampir değilim fakat bir vampir tarafından ısırıldım. Vampirin yüzünü hatırlıyorum görsem sana söyleyebilirim. Lakin korktuğum bir şey var"
"Nedir o şey Jeongin?"
"O vampir beni ısırmadan önce dedi ki; seni ısırdığımda sende bizden olacaksın ve o meşhur avcı seni avlayacak. Bu yüzden başta seni tanımıyor gibi yaptım. Affet beni Hyung yalvarırım canımı bana bağışla. Ben istemedim beni ısırmasını zorla ısırıp gitti. Çok korkmuştum ordan kaçmak isterken her gün dilendiğim paraları almaya gelen o grup geldi"
"Şşşt sakin ol Jeongin"
Dedi ve ağlayan, ayrıca korkudan titreyen, küçük bedene sarıldı Chan. Onun suçu değildi, o istememişti vampir olmayı.
"Bu konu hakkında bilgili birisi var evde. Isırık yeni olduğu için belki döndürülebilir sakın endişe etme tamam mı? Ayrıca eğer her şey için çok geçse sakın benden korkma artık benim himayem altındasın. Kimse sana el dâhi kaldıramayacak"
Jeongin daha fazla ağlamaya başladığında Chan daha sıkı sarıldı. Bu sırada sesleri duyup gelen Changbin içeri eldivenlerini takarak girmişti. Jeongin ve Chan'i öyle görünce içinde bişeyler kırılmış gibiydi.
"Chan Hyung ben geldim"
"Heh Changbin tam da sana haber verecektim bi sorunumuz var kapıyı kapat ve gel"
Changbin emre uyarak kapıyı kapatıp ikisinin yanına yaklaştı. Sedye üzerinde oturan çocuktan gözlerini alamıyordu.
"Changbin bu Jeongin, Jeongin bu da Changbin sağlık bilgisi uzmanı"
"Memnun oldum Jeongin"
"Bende Hyung"
"Hyung mu? Kaç yaşındasın sen?"
"18 yaşındayım"
"Ah, bayağı bir gençsin"
"Evet, biraz öyle"
Changbin küçük çocuğa gülümsemişti. Çocuğun yüzü kızarınca kafasını başka tarafa çevirdi. Büyük olan bu durumu şaşkınlıkla karşılasa da Chan'in neden ona haber vereceğini daha çok merak ediyordu.
"Changbin, Jeongin bir vampir tarafından ısırılmış. Isırık izi yeni olduğu için çaresine bakılır mı diye sana soracaktım"
"Kan almam gerek Hyung ayrıca diş izlerine bakabilir miyim Jeongin"
Jeongin kafasını sallayıp başını yana yatırdı. Changbin bu görüntüye karşı yutkunmadan edememişti. Nefeslerini düzene sokup Jeongin'in boynuna geldi.
Küçük olan boynuna gelen sıcak nefesle ilk başta irkilmişti. Garip bir şekilde etkileniyordu bu durumdan. Ellerini dizlerinin üzerinde tuttuğu için yırtık pantolonunu sıkıyordu.
Changbin incelemesini bitirip geri çekildi. Korkudan mı yoksa başka bir şeyden dolayı pantolonunu sıkan çocuğa baktı.
"Jeongin uzanabilir misin yan bir şekilde"
"Hmhm"
Jeongin büyüğünün dediğini yaparak yan uzanmıştı. Changbin'in ne yapacağını bilmediği için çok gergindi.
"Chan 2 şırınga uzatır mısın lütfen"
Chan arkasındaki çekmeceden paketli iki şırınga çıkardı. Changbin'e uzatırken ne yapacağını anlamıştı bu yüzden sadece izliyordu. Changbin şırıngayı paketinden çıkarırken Jeongin'e hitaben konuştu;
"Jeongin şimdi bu şırınga sayesinde boynundaki her iki delikten de örnek kan alacağım. Senden tek ricam içinden 15'e kadar sayman ve dikkatini başka şeylerle dağıtman. Sakın korkma olur mu canını yakmayacağım"
"P-Peki"
Changbin iğnenin ucunu çok dikkatli bir şekilde Jeongin'in boynundaki deliklerden birine götürdü. Küçük çocuğun başını okşayarak şırıngayı çekti. Kan yavaş yavaş tüpe dolarken Jeongin saymaya başlamıştı.
Korkuyordu ne kadar belli etmek istemese oldukça korkuyordu. Titreyen elle yattığı sedyenin demirine tutundu. Changbin canını yaktığını fark edince şırıngayı biraz daha hızlı çekerek işini hemen bitirdi ve çekti.
Jeongin'in gözleri dolmuştu fakat sıkı sıkı kapattığı için çok fazla akmıyordu. Bittiğini anlayınca gözlerini açtı. Kendini sıkmaktan kızarmıştı gözleri.
Changbin hemen ona doğru eğilerek hem yüzünü okşadı hem de kafasını kafasına koydu. Asla canını yakmak istememişti.
"Özür dilerim meleğim canın mı yandı yoksa"
"Y-Yok Hyung acımadı bile"
Changbin küçüğü biraz daha sakinleşsin diye kafasından öpmüştü. Jeongin bu duruma şaşırırken Changbin ikinci delikten kanı almaya başlamıştı bile. Hızlıca biten işin sonunda Jeongin'e tekrar yaklaştı.
"Geçti meleğim birşeyin kalmadı iyisin"
"Changbin onları hızlıca incelemeye al vaktimiz azalmış olabilir"
"Tamamdır Hyung"
Changbin ilerideki tezgaha geçerek deney tüpleriyle bişeyler yapmaya başladı. Şaşkınlıkla onu izleyen Jeongin hâlâ olayın şokundaydı.
Daha önce kimse ona böyle sevgi vermemişti. Chan Jeongin'in yanına gelerek kafasını okşadı.
"İyisin değil mi Jeongin canın acıdı mı?"
"Evet... Changbin Hyung hiç acıtmadı canımı"
Jeongin her ne kadar yalan söylese de Changbin onun kafasını öyle sevip öpmüşken acıdan bile bahsedemezdi. Açıkçası hoşuna gitmişti.
"Aç mısın Jeongin"
"Biraz Chan Hyung"
"Tamam, Changbin biz bişeyler atıştırmaya gidiyoruz sorun olur mu?"
"Olmaz Hyung ona iyi gelecek yemekler yedir ki çabuk iyileşsin ben birkaç dakikaya size sonuçları söylerim"
"Tamamdır Changbin sende acıkırsan beklemeden gel"
"Tamam Hyung afiyet olsun size"
Jeongin yavaş yavaş yürüyordu. Bunu fırsat bilip arkasında kalan Changbin'e baktı. Elinde iki tüpü havaya kaldırmış birini sallıyordu.
Hiç beklemediği bir anda Jeongin'e dönerek gülümsedi. Küçük olan utandığı için hızlıca arkasını döndü. Chan'in arkasından ilermeye devam etti.
"Yaranı saklayalım Jeongin diğerleri yanlış anlamasın sonra söyleriz onlara"
"Peki Hyung nasıl istersen"
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Dokunuş / ChanMin
VampireAskıya alındı- -Vampir avcısı Christopher Bang Chan ve her seferinde Chris'in elinden kaçmayı başaran Kim Seungmin. ~Chan en sonunda kaçak vampiri yakalamayı başaracak mı? Kaçan kovalanır sözü, resmen Seungmin için söylenmiş bir söz. Nefret aşka d...