∆ 3 ∆

123 16 18
                                    

"Evime gelirsen"

"Ne?"

"Doğru duydun, arkadaşın da evimde ve gizli bir odada o odaya ulaşmak istiyorsan evime gelmelisin"

"Güzel tuzak Chan gidiyorum ben"

"Ben teklifimi yaptım Seungmin gerisi sende"

Seungmin, Chan'in yalan söylediğini biliyordu. Bu nedenle ayağa kalkarak geri geri ilerledi. Tam kiremitlerin sonuna geldiğinde ise kendini aşağı bıraktı.

Bırakırken Chan'e dikkatlice bakıyordu. Ardından hızını kullanarak evine doğru yola çıktı. Bu sırada çatıda kalan Chan, nasıl ineceğini düşünüyordu.

Aşağı inen bir merdiven bulduğunda ise oraya yöneldi. Yağmur şiddetini artırırken yürümeye devam ediyordu. Islanmaktan ne kadar hoşlanmasa da Seungmin'i düşününce yürüdüğü yolu bile unutuyordu.

"Siktiğimin vampiri. Kanını akıtırken zevkten dört köşe olacağım"

Chan biraz daha ilerlemeye devam ederken başka bir sokaktan sesler geliyordu. Kavga olduğuna emindi ama ayıran yok muydu?

Sokağa doğru döndüğünde gerçekten de bir kavga olduğuna şahit oldu. Yaş ortalaması 17-18 olan bir çocuğu 4 kişi dövüyordu.

"Hey!"

Araya girip hepsine yetişmeye çalışıyordu. Sürekli farklı yerlerden yumruk yediği için oldukça zorlanıyordu. En sonunda hepsini geri göndermeyi başardığında, yerde bir kaç yeri kan içinde kalmış çocuğa baktı.

"Sen iyi misin?"

Yanına oturup çocuğun kanayan yerini konrtol etti. Eğer kırık çıkık varsa onun dokunması daha kötü yapabilirdi. Bir iki kontrolün ardından yüzünü avuçladı.

Çocuğun kafasını sola yatırdığında boynunda iki delik fark etti. Kan akıyordu hem de ardı arkası kesilmeden.

Chan'in kaşları çatılırken sorgulamadan edemedi. Neden yan yana iki nokta? Isırılmış mıydı yoksa?

Aklındaki düşüncelerden kurtulup kafasını iki yana salladı. Kendine geldiğinde ise çocuğun gözünün önüne gelen saçlarını sıyırıp konuştu.

"Konuşabilir durumda mısın benimle iletişimde kalman gerek bilincini ambulans gelene kadar açık tutmalıyım"

Chan telefonunu çıkarıp ambulansı arayacağı sırada küçük çocuk onu durdurdu.

"H-Hayır... Lütfen"

"Neden iyi değilsin?"

"Arama g-gelmesinler... Ambulans olmaz hastane olmaz"

"Peki neden istemiyorsun bana bir sebep sun"

"Sadece yalvarırım beni hastaneye götürmeyin efendim"

"Tamam, sana kendim pansuman yapacağım"

Yağmur yavaş yavaş hızını keserken Chan, küçük çocuğun kırık çıkığı olmadığından onu kucağına sakince aldı. Evin yolunu tutarak kafasında birşeyler kuruyordu.

"Adın ne?"

"Ben... Jeongin, Yang Jeongin"

"Benim adım da Christopher Bang sen istersen Chan diyebilirsin"

"Chan ne için? Adın Christopher"

"Hoşuma gidiyor ayrıca tam adım Christopher Bang Chan bu nedenle Chan'i kullanıyorum. Özel bir yerdeyken Chris diyorlar"

"Anladım efendim"

"Kaç yaşındasın sen tanrı aşkına bana efendim diyip duruyorsun"

"B-ben 18"

"Lütfen bana Hyung de"

"Peki Chan Hyung"

"Neden seni dövüyorlardı? Bir husumet mi oldu?"

"A-Aslında beni her zaman dövüyorlar"

"Her zaman mı? Annen veya babanın haberi var mı?"

"Benim... Bi ailem yok sokakta kalıyorum. Ayrıca şu an kendimi acınası hissediyorum. Sana ayak bağı oluyorum Hyung"

"Saçmalama Jeongin bu bir insanlık görevidir. Bunu yapmam gerekiyor seni orada bırakıp gidemezdim"

"Çok teşekkür ederim Hyung sana hayatımı borçluyum"

"Rica ederim Jeongin"

Biraz daha adımladıktan sonra Chan kafasındaki sorulardan kurtulmak için bir soru sordu.

"Jeongin"

"Efendim Hyung"

"Boynunda-"

"Hyung ben üşüyorum"

Chan içinden 'Anlaşılan bu konu hakkında konuşmak istemiyor. Ama eğer bir vampirse onu öldürmem gerekir. Lakin kim böyle sevimli bir vampire kıyabilir ki?' diye geçirirken çoktan eve gelmişlerdi.

Kapıyı çaldığında Changbin açtı. İlk önce Chan'e sonra ise Chan'in kucağındaki yüzü tilkiyi anımsatan meleğe baktı.

"Bizi içeri almayacak mısın Changbin?"

"Ah- özür dilerim Hyung buyur gel"

İçeri girdiklerinde, Chan Jeongin'i özel odaya doğru götürdü. Salonun içinden geçtiği için herkes ona şaşkınca bakıyordu. Changbin de dahil. Arkalarından ağzı açık bir şekilde baka kalmıştı.

"Hey Changbin buraya gel kimdi o Chan'in kucağındaki?"

"Bilmiyorum Hyunjin ama... Yüzü çok güzel"

"Ahs şapşal çocuğu mu süzdün bide"

"Ya Minho ne alaka gözüme çarptı. Daha önce hiç böyle güzel bir yüze sahip birini görmemiştim"

"Ben varım ya Changbin"

"Dramalığa başlama yine Hyunjin"

"Ay iyi tamam ne haliniz varsa görün biz sevgilimle uyumaya gidiyoruz hadi Lix"

"Bari kim olduğunu öğrenseydik Hyunjin"

"Sonra öğreniriz Lixie özledim ben seni gidelim işte odamıza"

"Hyunjin biz her dakika birlikteyiz hani nişanlıyız ya"

"Ya başlicam şimdi sizin aşkınıza siktirin gidin odanıza ya"

"Minho Hyung gerildi aman"

Hyunjin ve Felix odasına çıkarken, Chan bodrum kattaki özel odaya Jeongin'i getirmişti. Bu oda tamamen tıbbi ilaçlarla doluydu. Büyük sorunlarda aile üyelerini burada tedavi ederdi.

Sedyeye Jeongin'i yatırırken oldukça dikkatliydi. Küçük olanın üzerine göz attığında çoğu yerinde yırtıklar ve kıyafetlerinin oldukça eski olduğunu fark etti.

İçi bayağı bir burkulmuştu. 18 yaşında olduğu için yurda da alınmazdı. Bu nedenle ona kendi bakmaya karar vermişti.

Jeongin'in yaralarını temizleyip tek tek sarıyordu. Jeongin ise büyüğünü çok dikkatli bir şekilde izliyordu.

Sıra boynundaki yaraya gelince Jeongin bunu saklamak istercesine hafif uzun, boyunu biraz da olsa kapatan saçlarını o tarafa getirmeye çalıştı ama yine de yaralar kabak gibi ortadaydı.

"Jeongin"

"E-Efendim Hyung"

"Boynundaki izler bir vampire ait, bana doğruyu söyle kaçış yolun yok. Isırıldın mı yoksa doğuştan bir vampir misin?"

"Hyung ben..."

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Bu fic tutarsa gayim😭

Kanlı Dokunuş / ChanMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin