Velihat Prenses

İş birliği

Sabah güzel uyanmıştım. Duş alasım gelmedi. Üstüme asker yeşili elbise giydim ve aşağıya inim. Direkt şifacıların yanına gittim. Sabrinayı bulup Senior hakkında bilgi aldım. Evet, ölmüştü ama neyin öldürdüğünü bilmek zorundaydım. Yaralanmayla birlikte yediği samanda zehir varmış. Her gün birer doz verildiği için zamanla bütün vücudunu ele geçirmiş. Birkaç ot adı söyleyip bu karışımı yapıp kaldırması gerektiğini söyledim.

Bahçeye çıktığımda Korumam Sole beni görüp yanıma geldi. Beni göremeyince korkmuş, bir şey olmaz. Kahvaltı yapmak istemediğim için Gül bahçeme gittik. Orada otururken Prens Kenyo ve ailesi gelmiş. Bunun haberi gelince salona geçtim. Prensin ailesi kral ile konuşurken Prens yanıma geldi. Elinde yüzük kutusu vardı. 

Prens: Madem evleneceğiz bu yüzük kutuda değil, senin elinde olmalı. 

Prenses: Tabii, çok güzelmiş. Zümrüt mü?

Prens: Evet, babannem evleneceği zaman babama vermiş. Babamda anneme verdi. Şimdi annem bunu sana takmamı istedi.

Prenses: Çok güzel, bayıldım.

Sol parmağıma takmıştı. Kralımız ve Prensin ailesi alkışlamıştı. Kahvaltı etmedikleri için yemek masasına oturduk. Güzelce sohbetler eşliğinde kahvaltımızı yaptık. Kahkaların eksik olmadığı masadaydım. Aklıma ablam gelmişti..  O varken ne kadar mutluyduk, mutluydum. Yüzüm düştüğünde Prens bana noldu dercesine baktığında ağzımı oynatıp sonra konuşuruz dedim.

Kahvaltımız bitince Qermen kraliçesi Leyno onlarda birkaç gün kalmam için kraldan izin almıştı. Bir haftalık eşyalarımızı hazırlaması için Diana ve Cat odama çıkmıştı.

Prenses: Kraliçe Leyno, eğer izin verirseniz Leyi Kathrine de bizimle gelsin. Onu burada tek bırakamam. Eğer gelemez derseniz bende gelmem

dediğimde anlayışla karşılamıştı. Kathrine aşağıya indiğinde Kraliçe Leyno elindeki bardağı yere düşürdü. 

Kraliçe Leyno: Pardon, istemeden oldu..

dediğinde sıkıntı olmayacağını söyledik. Bakışlarım Kathrine ve Leyno arasında gidiyordu. Bu kadar benzemezdi bir insan. Aklıma kraliçe ve kralın kızlarının küçükken öldüğü geldi. Ya ölmediyse..