''İnanamıyorum!'' Bir çığlıkla gözlerimi kırpıştırarak açtım. Irmak korkarak uyanmış ve kendini yatakta oturur hale getirmişti. Efsa kapıda ağzı bir karış açık bize bakıyordu.
''Buraya istediğin gibi giremezsin.'' Uykudan yeni uyanmama rağmen sesim oldukça soğuk ve tehditkar çıkmıştı.
''Onu gerçekten sevdiğine inanamıyorum abi.'' Hızlıca yataktan kalkıp ona doğru yürüdüm. Gözlerini Irmağın üzerinden ayırmıyordu. Kolunu sertçe tutup onu odadan çıkarttım. Kapıyı ardımdan yavaşça kapattım.
'' Ne bok yediğini sanıyorsun?''
''Sen birini sevemezsin abi. Neden onu evimize kadar sokuyorsun?''
''Siktir ya! Bu seni neden bu kadar ilgilendiriyor. Yatağıma birini aldığımda senden izin mi almam gerekecek?''
''Annem için yaptığını biliyorum.''
''Her ne için ve kimin için yapıyorsam da bu seni ilgilendirmez.''
Arkamı dönüp kapıyı açacakken son anda vazgeçip Efsaya geri döndüm. Bir şey söylememi beklediği yüzünden anlaşılıyordu. İki parmağımla çenesini hafifçe tutup yukarı kaldırdım.
''İşime karışıp Irmakla uğraşırsan sevgilinin ağzını yüzünü dağıtırım.'' Gözleri irileşirken sakin konumumdan sıyrılıp bağırdım.
''Anladın mı!''
Evde sesim yankılandığında hizmetliler aşağıda toplanıp bize baktılar. Efsa gözlerini kapatıp bi süre bekledi. Gözünden bir damla yaş süzüldüğünde elimi çenesinden çekip başparmağımla göz yaşını sildim.
''Beni kötü abi olmaya zorlama Efsa. Bunu cidden istemiyorum.'' Haifçe başıyla onayladıktan sonra odasına girdi. Hizmetlilere dönüp iki parmağımla işlerine dönmelerini işaret ettim. Hızlıca ortadan kaybolduklarında bende odaya geri girdim. Irmak odada volta atarken bugün onu okula bıraktıktan sonra o piçleri bulmaya gideceğimin planını çoktan yapmıştım.
''Ne yapıyorsun?'' dedim bir kolum kitaplığa dayalı halde. Ona bakmaya devam ediyordum. Turuncu pijama takımlarıyla olduğundan daha küçük gösteriyordu. Bana dağru gelip yumruklarını göğsüme indimeye başladı. Bir süre ona engel olmadım. Daha sonra bu saçmalığa daha fazla dayanamayıp bileklerinden tuttum.
''Derdin ne?''
''Benden yararlandın. Kötü olmamdan yararlandın. Senden nefret ediyorum.''
Bir süre ona bakarken ifadesiz görünüyordu daha sonra kendimi tutamayarak bir kahkaha attığımda elimden kurtulmaya çalıştı.
''Bana sarılarak uyudun. Bir düşün istersen..'' Yüzünün anında kızarması hoşuma gitmişti.
''Kereme ne diyeceğim. Lanet olsun meraktan deliye dönmüştür.''
''Sana elbise getireceğim ve okula gideceksin.'' Efsanın odasına aniden girince korkup çığlık atmıştı. Telefonla konuşuyordu. O çocukla konuştuğunu biliyordum. Elimle telefonu işaret ettim.
''O çocuğun ağzına sıçacağım.''
Duyduğuna emindim. Efsa her ne kadar eliyle telefonun hoparlörünü kapatsada duymuştu. Kıyafet dolabını açıp elbiselere göz attım. Hepsi kısaydı.
''Bu ne kızım? Senin hiç uzun elbisen yok mu?'' İçlerinden vişne çürüğü renginde olan bir elbise seçip Efsaya doğru uzattım.
''Bunun kış elbisesi olduğunu belirten tek özelliği uzun kollu olması.''
''Onu bana sen hediye etmiştin abi.'' Gözlerimi devirdim ve bir ceket seçip odadan çıktım. Kendi odama girdiğimde Irmak telefonla konuşuyordu. Kıyafetlerimi alıp banyoya girdim. Üzerimi değiştirdikten sonra içeri döndüm. Irmakta ona getirdiğim kıyafetleri giymişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Yoktun.
Teen Fiction''Sen benim hiç bilmediğim bir yerde uyuyorsun. Ben senin hiç bilmediğin bir yerde ölüyorum..'' İnanmak mı saflık, Öpmek mi günah, Dokunmak mı yasak, Neydi bu sendeki tutsak, Beni sana bağlayan. Bu kitap saflığın nefrete dönüşünü, bataklığın ortasın...