Bölüm 14 ~

212 12 0
                                    


 ''Bunu yapacağını biliyordum.'' dedi Emre çarpık gülümsemesiyle.

''Emre?'' Sesim benim bile inanamayacağım şekilde kötü çıkmıştı. Eli hala kolumdayken kaçmaya çalıştığım odaya geri soktu.

''Kolumu acıtıyorsun'' dedim. Pek umrunda değilmiş gibi duruyordu.

Sedyeye tekrar uzandım. Emre konuşmadan başımda dururken doktor geri döndü. Yüzümü buruşturdum. Gerçekten korkuyordum.

Doktor sedyenin yanına oturup elindeki korkunç şeyleri bana yaklaştırdı. Huzursuzca kıpırdandım.

''Irmak Hanım hareket etmezseniz daha çabuk biter.''

Emre başını kulağıma doğru yaklaştırdığında nefes almayı bıraktım.

''Kulaklığım yanımda değil ve şuan hiçte müzik dinleyecek havamda değilim Irmak. Burdan beni sinir etmeden çıkarsan senin için daha iyi olur.'' dedi.

Her kelimenin üzerine basa basa söylemişti. Şuan bile tüylerim diken diken olmuştu. Huysuzlanmayı bırakıp doktorun işini daha rahat yapabilmesine izin verdim. 

15 dakika sonra doktorun işi bittiğinde kalkıp ceketimi giydim. Emreyle beraber hastaneden çıktığımızda Doruğun olmadığını gördüm. 

''Doruk nerede?''

''Ben gönderdim.''

''Gelmeyeceğini söylememiş miydin?''

Cebinden bir sigara çıkarıp yaktı. Dumanı derince içine çektikten sonra cevap verdi. 

''Baban seni almam için beni gönderdi.''

''Babam mı?''

''Ortaklar arası iş yemeği.'' 

Şaşkınlığımı gizleyemedim. 

''Üzerini değiştirecek misin yoksa direk yemeğe mi gidelim?'' dedi birşey söylememi beklemeden.

''Ah, bilmiyorum. Farketmez yemeğe gidebiliriz.''

''Keremlerin şirketide var. O da gelecek. Eve uğramak istemediğine emin misin?''

''Kerem mi?''

''Siktir et. Eve gittiğinde de çok farklı şeyler giymeyeceksin.Şeker kızlara benziyorsun.''

''Böyle olmaktan memnunum.'' dedim kırık bir sesle.

''Ne yapacağımı biliyorum'' dedi ve arabayı çalıştırdı. 

''Nereye gidiyoruz?'' dedim. 

''Konuşma'' 

Derince bir nefes çekip arkama yaslandım. Konuşmamamın ikimiz içinde iyi olacağını biliyordum. Şuan Keremi tekrar göreceğim için sevinirken Emrenin sinirlenmesiyle bunu yok etmek istemedim. 

Onu bir kez daha görecektim. Midemden kelebeklerin sanki dışarıya çıkmak için birbiriyle yarıştıklarını hissedebiliyordum. Ailesini de tanıyacaktım. Babamın ortakları olduğunu biliyordum ama onunla daha önce hiç bir araya gelmedim. İçimdeki heyecanı biraz olsun bastırmaya çalıştım. 

Emre arabayı büyük bir alış veriş merkezinin önüne park etti. Arabadan çıkıp onu takip ettim. 

''Neden buradayız?''

''Anlaşmamızın karşılığını veriyorum.'' 

''Anlamadım?'' dedim yüzümü buruşturarak. 

''Aptal sarışınlık kısmında olduğun için.''

Yürümeyi bırakıp olduğum yerde durdum. Emre peşimden gelmediğimi fark ettiğinde bana döndü.

Sen Yoktun.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin